''Parkinson artık yaşlı hastalığı değil''
Prof. Dr. Temel Yılmaz, Parkinson'un artık yaşlı hastalığı olmadığını 40 yaş üstü popülasyonda hızla arttığını söyledi.

Oluşturma Tarihi: 2017-10-21 12:16:58

Güncelleme Tarihi: 2017-10-21 12:16:58

İç Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Temel Yılmaz, cep telefonu kullanımı ile Parkinson ve Alzheimer arasındaki ilişkiyi ele aldı. Parkinson ve Alzheimer hastalığından korunmak için tavsiyelerde bulundu.

PARKİNSON NEDİR?

Prof. Dr. Temel Yılmaz, Parkinson hastalığı için 'Artık yaşlı hastalığı değil, 40 yaş üstü popülasyonda hızla artıyor.'' diyerek Habertürk'teki köşesinden tanımını şu şekilde yaptı:

Parkinson, sessiz başlayan ve yavaş ilerleyen bir hastalık. Beyinde dopamin üreten sinir hücresinin yavaş yavaş harabiyetiyle ortaya çıkıyor.

Dopamin beyinde düşünme, hareket kontrolü, hafıza ve davranış gibi fonksiyonlar için çok önemli bir kimyasal. Dopamin azalmasıyla bu fonksiyonlarda bozukluk başlıyor. Genel olarak vücudun bir tarafında başlar, birkaç yıl sonra iki tarafında da belirtiler ortaya çıkar. Parkinson genellikle ileri yaş hastalığı olarak bilinir. Toplumda 55-60 yaş aralığında % 1 oranında görülürken ilerleyen yaşlarda % 5'e kadar çıkar. Ancak son yıllarda daha erken yaşlarda ve daha yaygınlaştığı gözlenmekte. Parkinson hastalığının ancak % 5-10'u genetik geçişlidir, bu kişilerde hastalık daha erken, yani 40 yaşlarda başlar.

PARKİNSON BELİRTİLERİ

Yılmaz Parkinson hastalığının dört temel belirtisinin olduğunu söyleyerek; 

''Parkinson hastalığının dört temel belirtisi var. En belirgin bulgusu, titreme ya da tremor. Kahve içerken ya da kaşıkla yemek yerken elde titreme, yazıların daha küçük ve titrek olmasıyla dikkat çeker, ilerleyen yıllarda titreme daha belirgin olur, uzaktan da görülebilir, elde, kolda, yüzde, başta ortaya çıkar. Parkinson'un temel belirtilerinden biri de hareketlerin yavaşlaması. Daha küçük adımlarla yürümeye başlanır. Konuşma ve reaksiyonlar gecikir, maske yüz denilen durgun bir yüz ortaya çıkar.

Diğer iki önemli bulgu vücutta katılık ve sertleşme olması, ilerleyen yıllarda denge kaybı ve düşmeler başlaması. Hastalık ilerledikçe düğme iliklemek, elbise giymek, yemek yemek, yazı yazmak gibi günlük rutin aktiviteler bozulmaya başlar; konuşma, yazı yazma, yürüme aktivitelerinde yardım gerekebilir. İlerleyen yıllarda yutma güçlüğü ortaya çıkar.

Parkinson yavaş ve sinsi, çok uzun yıllar sürebilir, ölüme doğrudan neden olmaz, ama yaşam kalitesini bozar.

CEP TELEFONLARI VE PARKİNSON

Danimarka'da yapılan bir araştırmada cep telefonu ve Parkinson hastalığının arasında ilişki bulunduğunu aktaran Yılmaz; 

''Son yıllarda Parkinson hastalığının oranı artıyor ve daha genç yaşlarda ortaya çıkıyor olması bilim insanlarını araştırmaya sevk etti. Danimarka'da 400 bin kişinin üzerinde yapılan değerlendirmede, cep telefonu kullanımı ile Parkinson ve Alzheimer hastalığı arasında bir ilişki olduğu saptandı. Cep telefonları kapalı da olsa elektromanyetik dalga yayıyor, her 30 saniyede bir, baz istasyonuna sinyal gönderiyor. Telefon uykuda daha çok etkiliyor.

Bu elektromanyetik dalgalarla “meningioma glioma” gibi beyin tümörleri, Alzheimer ile birlikte Parkinson oranı da artıyor. Parkinson'u tetikleyen diğer önemli neden, gelişen teknolojiyle beyin fonksiyonlarını daha az kullanır olmamız. Artık hafızaya fazla gereksinim duymuyoruz; yol bulmak, isim hatırlamak, toplantı tarihleri için artık elimizde akıllı telefonlar var. Giderek yeni kuşaklarda beyin fonksiyonlarına daha az ihtiyaç duyulur oldu, bu da Parkinson gelişimine zemin hazırlıyor.'' dedi.

YENİ YAŞAM MODELİ

''Hareketsiz bir yaşam ve sürekli kapalı ortamlar beynin oksijenlenmesini azaltıyor. Özellikle işyeri ortamı, plaza yaşamı, insanların bir arada oturduğu kalabalık ortamlar genel olarak hava sirkülasyonunun yetersiz olduğu, beyne daha az oksijen gittiği ortamlar. Yetersiz oksijen, beyin beslenmesini bozuyor, Parkinson ve Alzheimer'a zemin hazırlıyor.

Kötü beslenme ile arasında da doğrusal ilişki saptanmış. Aşırı karbonhidratlı, şekerli, hamurlu yiyeceklerin vücutta yağlanmayı ve insülin direncini artırdığı gibi beyin insülin direnci oluşturduğu birçok çalışmayla kanıtlandı. Aşırı yağlı ve kırmızı etle beslenme, beyin insülin direncini tetikliyor ve özellikle hafıza, düşünme, hareket fonksiyonlarını yavaşlatıyor. Aşırı karbonhidrat, aşırı yağ ve aşırı protein üçlüsü beynin dejeneratif fonksiyonlarını bozan hastalıkları başta Alzheimer ve Parkinson'u artırıyor. Tarım ilaçları ve kimyasal pestisitler ile Parkinson arasında da bir iliş- ki olduğunu gösteren yayınlar var. Özellikle sebze ve meyvelerde zararlı organizmaları önlemek için sıkça pestisit kullanılır ve çok iyi yıkanmadıkça bu pestisit kalıntıları gıdaların üzerinde kalır ve onları yemekle alırız.''

''UZUN YÜRÜYÜŞLER YAPIN''

Parkinson ve Alzheimer hastalığından korunmak için Yılmaz şu önerilerde bulundu:

''Beyninizin daha kaliteli oksijenlenmesini sağlayacak önlemler alın, kapalı ortamda daha az oturun, fırsat buldukça açık havaya, parklara çıkın.

Uzun yürüyüşler yapın, spor yapmamak için bahanelerinizi bir kenara atın, hareketli olun.

Bulmaca çözün, kitap okuyun, film seyredin. Beyninize sürekli spor yaptırın. Beyin sporu en ihmal ettiğimiz konulardan biri.

Sebze, meyveleri bol suyla yıkayın, sirkeli suda bekletin, ilaç kalıntılarını atın.

Gıdalarınıza dikkat edin, Vegan beslenmeye ağırlık verin, sofranızda salata ve sebze eksik olmasın.''