Prof. Dr. Nurper Ülküer: Çocuk kitapları için önlem alınmalı
Çocukların bilişsel, sosyal ve duygusal gelişimi açısından onlara uygun kitapların seçilmesinin önemli olduğunu belirten Prof. Dr. Nurper Ülküer, ebeveynlerin kitapların içeriğini mutlaka incelemeleri gerektiğini söyledi. Tıpkı

Oluşturma Tarihi: 2020-08-29 11:22:56

Güncelleme Tarihi: 2020-08-29 11:22:56

Üsküdar Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Çocuk Gelişimi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Nurper Ülküer, uygunsuz içeriği nedeniyle bir çocuk kitabının gündeme geldiğini hatırlatarak çocuklar için doğru içerikte kitap seçiminin önemli olduğunu söyledi.

Prof. Dr. Nurper Ülküer, “Son günlerde, ‘yayından kaldırılmış ve kopyaları imha edilmiş' bir kitapta yer alan, çocukları, gençleri ve hatta biz yetişkinleri bile ‘örseleyici' ifadeler içeren bir ‘masal', sosyal medya aracılığı ile önemli bir konuyu tekrar gündeme getirdi” dedi.

Kitaplarla ilk yıllarda tanışmaları önemli

Kitapların, bilhassa masal kitaplarının, çocukların başta dil gelişimi olmak üzere, bilişsel, sosyal ve duygusal gelişimlerinde önemli bir rol oynadığının bilindiğine dikkat çeken Prof. Dr. Nurper Ülküer, “Çocuğun kitapla daha yaşamının ilk yılından itibaren, anne-babası gibi yetişkinlerle etkileşimli okumalar yaparak tanışması bu nedenle çok önemlidir. Eskiden büyüklerden dinlenen masallar, bugün çocuklara kitaplar aracılığı ulaşıyor. Kitaplar, böylece kültürel mirasın, gelenek-göreneklerin masallarla yeni nesillere aktarılmasında da önemli rol oynuyor” dedi.

Masallarda toplumsal körlüğe dikkat edilmeli

Prof. Dr. Nurper Ülküer, söz konusu olayda kitabın yazarının bir ifadesine dikkat çekerek kültürel aktarımlardaki yanlışlıklara mutlaka müdahale edilmesi gerektiği uyarısında bulunarak şunları söyledi:

“Konunun öznesi olan kitabın yazarı twitter hesabından yayınladığı “özür” yazısında da aynı şeyi söylemiş: “Büyüklerimden dinlediğim ‘meseli' aktardım, kötü bir niyetim yoktu.” Burada, dikkat edilmesi gereken bir başka önemli nokta ise masaldaki “uygunsuzluğun”, kültürler arası devir edilişinde “normalleştirilmesi” ve bunu yazarın bile fark etmemesidir. Kültürel söylemlerin nesilden nesle geçmesi sırasında karşılaşılabilecek en önemli risklerinden biri olarak karşımızda duran ve ivedilikle farkında olmamız gereken risk de tam işte budur: Anomalilerin normalleşerek ‘toplumsal körlük' oluşturması. Bu duruma en güzel örnek ‘toplumsal cinsiyet' konusunda ‘eşitsizliklerin' toplum bireyleri tarafından ‘normal' olarak kabul edilmesi ve fark edilmemesidir.İşte bu noktada, bu tür ‘mesellerin' aktarıldığı kitaplar örseleyici ve istismar edici riskler taşır.”

Örseleyici yayınlardan herkesin korunması gerekir

“Kitaplar yaşamın vazgeçilmezidir” diyen Prof. Dr. Nurper Ülküer, “Toplumsal, kültürel duyarlılığı olan evrensel değerleri benimsemiş kitaplar, gelişimimizde çocukluğumuzdan başlayarak önemli yer tutar. Duygularımız, sosyal ve kültürel bakış açılarımız kitaplarla şekillenir. Bu nedenle, başta çocuklar olmak üzere ergenlerin ve hatta yetişkinlerin bu tür örseleyici yayınlardan korunması ve risklerin ortadan kaldırılması gerekir” dedi.

“Reaktif” değil “proaktif” olmak gerekir

Konunun üzerine mutlaka gidilmesi gerektiğini belirten Prof. Dr. Nurper Ülküer, “Sosyal medya aracılığı ile birdenbire herkesin reaksiyon gösterdiği bir durum ve ivedilikle incelemeye alınan bir kitap üzerinden fırtınalar kopuyor. Belki, birkaç gün sonra konu unutulacak ve yeni bir benzer bir olay ortaya çıkana kadar da tekrar gündeme gelmeyecek. Oysa, proaktif bir yaklaşımla bu durum bir uyarı olarak kabul edilmelidir. Benzer olayların tekrarlamaması için konu uzmanlarının, yöneticilerin, yazar-çizerlerin-yayıncıların, ana-babaların harekete geçmesi, etkili ve sürdürülebilir tedbirler almak üzere çalışmalar başlatması gerekir” diye konuştu.

Kitaplar detaylı incelenmeli, uygun olmayanlar şikayet edilmeli

Anne-babaların çocukları için seçecekleri kitaplarda çok dikkatli olması gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Nurper Ülküer, ilgili kurumların da üzerlerine düşen görevi yerine getirmeleri gerektiğini belirterek şunları söyledi:

“Anne-babalar çocukları için alacakları veya çocuklarının okudukları kitapları dikkatle inceleyebilir ve uygun olmayanları yetkililere haber verebilirler. Bunu yapabilmeleri için ise anne babaların, eğitim düzeyleri ile ilişkili olmadan, bilinçli bir farkındalık geliştirme desteğine ihtiyaçları olabilir. Yazarlar ve yayın-evlerinin aynı şekilde bu alandaki olası ‘körlüklerini' fark edebilme ve bunun üstesinden gelebilme becerilerini geliştirmesi gerekir. Çocuk Gelişimi ve Eğitimi alanında çalışan uzmanların konuyu dikkatle ele alması, bu farkındalık geliştirme çalışmalarında aktif rol oynaması önemli katkılar sağlayacaktır. Bilhassa, MEB ve AÇSHB bünyesinde, görevli ve yetkili kurulların kontrol mekanizmalarının ve yaptırımlarının daha etkin hale getirilmesi bu çalışmaların başarısı ve sürdürülebilirliği açısından büyük önem taşır.”

Kitap Güvenliği Yönetmeliği ve Güvenli Kitap Onayı

Prof. Dr. Nurper Ülküer, kitap güvenliği yönetmeliğinin mutlaka oluşturulması gerektiğini belirterek “Günümüzde, çocukların gelişimleri ve güvenliği için ‘Oyuncak Güvenliği Yönetmeliği' hazırlanmış ve Avrupa Standartlarında olduğunu gösterir ‘CE' işaretinin paketlerin üzerinde bulunması zorunluluğu getirilmiştir. Bu durum daha çok ticari anlamda önemli olsa da çocukların güvenliğinde ve ana-babaların bilinçli oyuncak seçiminde önemli bir kriter haline gelmiş ve farkındalık oluşturmuştur. Çocukların sosyal ve duygusal açıdan örselenmelerini ve istismar edilmelerini önleyecek bir ‘Kitap Güvenliği Yönetmeliği' oluşturulmalı ve bu standartların var olduğunu gösteren bir onay işaretinin ‘Güvenli Kitap Onayı- GKO' gibi kitapların üzerinde olması mecburiyeti getirilmelidir. Anne-babalar başta olmak üzere, çocukla çalışan tüm profesyonellerin bu konuda eğitilmesi ve bilinçlendirilmesi gerekir. Çocuk kitabı yazarlarının, bu alanda eğitim veren kuruluşların yetkililerinin ‘Güvenli Kitap' farkındalık eğitimlerini almaları ve bu onayı verecek disiplinler-arası uzmanlık kurullarının, başta MEB ve AÇSHB olmak üzere yetkili kurumların liderliklerinde hareket geçirilmesinde yarar vardır. Çocuğun üstün yararı ve gelişimi için proaktif olalım. Aksi taktirde benzer olaylara ‘anlık'sosyal medya aracılığı ile tepkiler vermeye ve daha sonra unutmaya devam ederiz” dedi.