Bugün yeme-içme bağımlılığından bahsetmek istiyorum.
Yeme içme bağımlılığı aslında bir dürtüdür. Bir davranış bağımlılığıdır. Kişi kendini yemek yeme zorunda hisseder. Yani takıntı halinde obsesyon biçiminde bir düşünce gelir aklına. Kişi bunu yapmak zorunda hisseder. Yapmadığında inanılmaz bir sıkıntı hisseder, yaptığında ise rahatlar. Bir süre sonra bu durum bir döngü haline gelir.
Yeme içme bağımlılığı da bütün bağımlılıklarda olduğu gibi biyolojik, psikolojik veya sosyolojik nedenlerin sonucu olabilir. En önemlilerinden biri de psikolojik nedenlerdir. Özet olarak yeme bağımlılığına şöyle diyebiliriz. “ Ruhunuzu doyuramazsanız, karnınızı doyuramazsınız.” Yeme bağımlılığında da tüm bağımlılıklarda olduğu gibi dopamin'in yeterince salınmamasıyla ilgilidir ya da salınan miktarın kişiye yeterli olmaması yani bir haz duyma eksikliğidir aslında. Yaşam içerisinde bir bütünde kendinizi değerli hissetmezseniz, haz aldığınız ve ilgi duyduğunuz alanlarda azlık varsa o zaman bir biçimde stresli olduğunuzda ya da çok mutlu olduğunuzda ruhunuzu doyurmak için yeme davranışı başlar. Yemek yeme davranışının size iyi geldiğini görmeye başlarsınız ve bu gittikçe tolerans geliştirir. Yani önce bir tabak yersiniz size iyi gelir, daha sonra iki tabak, üç tabak yetmemeye başlar ve miktar gittikçe artar. Yediğiniz yemeğin miktarına artık sınır koyamamaya başlarsınız ve yemediğiniz zamanlarda kendinizi mutsuz hissedersiniz.
Bu döngünün kırılması için mutlaka profesyonel yardım alınmalıdır. Sadece diyetisyene giderek yeme bağımlılığı tedavi edilemez. Mutlaka psikolog ve diyetisyen eş zamanlı olarak çalışmalıdır. Psikoterapilerde BDT (bilişsel davranışçı terapi) başarılı olmaktadır. BDT ile birlikte yeme davranışını kısıtlamaya yönelik, durdurmaya yönelik ya da yeme davranışını erteleyebilme motivikasyonları içinde yeniden bilinçlendirmeyi sağlamak için terapiler uygulanmaktadır.
Diğer davranış bağımlılıklarında olduğu gibi yeme içme bağımlılığında da kullanılan bir ilaç tedavisi bulunmamaktadır. Ancak bu duruma eşlik eden başka bir hastalık var ise örneğin bir kaygı bozukluğu ya da takıntı hastalığı varsa bu hastalıkların ilaç tedavisiyle birlikte uygulanır.