'Sağlık olsun' demekle olmuyor!
Yazar Mehmet Yavuz, sağlık sektöründe yaşanan son gelişmeler ve tartışmaları ele alan bir yazı kaleme aldı.

Oluşturma Tarihi: 2020-06-06 12:48:39

Güncelleme Tarihi: 2020-06-06 12:48:39

Yazar Mehmet Yavuz Timeturk'e özel yazdığı yazıda, "Özellikle şu süreçte sağlıçılara methiyeler düzülürken hastane ve sağlık ocağı koridorlarında hemşire ve doktorların maruz kaldığı şiddet son bulmuş değil. Vefakar davrandıkları için doktorlara binlerce lira ek ödeme sağlanırken hemşire ve diğer sağlık çalışanlarının es geçilmesi düşündürücü" değerlendirmesinde bulundu

İşte o yazı:

Tıp dünyasında yaşanan gelişmeler insan sağlığını daha ileri bir noktaya taşımak adınadır.

Bütün dünyada olduğu gibi ülkemizde de sağlık alanında çok önemli çalışmalara imza atılıyor.

Bir toplumun gelişmişlik seviyesini sadece milli gelirden aldığı pay değil, sağlıktan yararlanabilme imkanları da gösterir.

İnsanlar ilaçlarına rahatça ulaşabiliyorsa, hastaneye gittiklerinde insani bir hizmet alabiliyor ve ileriye dönük ciddi sağlık kaygıları taşımıyorsa o toplum gelişmiş bir toplumdur.

Avrupa ve Amerika'daki seçimlerde seçmenlerin ilk olarak siyasilerden beklediği icraat " sağlık alanında neleri vadettikleri" dir.

Bebeklerin bakım parası, çocukların oyun olanakları, gençlerin eğitim  masrafları ve yaşlıların emeklilik refah payları ise daha sonraki istekler şeklinde sıralanır.

Tıp o kadar dinamik bir sektördür ki, bugün bilim adamlarının çare olarak piyasaya sürdüğü bir ilaç ertesi gün zararlı olduğu gerekçesiyle piyasadan çekilebilmektedir.

"Şu bitkileri yerseniz bağışıklığınız güçlenir" denildikten birkaç ay sonra bu tezi dile getirenler, "Bunları asla yemeyin" diyebilmekte.

Bunun en büyük nedeni; her geçen gün araştırma sürecinin yeni ve farklı sonuçlar ortaya koyabilmesi.

Bugün "tereyağı yararlı mı zararlı mı, yumurtanın sarısı faydalı mı değil mi, aspirini haftada bir almak hastalıktan korur mu korumaz mı, tavuk eti pişirilmeli mi kızartılmalı mı...." gibi onlarca soru ve kafa karışıklığının temelinde de bu yatıyor.

Bir uzmanın söylediğine başka bir uzman karşı çıkabiliyor, bir doktorun tedavisine başka bir doktor eleştiri getirebiliyor.

Aslolan sağlıklı düşünebilmek ve sağlıklı tartışmalar yaparak sağlıklı sonuçlar elde edebilmek.

Türkiye sağlıkta son dönemde daha çok psikolojik gelgitler yaşamaya başladı.

Kendisini hastalık hastası olarak görenler psikologlara akın ediyor.

Sağlıkta dev binalar yükseldikçe kişilerin küçük dünyalarında dev sorunlar nüksetti.

Özellikle gençler arasında psikolojik sıkıntılar yükselişte.

Alternatif tıpçılarla konvansiyonel tıpçılar yoğun bir tartışma içerisinde.

Bitkisel ürün pazarlamacılarıyla endüstriyel ilaç firma temsilcileri biribirini sektöre ihanet etmekle suçluyor.

Özellikle şu süreçte sağlıkçılara methiyeler düzülürken hastane ve sağlık ocağı koridorlarında hemşire ve doktorların maruz kaldığı şiddet son bulmuş değil.

Salgın nedeniyle vefakar davrandıkları için doktorlara binlerce lira ek ödeme sağlanırken hemşire ve diğer sağlık çalışanlarının es geçilmesi ve yetersiz ücretlendirilmesi kamunun da pek adil davranmadığının göstergesi.

Balkonlardan alkışlarla motive edilmeye çalışılan sağlıkçıların salgın sonrası yasal haklarının verilip verilmeyeceği belirsizliğini koruyor.

Norveç'ten vatandaşını özel uçakla İstanbul'a getirebilen bir Türkiye, Hakkari'nin en ücra köyündeki bir hastayı helikopter ambulansla Ankara'ya da taşıyabiliyorsa bu ne kadar yol alabildiğimizin göstergesi.

Sağlıklı nesilleri ancak  "Sağlık olsun" deyip geçmeden "sağlıklı adımlar" atabilen devlet kadroları sağlayabilecektir.