Salgını bahane edip ameliyatınızı ertelemeyin
Erkeklerin kalp hastalığına yakalanma riski kadınlara oranla çok daha fazla. Fakat menopoz dönemine giren kadınlar için söz konusu hastalığa yakalanma riski erkeklerle aynı orana ulaşıyor.

Oluşturma Tarihi: 2021-12-02 00:21:43

Güncelleme Tarihi: 2021-12-02 00:21:43

Kalp damarları belli bir oranın üzerinde tıkanmış ve ameliyat gerektiriyorsa ertelenmmesi gerekiyor.
Minimal invaziv yani küçük kesi cerrahisi ile kalp ameliyatları sadece 4 santimlik bir kesi ile yapılabiliyor. Hastaların tek tek değerlendirilip ameliyat için en faydalı rotayı belirmenin oldukça önemli olduğunu vurgulayan Kalp ve Damar Cerrahı Prof. Dr. Barış Çaynak, kalp ameliyatlarında minimal invaziv yöntemin kişinin üzerinden ameliyatın tüm yükünü aldığını söylüyor.

Belirtiler ihmal edilmemeli

"Göğüs ağrısı, çabuk yorulma, merdiven çıkarken kola veya çeneye vuran ağrı gibi şikayetlerden sonra doktora gidildiğinde hasta bazı tetkiklerden geçiriliyor. Öncelikle eko, efor, kan testi gibi az travmatik testler yapılıyor." diyerek şöyle devam etti: " Test sonuçları damar tıkanıklığını gösteriyorsa veya damar tıkanıklığından şüphelendiriyorsa, kişiye anjiyo yapılması gerekiyor. Çünkü kalp anjiyosundan başka hiçbir test damarları göstermiyor. Kalbi besleyen damarlarda belli bir seviyenin üzerinde tıkanıklık varsa ilaçla tedavi edilemiyor. Kişinin kalbine ya stent takılması ya da ameliyat yapılması gerekiyor.”

Metodolojisi belli

Çaynak, “Minimal invaziv yöntem ile göğüs kemiği açılmıyor, sol göğüs altından 4 santimlik bir kesi ile ameliyat gerçekleştiriliyor. Sadece tek damar hastalarına değil, kalbin sağ ve arka da dahil bütün damarlarına bu teknikle by-pass yapılabiliyor. Bu nedenle mutlaka anjiyoyu görüp ona göre karar vermek lazım. Ameliyat her zaman bu işte altın standarttır. ‘Kalbim anjiyo ile açılabildiği kadar idare etsin, sonra ameliyat olurum' gibi düşünceler yanlıştır. Anjiyo sonrası ameliyat kararı alındıysa ameliyat olmak en doğru karardır. Fakat ameliyat olmadan önce klasik kalp ameliyatları dışında ne yapılabilir diye araştırmakta fayda var.” değerlendirmesini yaptı.

Öte yandan Kalp ve damar hastalıklarına bağlı gerçekleşen ölümlerin en çok düşük ve orta gelirli ülkelerde görülmesi dikkati çekiyor. Uzmanlar, 2030 yılında kalp ve damar hastalığından ölenlerin sayısının 23 milyona ulaşacağını tahmin ediyor.

En yaygın ölüm nedeni

Dünya Sağlık Örgütü'nün (DSÖ) verilerine göre, dünyada en yaygın ölüm sebebi olarak gösterilen kalp ve damar hastalıkları, yılda yaklaşık 18 milyon kişinin hayatını kaybetmesine yol açıyor. Kardiyovasküler hastalıklara bağlı gerçekleşen ölümlerin yüzde 75'i Türkmenistan, Afganistan, Kazakistan, Ukrayna, Belarus gibi düşük ve orta gelirli ülkelerde görülüyor.

Erkekler daha çok mu etkileniyor?

İstatistiklerine göre, 2017 yılı itibarıyla 126,5 milyon kişinin kalp hastalığı ile yaşadığı tahmin ediliyor. Bu sayının 68,5 milyonluk kısmını erkekler oluşturuyor.Uzmanlara göre, 55 yaşından sonra her on yılda bir, inme riski iki kat artıyor. Ayrıca, erkeklerin kalp hastalığına yakalanma riski kadınlara oranla çok daha fazla. Fakat menopoz dönemine giren kadınlar için söz konusu hastalığa yakalanma riski erkeklerle aynı orana ulaşıyor. Kişinin etnik kökeni de söz konusu hastalığın görülme sıklığında rol oynuyor.

Riskli gruplar

Örneğin, Afrika veya Asya kökenli kişilerin bu hastalığa yakalanma riski diğer kökenlere göre çok daha fazla oluyor. Yoksul olmanın da dünyanın herhangi bir yerinde kalp hastalığı ve inme riskini artırdığı ifade ediliyor. Kronik stresli yaşam, sosyal izolasyon, anksiyete ve depresyon da riski artıran faktörler arasında yer alıyor.