Prof. Dr. Erdöl, "Dünya Tütünsüz Günü" dolayısıyla yaptığı açıklamada, tütün kullanımının yeni tip koronavirüs (Kovid-19) ile ilişkili ciddi semptomların gelişme riskini artırabildiğini aktardı.
Yapılan araştırmaların sigara içmeyenlere kıyasla sigara içme öyküsüne sahip olmanın yoğun bakıma yatış, mekanik ventilasyon gereksinimi gibi sonuçlara yol açtığını, iyileşmenin uzadığını gösterdiğini anlatan Erdöl, "Sigara içmenin halihazırda soğuk algınlığı, grip, zatürre ve tüberküloz gibi diğer birçok solunum yolu enfeksiyonu için bir risk faktörü olduğu da bilinmektedir." diye konuştu.
Prof. Dr. Erdöl, sigara içmenin ayrıca ciddi Kovid-19 vakalarında Akut Solunum Sıkıntısı Sendromu'na (ARDS) yol açtığını dile getirerek, şunları kaydetti:
"Kovid-19'un ortaya çıktığı Çin'den elde edilen kanıtlar, tütün kullanımından kaynaklanan veya başka türlü kardiyovasküler ve solunum rahatsızlıkları olan kişilerde ciddi Kovid-19 semptomları gelişme riskinin daha yüksek olduğunu göstermektedir. Laboratuvar olarak doğrulanmış 55 bin 924 vaka üzerine yapılan araştırmalar, Kovid-19 hastalarında ölüm oranlarının kardiyovasküler hastalığı, diyabet, hipertansiyon, kronik solunum hastalığı veya kanser hastalığı olanlarda önceden mevcut kronik tıbbi durumu olmayanlara göre çok daha yüksek olduğunu göstermektedir. Her türlü tütün kullanımının kardiyovasküler ve solunum sistemleri dahil olmak üzere vücudun tüm sistemleri için zararlı olduğu zaten bilinmektedir. Bu durum, önceden var olan bu koşulların sigara kullanan bireylerin Kovid-19'a karşı savunmasızlığını artırabileceğini göstermektedir." "Sigara içenlerde uzun süren şiddetli hastalık tablosu enfeksiyonun yayılmasını artırıyor"
Prof. Dr. Cevdet Erdöl, dünya genelinde toplumlarda tütün kullanımının yaygın olduğunu ve tütün bağımlılığının her yıl 7 milyondan fazla kişinin ölümüne neden olduğunu aktararak, "Kovid-19 tükürük damlacıkları yoluyla bulaştığından ve ciddi akciğer pnömoniye neden olduğundan, tütün içen kişiler zayıf akciğer fonksiyonu, çapraz enfeksiyon ve azalmış hijyen alışkanlıkları nedeniyle ciddi Kovid-19 enfeksiyonu riski altındadır. Sigara tütünü ile solunan duman, öksürme veya hapşırmayı tetikleyerek SARS-CoV-2 içeren aerosollerin üretilmesine ve çevresel yüzeylerin enfekte olmasına neden olur. Bu nedenle sigara içmek, hem aktif hem de pasif içenlerde virüs için olası bir bulaşma şeklidir. Hastalık bulaşması için ilave bir risk faktörü olarak değerlendirilmelidir." şeklinde konuştu.
Sigara veya diğer tütün cihazlarında kullanılan ortak yüzeylerin, virüsün 4 saatten 2-3 güne kadar aktif olduğu kağıt, plastik ve metalleri içerdiğini vurgulayan Erdöl, şunları kaydetti:
"Bu nedenle sigara veya nargile gibi diğer tütün cihazlarının paylaşılması nedeniyle enfeksiyonun bulaşması felakete dönüşebilir. Tütünün birden fazla cihazdan içildiği mekanlarda kontamine olmuş yüzeyler, virüs içerebilen yoğun hava ve aerosoller, sosyal mesafe kuralı uygulansa bile tütün kullanmayanları pasif olarak enfekte edebilir. Yine sigara kullanan kişilerin etkili maske kullanımı kurallarına uyamamaları ve elleri ile dudaklarına sıkça dokunmaları bulaş riskini artıran diğer faktörlerdir. Bir diğer önemli nokta sigara içmeyen bireyler daha hızlı iyileşme ve daha hafif semptomlar ile bulaşma riskini azaltırken, sigara içenlerde uzun süren şiddetli hastalık tablosu enfeksiyonun toplumda ve hastanelerde yayılmasını artırmaktadır."
Dünya Sağlık Örgütü'nün de tütün ürünleri içenlerin Kovid-19 bulaşı için daha savunmasız olabileceğini, çünkü sigara içmenin parmakların dudaklarla temasını içerdiğini, bunun da virüslerin elden ağza geçişi ve bulaş ihtimalini artırdığını bildirdiğini aktaran Erdöl, nargile olarak da bilinen tütün kullanma sistemlerinin, Kovid-19 virüsünün bulaşmasını kolaylaştırdığını vurguladı.
Kaynak: AA