Toplumun yüzde 12’si 'korona’dan korkmuyor!'
Halkın sıkı tedbir aldığı bir dönemde koronavirüse karşı duyarsız kalanların da varlığını ortaya koyan bir araştırmanın sonuçları dikkati çekti

Oluşturma Tarihi: 2020-03-21 13:30:45

Güncelleme Tarihi: 2020-03-21 13:30:45

İletişim Bilimleri Enstitüsü ve Fram Araştırma şirketi tarafından Prof. Dr. Ali Atıf Bir Başkanlığında 14 Mart - 18 Mart tarihleri arasında Türkiye temsili 824 kişiyle gerçekleştirilen Risk Algısı Araştırması'nın sonuçlarına göre; %12'lik bir kesim hiçbir konuda önlem almadığını % 22'de hiçbir yere girmekten çekinmediğinin belirtti.

 “Hepimiz önlem almalıyız ama panik yaratmaktan da uzak durmalıyız” 


İletişim Bilimleri Enstitüsü ve Fram Araştırma şirketi tarafından Prof. Dr. Ali Atıf Bir Başkanlığında 14 Mart – 18 Mart tarihleri arasında Türkiye temsili 824 kişiyle gerçekleştirilen Risk Algısı Araştırması'nın sonuçları yayınlandı. Araştırma sonuçlarına göre toplumu yüzde 12'si hiçbir konuda önlem almazken; yüzde 22'lik bir kitle ise hiçbir yere gitmekten çekinmediğini söyledi. Sonuçlara göre yüzde 44 korona virüsünün kendilerine bulaşma ihtimalinin %1 ile %5 arasında, gerçek hastalık bulaşma riskine yakın olarak algılıyor. Bulaşma riskini gerçek riskin üzerinde algılayanların oranı ise yüzde 56.

 Araştırmadan notlar…

Yaşa göre analiz derinleştirildiğinde 65 yaşına kadar yaş ilerledikçe risk algısı gerçek riske daha yaklaşmaktadır. 65 yaşından sonra ise yine algılanan risk yükselmektedir. Yani 18-24 yaş grubunda ve 65 yaş üstünde daha hastalık riski olduğundan daha yüksek algılanmaktadır.

Yine araştırma sonuçlarına göre gençlerin haberleri daha fazla internet ve sosyal medya üzerinden takip etmeleri, 65 ve üstü yaş grubunun doğrudan risk grubu içinde olması ve TV haberlerini daha fazla takip etmelerinin endişeye bağlı risk duygusunu arttırdığı söylenebilir.

Araştırmada Türkiye'nin çoğunluğunun süreci TV'den izlediği, en fazla takip edilen kaynağın da Sağlık Bakanlığı açıklamaları olduğu belirlenmiştir.

Araştırmadan çıkan çarpıcı sonuca göre büyük çoğunluk (% 16 Başarılı, % 64.2 Çok Başarılı) Sağlık Bakanlığı'nın süreci iyi yönettiğini düşünmektedir. Sağlık Bakanlığı bilgi kaynağı olarak % 80 oranında en güvenilir kurum olarak algılanmaktadır.

Korona Virüsü ile ilgili yapılan haberleri inandırıcı bulanları oranı %44 iken hiç inandırıcı bulmayanların oranı % 12'dir. Eğitim düştükçe haberleri inandırıcı bulmama oranı artmaktadır. Görüşülen kişileri %25'i şu anda oluşan panik ortamının çok abartılı olduğunu düşünürken, 27.6 orta düzeyde bir abartı hissetmektedir.

Nasıl hareket edilmeli?

Prof.Dr. Ali Atıf Bir araştırma sonucunda yapılması gerekenleri şöyle özetledi: “Böylesine yayılma potansiyeli olan bir salgında riski olduğundan biraz fazla algılamak önlemlere uymak açısından önemli olsa da risk algısının gerçek riskten çok yüksek olması toplumda panik havasını gereksiz yere arttırarak ekonomi dahil birçok çarkın işlemez hala getirebilir. Hepimiz önlem almalıyız ama panik havası yaratacak eylemlerden de kaçınmalıyız.

Bu nedenle gençlerin farklı kaynaklardan bilgi almaları sağlanmalı, görece yaşlıların ve 65 yaş üstü riski yüksek grubun gerçek risklerle ilgili abartılı haber almaları önlenmelidir. Geleneksel medya ve kişisel medya yönetenlerin bilgilendirme görevini yerine getirirken haberlerinin tonuna ve salgın haberlerine ayırdıkları sürelere, attıkları çekici başlıklara, seçtikleri görsellereve ağırladıkları konukların bilimsel bilgiyi anlaşılan bir dille verme konusunda uzman olmalarına çok dikkat etmeleri gerekir. Unutulmamalıdır ki risk algısı özneldir ve söylenen rakamların, karmaşık sözcüklerin neyi ifade ettiği bilgisi birçok izleyici için farklı yorumlanmaya müsaittir.