İnsan hayatını tehdit eden en önemli hastalık grubunun başında kalp-damar hastalıkları geliyor. Kalp-damar hastalıklarından ölüm oranının, tüm kanser olgularından 2 kat fazla olması sorunun büyüklüğüne işaret ediyor. Türkiye'de her yıl yaklaşık 250 bin kişiye kalp-damar hastalığı tanısı konuyor ve bunların yaklaşık 150 bininin yaşamını kaybettiği belirtiliyor.
Bölgesel değerlendirme
Kalp-damar hastalıklarının görülme oranları Marmara, Karadeniz ve Doğu Anadolu Bölgelerinde yüzde 35'in üzerinde. Kalp-damar hastalıkları en çok gelir düzeyi yüksek, endüstrileşmiş Kuzey Amerika, Kuzey ve Orta Avrupa ülkeleri ile Yeni Zelanda ve Avustralya'da görülüyor. Yunanistan, Yugoslavya ve İtalya gibi Akdeniz ülkelerinde görülme oranının gelir düzeyi yüksek ülkelerin üçte biri kadar olduğuna dikkat çekiliyor.
Her yaşta görülebilir
Japonya gibi Asya ülkelerinde ise hastalığın görülme sıklığının çok düşük olduğu belirtiliyor. Kalp-damar hastalıklarıyla karşılaşma riski ileri yaşlarda artmakla birlikte bu sorunla bütün yaşlarda karşılaşılabileceğine de vurgu yapılmakta.
Tehdit unsurlarına karşı uyarı
Hipertansiyon, kolesterol, obezite, şeker hastalığı ve sigara kullanımı kalp sağlığını tehdit eden unsurlar arasında yer alıyor. Kalp ve damar hastalıkları ile mücadele etmenin önemini vurgulamak, kişileri bu hastalıklara karşı uyarmak, kalp sağlığını koruma konusunda bilinçlendirmek, sağlıklı yaşam alışkanlıkları kazandırabilmek ve kalp sağlığına dikkat çekmek amacıyla 11-17 Nisan Kalp Haftası olarak kutlanıyor.
Tetikleyen faktörler
Beslenme bozuklukları, obezite
Stresli bir yaşam
Vücudun hem fizyolojik hem de psikolojik olarak zorlayan meslekler yer alıyor
Hareketsiz yaşam tarzı
Sigara ve alkol tüketimi
Kolesterol yüksekliği
İyi kolesterol denilen HDL'nin düşüklüğü ve kötü kolesterol LDL'nin yüksekliği
Kontrol altına alınmayan tansiyon ve diyabet
Kadınlarda daha sinsi
Çoğu kadın hasta, sinsi ilerleyen belirtileri geç fark edip daha geç doktora başvurdukları için iyileşme oranlarında ciddi düşüşler meydana geliyor. Erkekler daha çok göğüs ağrısı şikayetiyle başvururken kadınlar ise yorgunluk, nefes darlığı gibi daha genel şikayetlerle başvuruyor. Bu nedenle erken teşhis edilme oranı, erkeklere göre daha düşük olmakta