Prof. Dr. Sebahattin Ateşal, “Covid vücutta pıhtılaşma bozukluğu yapan bir hastalıktır. Bütün organları etkilediği gibi kalbi de direkt etkiledi. Ayrıca akciğerler ve diğer organların engellenmesiyle onlara kan gönderen kalp de zor şartlar altında kaldı. Kalp adalesinde ve kalp kornal damarları içinde pıhtılar, kalp zarında iltihaplanmalar gördük. Kalbimiz direkt ya da dolaylı olarak Covid hastalığından oldukça etkilendi. Tansiyonu olan hastalarımızın tansiyon regülasyonları bozuldu. Kalp krizi geçirmeleri arttı. Kalbe ait taşikardi dediğimiz kalp atım sayısında ve nefes darlığı çekme oranlarında büyük artış oldu. Dolayısıyla Covid en çok kalbimizi etkiledi diyebiliriz” dedi.
Kalp rahatsızlığı risk faktörlerinin gençlerde artmış olduğunu söyleyen Ateşal, “Beslenme bozukluklarındaki artış, spor alışkanlıklarının azalması, obezitenin artması, şeker ve tansiyon hastalıkları, sigara ve toksik maddelerin kullanımının artması gibi durumlar kalp krizi ve kalp hastalıklarının daha erken yaşlarda görülmesine sebep olmuştur. Risk faktörlerinin bir kısmı değiştirilebilir bir kısmı değiştirilemez faktörlerdir. Erkek olmak ya da ailesinde kalp hastalığına sahip biri olmak değiştirilemez risk faktörlerindendir. Ama bunun dışında obezite, şeker hastalığı, hipertansiyon gibi hastalıklar kontrol edilebilir risk faktörlerindendir. Bunları yaşam değişiklikleriyle, yiyecek değişiklikleriyle ya da ilaçlarla kontrol altına aldığımız zaman kalp hastalıklarının görülme oranlarını azaltabiliyoruz. Yani kalp rahatsızlıklarına yakalanmamak için öncelikle risk faktörlerini uzaklaştırmamız gerekiyor” ifadelerini kullandı.
Ateşal, erkeklerde kalp rahatsızlığının ortaya çıkma oranının kadınlara göre daha fazla olduğunu belirterek konuyla ilgili şöyle konuştu: “Erkeklerde kalp rahatsızlığının ortaya çıkma oranı kadınlara göre daha fazladır. Fakat kadınlarda 60'lı yaşlara doğru kalp hastalıklarında artış oluyor. Böylelikle kadınlardaki hastalık oranı erkekleri yakalıyor ve ileri yaşta erkek-kadın kalp rahatsızlıkları oranı bir oluyor. Burada şunu vurgulamak istiyorum, dışardan alınan hormonlar, doğum kontrol ilaçları, menopoz dönemini daha rahat geçirmek için verilen ilaçlar kadınlardaki kalp hastalıklarını tetikleyen şeylerdir. Bu yüzden uzak durulmalı.”
Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Yahya Ekici ise obezitenin son yıllarda hem dünyada hem Türkiye'de son derece yaygın olarak görülmeye başlayan bir hastalık olduğunu vurgulayarak, “Obeziteyi artık hastalık olarak adlandırıyoruz. Obezite, dolaşım ve kalp sistemlerinde büyük etkiler bırakabiliyor. Obezitenin yan etkilerinin bu sistemlere çok ciddi zararlar verdiğini biliyoruz. Artık obezite ergenlik çağından ya da çocukluk çağından başlıyor. Dolayısıyla obeziteye hastalık diyorsak, bu hastalığa maruz kalma süremiz uzuyor anlamına geliyor. Uzun süre maruziyet olduğu için obezite hastalığına sahip bir bireyde kardiyolojik rahatsızlıkların ortaya çıkması da kolaylaşıyor. Bu bağlamda İnsanların obezite için çok küçük yaşlardan itibaren önlem almaları doğal beslenerek, spor yaparak ve hastaneye gelerek kontrollerini yaptırmaları oldukça önemli” şeklinde konuştu. Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Ömer Uz, pandemi sürecinde çarpıntı şikâyetiyle gelen hastalarda inanılmaz derecede artış olduğunu belirterek, “Covid'in kalbi bu kadar sıkı tutacağını tahmin etmemiştik. Fakat pandeminin ilerleyen zamanlarında gördük gibi Covid kalbimizi yeterince yordu. Özellikle çarpıntı, tansiyon düzensizliği, bazı hastalarımızda nadir olmakla beraber, Covid geçiren bazı hastaların damarlarında kalp krizi geçirtecek kadar bir daralma meydana geldiğini gördük” açıklamalarında bulundu. Dr. Öğr. Üyesi Göksel Güz de insanların sadece kalplerinde bir sorun hissettiği zaman değil rutin olarak doktorlara kontrole gitmeleri gerektiğine dikkat çekti.
Programı izlemeye gelen üniversite öğrencisi 19 yaşındaki Gaye Kırcı, kalp hastalıklarına yakalanmamak için sağlıklı beslendiğini belirtti. Kırcı, “Gün içerisinde çok fazla spor yapamasam da metrobüs ya da metro kullanırken yürüyen merdivendense normal merdivenleri kullanmayı tercih ediyorum. Onun dışında marketten satın aldığım ürünlere daha çok dikkat ediyorum, daha çok sağlıklı yiyecekler tercih etmeye çalışıyorum” şeklinde konuşarak, yaşlıların zamanlarını egzersiz yaparak geçirmelerinin onlara çok büyük katkısı olacağını söyledi. 67 yaşındaki Münevver Aytaç kalp ile ilgili bir probleminin olmadığını söyleyerek, “Yürümeme dikkat ediyorum. Ben kendimi bildim bileli senelerdir yürürüm, beslenmeme dikkat ederim. Sebze ağırlıklı yemekler yerim, kızartma yağlı ağır şeyler yemem. Bol su tüketiyorum. Çok şükür herhangi bir sorunum yok” dedi. Aytaç konuşmasının sonunda İnsanlara, “Herkes sağlığına dikkat etmeli. İşlenmiş yiyeceklerden yememeli, sağlıklı beslenmeleri ve yürüyüş yapmaları lazım” tavsiyelerinde bulundu.