Türkiye'nin koronavirüs salgınında tepe noktasına geldiğini belirten uzmanlar tedbir elden bırakılmazsa haziranın ilk haftasında normalleşme adımı atılabileceği müjdesini verdi.
Kovid-19 salgınında ilk vakanın görüldüğü 11 Mart'tan önceki güne kadar ilk kez iyileşen hasta sayısının yeni vaka sayısını geçmesi herkesi umutlandırdı. Uzmanlar, umut veren tabloyu Milliyet'e değerlendirdi:
‘Yaz için umutluyum'
Prof. Dr. Ateş Kara (Bilim Kurulu üyesi): “Pandemide gerçekten tepe noktasından aşağı iniyoruz ve rakamlar olarak iyi gidiyoruz. Ancak tedbirlerde gevşeme, duraksama, en ufak bir ihmal tabloyu tersine döndürür. Türkiye olarak süreci iyi yönetiyoruz. Yapılan hazırlıklar, ilaçların yatan hastalara anında verilmesi, sağlık personelimizin oluşu ve onların cefakar tavrı sayesinde hastanelerde büyük başarı sağladık. Pek çok kural ve uygulamayı salgının gidişatına göre aldık. Hayatın normal akışına dönmesi rakamlar ve ülkenin gidişatına göre şekillenecek.
Bir yangını tamamen söndürmeden, ‘Yangın bitti' diyemeyiz. Basamak basamak, kontrolü şekilde normalleşme sürecine gireceğiz. Yaz ayları için umutluyuz. Bazı insanların açıklanan verilerden tatmin olmadığı, sayıların çok daha yüksek olduğu iddia ediliyor. İtalya'da, ABD'de cenaze işlemleri bile yapılamaz durumda ve bu ülkelerdeki hastalar hastane koridorlarına yığılmış vaziyette. Türkiye'de şu an için yoğun bakımda boş yataklar, boş servisler olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Türkiye, Kovid-19 pandemisinde Avrupa'nın pek çok ülkesi ve ABD'ye göre çok daha iyi durumda.”
‘Gevşemeden yola devam'
Prof. Dr. Hasan Tezer (Bilim Kurulu üyesi): “Vaka artış hızımız kademeli olarak yüzde 15'lerden önce yüzde 12'lere, sonrasında yüzde 8'lere kadar geriledi. Doğru uygulamaların neticesini görüyoruz. Sokağa çıkma kısıtlaması, mevcut tedavi yaklaşımları, test sayısındaki artış, sağlık personelinin gayretleri tabloyu lehimize çevirmiş durumda.
Hocalarımızın, tedavide kendi tedbirlerini aktarmaları, hastanelerdeki yığılma tehlikesinin önüne geçti. Semptomları hafif seyredenlerin evlerde karantina tedavisine alınması doğru hamlelerden biriydi. Süreç böyle devam ederse önümüzdeki günlerde vaka artış hızı yüzde 5'lerin de altına düşecektir. Haziran'da hayatın normalleşeceğini düşünüyorum. Pandemi uzun bir süre. Önlemleri bırakmadan, ‘Artık bitti' diyene kadar gevşemeden yolumuza devam etmeliyiz.”
‘Dikkatli olacağız'
Prof. Dr. Mehmet Ceyhan (Enfeksiyon Hastalıkları Derneği Başkanı: “Son derece iyi noktadayız ama bir hafta daha sabretmeliyiz. Bunalıp dışarı çıkma ihtiyacı duyan insanlar var. Bizim ölüm oranımız düşük. Bunun nedeni hastaların ağırlıklı olarak genç olması. Bunu sağlayan 65 yaşın dışarıya çıkmaması. Belli kurallarla dışarıya çıkarıları lazım. Her şeyi yavaş yavaş ve kontrollü bir şekilde yapacağız. Bir adım atacağız ve virüs ne yapıyor, bakacağız. Evden çıkanlar da dikkatli olacak. Ne zamana kadar? Aşı bulunana ve aşılama yapılana kadar.
Belki restoranlar açılacak ama 1,5 metreden yakın oturulmasına izin verilmeyecek. Belki oteller açılacak ama tam kapasite çalışmasına izin verilmeyecek. Ama aşı bulunursa eskisi gibi olacak. Bulununcaya kadar hep kontrollü yaşayacağız. Ya da virüs mutasyona uğrayacak artık bulaşmayacak.”
‘Rehavet tabloyu tepetaklak eder'
Bilim Kurulu'nun Acil Tıp Uzmanı Üyesi Doç. Dr Afşin Emre Kayıpmaz ve Ankara Şehir Hastanesi Acil Tıp Kliniği İdari ve Eğitim Sorumlusu Prof. Dr. Hakan Oğuztürk Yüzleri güldüren tabloyu Milliyet'e yorumladı. Son tablo için “Salgınla mücadelede çok önemli bir eşiği geride bıraktığımız anlamını taşıyor” diyen Kayıpmaz, Yeni hasta sayısının halen 3 binlerde olduğuna işaret ederek şu uyarılarda bulundu:
“Bu da bize her ne kadar zirveye yaklaşsak da tedbirleri elden bırakmamamız gerektiğini hatırlatıyor. Bugün bulunduğumuz noktaya gelmemizde en önemli aşama, milletimizin tedbirlere ve kısıtlamalara uyum göstermesiydi. 83 milyonun yaşadığı büyük bir ülke olduğumuz göz önünde bulundurulursa her ilimizin salgında aynı aşamada olamayacağı daha iyi anlaşılabilir.
Örneğin bir ilimizde yeni vaka sayılarındaki grafik çizgisi yatay biçimde seyrederken bir başka ilimizde yükselerek zirveye ulaşma henüz tamamlanmamış olabilir. Bu da tedbirleri ve kısıtlamaları gevşetmeye başlamak için henüz erken olduğunun önemli bir göstergesi olarak yorumlanabilir. Şimdiye kadar milletimizin gösterdiği olağanüstü çabanın boşa gitmemesi için Ramazan Bayramı sonuna kadar tedbirlerin devamlılığı şarttır.
Yaşanacak ani bir gevşeme, tedbirsizlik ve rehavet havası, bir anda tabloyu tepetaklak edebilir. Bu anlamda milletimizin hoşgörüsüne ve hassasiyetine bir müddet daha ihtiyacımız var. Bu nedenle Ramazan ayında da fiziksel olarak birbirimizle mesafeli ancak gönül birliğinde mesafesiz olalım.”
Prof. Dr. Oğuztürk de, rakamların doğru işler yapıldığını gösterdiğini vurgulayarak, “Doğru yolda olduğumuzun, ancak henüz finişe varmadığımızın objektif göstergesi. Bu değerlere bakarak ‘zirve döneminden çıktık, düşüşe geçtik' demek için biraz erken. Muhtemelen mayıs ayı başından itibaren pik döneminden uzaklaşacağız kanaatindeyim” diye konuştu.
‘Ama'sız, istisnasız'
Bu öngörünün gerçekleşebilmesi için “iyileşen hasta sayısının günlük yeni vaka sayısından fazla olduğu günler sayısının artarak bir süre daha devam etmesi gerektiğine” işaret eden Oğuztürk, “Her salgında olduğu gibi bu pandemide de yükseliş sürecini, plato dediğimiz yatay seyir dönemi takip edecek. Bu plato döneminden sonrada mayısın son haftasına varmadan önce ciddi düşüş dönemine gireceğiz. Ama sosyal mesafe başta olmak üzere tüm izolasyon kurallarına kesintisiz uymak şartıyla” dedi.
İstisnasız tüm izolasyon tedbirlerini en üst seviyede uygulamak gerektiğini kaydeden Oğuztürk, şöyle devam etti:
“Evde kalıp kurallara harfiyen uymamız gerekiyor. Nisan sonrası azalma eğilimi olsa bile bu kurallara esnetilmeden devam edilerek sağlık profesyonelleri tarafından ne söyleniyorsa harfiyen uyulmalıdır. Amasız, istisnasız, kurallara uyma şeklinde işleyecek bir süreçte mayıs ayı sonundan itibaren Kovid-19'a karşı takdire şayan bir başarı sağlamış olacağız.”