Durduğun konumu belirleme eylemidir dua.
Fiillerin söze şahit olacağı makamın adı…
Sözümüzü hatırlamak,
Hedef belirlediğimiz tezgâh.
Dua, “Neredesin” sorusuna “buradayım” demek.
Yapıp ettiklerinden sıyrılma yeri. Bu yüzden artmak.
Çoğalan, çoğalmaya karşı artarak dik duruşun sergilendiği yer.
Söz sanatlarının aciz kaldığı,
Nefsin uçurumuna beş kala, akleden kalbin kollarında ayağa kalmak.
Dua,
Derd sahibi olmak.
Kuruntudan ayrılmak ve zannın çoğundan sakınmak. Ve zannın çoğuna sebep olacak hâllerden kaçmak.
Dua,
Kendimizi kendimize sunmak.
O kadar konuşuyoruz ki; dua etmeyi unutuyoruz.
Çünkü ümit etmeyi unuttuk.
En güçlü silahımız değil, tek güçlü silahımızdı dua.
İçinde ebabiller, Musa aleyhisselamın asası Nuh aleyhisselamın gemisi vardı.
Sığınmadık.
Üstümüze aldığımız her şey sahte kaldı.
Dua ile desteklemediğimiz her şey yıprandı, yok oldu.
Camdan kadeh kaldık. Ne sıcağa ne soğuğa dayandık.
Dua yok biz yokuz.
Dua edememek bela da olabilir.
Tek güç sahibi olan Allah'a iman edip O'ndan istememek bela olarak yetmez mi?
Dua,
Hayatın sihrinden sıyrılıp bir avuç su içtiğimiz nehir.
Eyvallah.