Dolar

34,3328

Euro

36,3718

Altın

2.841,86

Bist

9.420,42

Şehzade eğitimi ve lalalar

XV. yüzyıl tarihçilerinden Tursun Bey, Manisa’ya gönderilen Şehzade Mehmed’e (Fâtih Sultan Mehmed) Zağanos Paşa’nın “atabeg koşulduğunu” dile getirir

5 Yıl Önce Güncellendi

2020-05-06 11:40:00

Şehzade eğitimi ve lalalar

Farsça olan lâlâ kelimesi sözlükte “kul, köle; efendinin çocuğuna bakmakla yükümlü hizmetkâr” anlamına gelir. Tarihî seyir içerisinde zamanla ileri gelenlerin, varlıklı kişilerin, yüksek dereceli idarecilerin, bey, han, hükümdar çocuklarının eğitimiyle ilgilenen, onlara yönetim sanatını öğreten, her türlü bakımından ve yetişmesinden sorumlu olan kişileri ifade eden bir mâna kazanmıştır. 

Atabeg ya da Lala

İlk Osmanlı kaynaklarında atabeg ve lala kelimelerine bir arada rastlanmaktadır.  XV. yüzyıl tarihçilerinden Tursun Bey, Manisa'ya gönderilen Şehzade Mehmed'e (Fâtih Sultan Mehmed) Zağanos Paşa'nın “atabeg koşulduğunu” yazar (Târîh-i Ebü'l-Feth, s. 36). II. Bayezid'in oğlu Şehinşah'tan söz ederken de onun lalasının Karagöz Bey olduğunu belirtir.

Osmanlı şehzadelerinin sancağa çıkışları ve bulundukları bölgede idarecilik (sancak beyliği) yapmaları sebebiyle lalalar sadece onların eğitiminden değil aynı zamanda mahallî idareden de sorumlu bir vasıf kazanmıştır. Taşra yönetiminde şehzadenin maiyetinde bulunan görevlilerin başı ve en önde geleni laladır. Lalalar çok defa Enderun'dan yetişmiş, tecrübeli, güvenilir şahıslar arasından titizlikle seçilir ve merkezden tayin edilirdi. İlk dönemlerde lalalar arasında yerli ümerâ ailelerine mensup kimselerin olduğu bilinmektedir.

Divanı Humayun'un küçük modeli

Lalanın görevleri arasında şehzadenin eğitimi yanında onun siyasî meselelere vukufuna yardımcı olmak, Dîvân-ı Hümâyun'un küçük bir modeli olan şehzade divanına vezir makamında başkanlık etmek, sancak askerleriyle sefere çıkmak yahut sefer vakti bulunduğu bölgenin büyük bölümünün muhafaza hizmetini görmek, merkezle şehzade arasındaki bağı sağlamak, herhangi bir meselede merkezle doğrudan irtibata geçmek ve gereken tedbirleri almak başta geliyordu.

Sancak ile münasebet

Lalalık, III. Mehmed'den sonra şehzadelerin sancağa çıkma usullerine nihayet verilmesiyle idarî yönünü tamamen yitirmiştir. Saltanat sistemindeki değişme ve şehzadelerin sarayda sıkı bir gözetim altında tutulmaları, lalalığa sadece eğitim fonksiyonunun ön plana çıktığı yeni bir sıfat kazandırdığı gibi kimliklerinin değişmesine de yol açtı.

Dördüncü mehmet dönemi

IV. Mehmed'in başlalası Uzun Süleyman Ağa, Kösem Sultan'ın katli işine karışmış, sarayda büyük nüfuz sahibi olmuştur (Uzunçarşılı, Osmanlı Tarihi, III/1, s. 257-260). Adları çeşitli olaylar dolayısıyla geçen diğer lalalar arasında II. Süleyman'ın lalası Ahmed Ağa, III. Selim'in lalası Mahmud Bey, II. Mahmud'un lalaları Anber Ağa, Recebpaşazâde Mehmed Bey ile Başlala Tayyar Efendi zikredilebilir. Bu dönemlerde padişahların vezîriâzamlara lala tabiriyle hitap etmeye başladıkları da belirtilmelidir. Lala kelimesi “eğitici, bakıcı” anlamında halk arasında da yaygın bir şekilde kullanılmıştır.

Haber Ara