Kim istemez ki daha güçlü ve dünya arenasında daha söz sahibi bir ülke olmayı?!
Daha güçlü Türkiye'nin yolu da Milletin ve Devletin ihtiyaçlarına hızla cevap verebilen, çözüm noktasında kilitlenmeler yaşamayan, sorunları hızla ele alıp Dünya Ülkeleri ile daha sağlıklı doğrultuda ilerleyebilecek bir sistemle buluşmasıdır.
Yaşanılan aksaklıkların ve yetersizliklerin anahtarı da Türkiye'nin yapısına göre uyarlanabilir olan ; son zamanlarda da sıklıkla dile getirilen Başkanlık Sistemidir.
Mevcut Parlamenter Sistem ile Türkiye'nin bugün ki gelişmişliği çok büyük bir başarıdır. Bu başarıyı sağlayan da yaklaşık 14 yıldır istikrarlı , akılcı ve ilerici bakış açısıyla ülkemizi yöneten Liderlerimiz ve ekipleridir. Yapılan hizmetlerin karşılığını halk, Ak Parti yönetimini iktidarda tutarak vermiştir.
Halkın oylarının Mecilisimizde tamamıyla tecelli edebilmesi için Başkanlık Sistemine ihtiyaç vardır. Başkanını ve Meclisini seçen halkın gücü karşısında, ne vesayet sistemi , ne küresel güçler, ne darbe yapan merciiler , ne de çeşitli terör örgütleri, ne patronlar, ne mafyalar vs. hiç kimse yaptırım uygulayamacaklardır.
Milletçe okuduğumuz en acıtıcı tablolarımızdan ; meselâ hiçbir Başbakan bir medya patronu tarafından eşofmanlarıyla laubali bir şekilde karşılanmayacaktır.
Canlı yayınlarda küçük düşürücü ifadelerle azarlanmayacaklardır.
Koalisyon hükümetlerinin zaafiyetlerinden faydalanan kemirgenlere fırsatlar verilmeyecektir. Ve istikrarsızlığın önüne geçilmiş olarak Türkiye'miz hasta adam olarak yatağında fişinin çekilmesini bekleyen olmayacaktır.
Başkanlık Sistemi Koalisyon diye bir idare şeklini ortadan kaldıracağı için de özellikle tercihimizdir.
Sürü psikolojisinden kurtulmuş, kanun yapabilen bir Meclisin olması, İstikrarın gelmesi, kalkınmanın sürmesi, etkin bir Parlamento denetimi , Yasama ve Yürütme organlarının ayrışması, Türkiye'de Siyasetin daha güçlü yapılabilmesi için Başkanlık Sistemi yönünde idare şeklimizde değişiklikler yapılması şarttır.
Başkanlık Sistemi diktatörlüğü de beraber getirir diyenlere...
Bu sistemde güç Meclis oluyor. Kanunlara, paraya, yetkiye, hesap sormaya Meclis bakıyor.
Ve şuanki Parlamenter sistemimizde Başbakan, Başkan'a göre kat kat daha güçlü ve söz sahibidir. Diktatörlüğü isteyen bir Liderin Başkanlığı istemesi de akıl kârı değildir.
-Parlamenter sistemin kaçınılmazı ; Koalisyonlar -
Türkiye'de bu zamana kadar yapılan Koalisyonların faydası değil zararları olmuştur. Ülkeyi fetret dönemine götüren bu yönetim şekli, ayağa kalkmak isteyen milletimize sadece pranga görevi görmüştür.
Koalisyonla yönetildiğimiz dönemlerde ekonomimiz dibe vurmuş, vesayet sistemi şaşalı günlerini yaşamış, siyaset ticarete ve pazarlığa dönüştürülmüş , kepenk kapatan esnafların intiharlarına , geçim derdiyle cinnet geçiren kişilerin aile faciaları yaşatmalarına vs. çok çeşitli olaylara arşivlerimiz şahitlik etmektedirler. .
1960'lardan bu yana yapılan Koalisyon Hükümetlerine bakıp yaşanılan istikrarsızlık ve kaos ortamlarını hatırladığımızda endişelerimiz daha fazla artmaktadır.
Başkanlık Sisteminin gerekliliğini birkez daha hatırlatarak, Türkiyenin en sancılı olduğu dönemlere şöyle bir bakış atmakta fayda var.
✅CHP - Adalet Partisi Koalisyonu 1961-1962
10 Kasım 1961 yılında Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel tarafından , Malatya Milletvekili İsmet İnönüye Koalisyon kurma görevi verildi. Sıkça yaşanan uyumsuzluklar ve siyasi bunalımlar sebebiyle İnönü Hükümeti 7 ay varlığını koruyabildi.
✅1962-1963 Cumhuriyet Halk Partisi- Yeni Türkiye Partisi- Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi ve Bağımsız Milletvekilleri Koalisyonu
Yine İsmet İnönü'nün başını çekmesiyle kurulan bu koalisyon hükümeti de bir önceki hükümetteki sorunları da beraberinde getirdi. İçinden çıkılmaz hale gelen sistem duraksadı ve İsmet İnönü'nün istifasıyla bu hükümette son buldu.
✅1963-1965 Cumhuriyet Halk Partisi - Bağımsızlar Koalisyonu
İsmet İnönü tarafından kurulan CHP- Bağımsızlar Koalisyonu varlığını güçlükle yalnızca 2 sene sürdürebilmiştir.
✅ Ocak 1974- Kasım 1974 CHP - Milli Selamet Partisi
Bülent Ecevit tarafından kurulan hükümetinde Koalisyon ömürü 10 ay sürmüştür.
✅ 1975-1977 1. Milliyetçi Cephe Hükümeti
Adalet Partisi Genel Başkanı Süleyman Demirel tarafından kurulmuştur. AP-MSP-MHP ve CGP Koalisyonuyla , CHP'nin iktidar olmaması için oluşturulmuştur. Bu birlikte yaklaşık 2 sene ayakta kalabilmiştir.
✅1977-1978 2. Milliyetçi Cephe Hükümeti
Dışardan uyumlu görünselerde içten içe kaynayan ve bir önceki Hükümetin devamı olan bu koalisyon hükümeti de , CHP'nin çoğunluğu kazanmasıyla yeniden düşürüldü.
✅1991-1993 DYP - SHP Koalisyonu
17 Nisan 1993'te Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın ölümü ve Başbakan Süleyman Demirel'in Cumhurbaşkanı seçilmesinin akabinde bu hükümette sonlandırılmıştır.
✅1993-1995 DYP - SHP Koalisyonu
İstanbul Milletvekili Tansu Çiller tarafından kurulmuştur ve 2 sene sürmüştür.
✅Mart 1996 - Haziran 1996 Anap- DYP Koalisyonu (ANAYOL)
Rize Milletvekili Mesut Yilmaz kurmustur. 3 aylik bir ömürü olmustur.
✅1996-1997 Refah Partisi - DYP Koalisyonu
( REFAHYOL)
REFAHYOL Hükümeti 28 Şubat Postmodern Darbe kararlarıyla istifaya zorlanan hükümet olarak tarihe geçmiştir.
✅1997-1999 Anap-DTP-DSP
ANASOL-D Koalisyonu
CHP'nin disardan destekleyerek kurulduğu Hükümet, yine CHP'nin desteğini çekmesiyle düşürüldü.
✅1999-2002 DSP-MHP-ANAP Koalisyonu
28 Mayıs 1999 tarihinde imzalanan protokol ile kuruldu. 2000 ekonomik krizi, Kara Çarşamba adıyla tarihe geçen kriz, İmralı'daki teröristbaşının idamdan kurtarılması gibi sebepler sonucu ülke kaosa sürüklendi ve erken seçim kararı alındı. 3 Kasım 2002 seçimleri sonucunda Ak Parti tek başına iktidar olmuş ve bu koalisyon hükümetinin temsilcisi üç parti meclis dışı kalmıştır.
İşte verdiğimiz bu örnekler yakın tarihimizden alınmaktadır. Mevcut partilerin sistemi ilerletmekten ziyade kilitleme konusundaki kaabiliyetlerini görmezden gelemeyiz.
Ve bunca tıkanmışlığın, gelecek nesillerin yolunun açılmasının Başkanlık Sistemine bağlı olduğunu belirterek, gündemimize yeniden oturtulan sistemin karşılığının halk nezdinde en kısa zamanda oluşturulacağını umud ediyorum.
Ak Parti Genel Başkan Yardımcı Hayati Yazıcı'nın Nisan ayında referanduma gidilebileceği mesajı Başkanlık Sistemine giden yolu işaret etmiştir.
Bunun içinde çalışmaların hız kazanmasına acilen ihtiyaç görünüyor. Çünkü Başkanlık Sisteminin ne olduğuna dair bilginin halk karşılığında altı boş.
Devletimiz ve milletimiz için hayırlara vesile olsun.