Ankaragücü 100 yıllık tarihinde 7 farklı amblem kullandı.
Arması ise yan çevrildiği zaman kurşun görüntüsünü yansıtmaktadır.Üzerindeki Makine Kimya Ensttitüsü'nün ve kuruluş tarihi belirtilen arma ise dosta güven, düşmana korku salacak kadar ihtişamlı ve etkileyici....
Ankaragücü'nün amblemi, hiçbir spor kulübünün amblemine benzemez. Yuvarlak veya köşeli hatlara sahip bir şekli yok. Üst kısmında "Ankara" yazan bölümü ile aşağı doğru sivrilen ve içerisinde "Gücü" kelimesini barındıran amblem çok anlamlı bir mana ile tarihindeki çok önemli bir unsuru simgeliyor.
İşte döneme damga vuran olaylar silsilesiyle birlikte Ankaragücü'nün serüveni...
Sanayi işçilerinin emeğiyle....
Osmanlı İmparatorluğu döneminde İstanbul çapında maçların yapıldığı İstanbul Ligi sürmekteyken savunma sanayisinde çalışan işçi futbolcular ile buralara işçi yetiştiren meslek okullarında okuyan gençler kendi kulüplerini kurmak için girişimlerde bulunurlar.
Ankaragücü'nün resmi sitesindeki bilgilere göre, İmalat-ı Harbiye Mektebinin son sınıf öğrencilerinden Şükrü Abbas öncülüğündeki Turan Sanatkarangücü ile Agâh Orhan öncülüğündeki Altınörs İdmanyurdu aynı tarihte, 31 Ağustos 1910 günü kuruldu. İki kulüplü bir birleşmeyle kurulduğu için kulübün kurucu iki başkanı vardır. Bu başkanlar Kazım Bey ve Hasan Muslihiddin Bey. Daha sonra birleşecek olan iki takım ilk maçlarını birbirlerine karşı yaparlar.
İlk maçta olaylar çıktı
4 Nisan 1911 günü yapılan maç 0-0 berabere devam ederken maç çıkan olaylar nedeniyle tamamlanamadı.Bu dönemde sendikal faaliyette bulunarak işçi haklarını savunan çevrelerle kulüpler yakın temas halindedir. Altınörs İdmanyurdu ve Turan Sanatkarangücü, kuruluşuna öncülük ettikleri Cuma Ligi'nde kesintili de olsa oynadıktan sonra I. Dünya Savaşı'nın sona ermesiyle oluşan yenilgi koşullarında spora ara vermek durumunda kalırlar.
Kulüpler Anadolu'ya geçme kararı aldı
Kulüplerin tarihinde İstanbul'daki işgalcilerle yapılan maçlara dair bir kayıt bulunmaması, işgalcilerle maç yapılmasının reddedilmesiyle açıklanır. Kulüplerin etkin olduğu silah fabrikalarının yabancı askerler tarafından basılması ve Kuva-yi Milliye hareketine desteğin engellenmesi üzerinde kulüpler Anadolu'ya geçme kararı alır. Türk Kurtuluş Savaşı sırasında çok zor koşullarda orduya silah ve cephane sağlayan İmalat-ı Harbiye işçilerinin bazıları savaş sırasında hayatını da kaybedecektir.
Cumhuriyet sonrası ilk maç
Kazanılan bağımsızlığın ardından ilan edilen cumhuriyetin başkenti yeniden kurulurken, Ankaragücü'nün de temelleri atılır. 1920 yılından itibaren Ankara'da bulunan iki klüp 1922 yılından itibaren yeniden faaliyete geçer. Başkent Ankara'da ilk resmî futbol maçı 26 Ekim 1922 günü bugünkü Cebeci İnönü Stadyumu'nun bulunduğu yerde yapılan maçta Anadolu Sanatkarangücü askeri takım olan Talimgâhgücü'nü 2-1 yener.
1933'te resmen kuruldu
Başkentin gelişmesi ve özellikle işçilerin artmasıyla birlikte sonradan Ankaragücü adını alacak kulübe destek artar. Fabrikalar çerçevesinde dayanışma sandıklarıyla, işçi örgütleriyle birlikte gelişen kulüp sosyal alanda da faaliyet gösterecek, o dönemde ilgi çeken bir bando takımı kuracaktır. Ankara'da kurulan ilk futbol ligi 1923-24 sezonuyla açılırken iki kulüp Anadolu-Turan Sanatkarangücü olarak birlikte katılır. Bu dönemden sonra çeşitli farklı isimler altında mücadele edilecektir. 1933 yılında bugünkü adı olan Ankaragücü adını alacak olan mahalli Ankara Liginde çok kez şampiyon olacaktır. Profesyonel milli ligin kurulmasıyla bugüne dek gelen macerasına devam edecektir.
Savaş malzeme imalatı fabrikası logoda
İmalat-ı Harbiye çalışanları tarafından desteklenen ve çalışanların bizzat oynadıkları Ankaragücü arması da kuruluşu ile örtüşen bir semboldür. İmalat-ı Harbiye yani günümüz anlamıyla savaş malzemesi üretimi yapan devlet menşeili kuruluşun adıyla paralel olarak yatık bir mermiden esinlenerek çizilen logo asaleti ve vatanı müdafaayı simgelemektedir.Ayrıca şehit veren iki takımdan birisi olan Ankaragücü, “Milli Mücadele” yıllarında ülkeye yaptığı hizmetlerle ön plana çıkmıştır.