Dilekçede, kamuoyunda 17/25 Aralık süreci şeklinde adlandırılan, devlete, hükümete darbe teşebbüsü içeren olayların ardından ortaya çıkan, devlet yapılanması içinde birçok memurun, hakimin, savcının, medya mensuplarının ve daha birçok meslek mensubunun yer aldığı bir illegal yapılanma bulunduğu kaydedildi.
Sanıkların da yer aldığı bu yapılanmanın, kendilerine lider olarak belirlediği kişilerin emirlerini yerine getirirken, dışarıdan bakıldığında tamamen kanunlara uygun hareket edildiği izlenimi verdiği belirtilen dilekçede, ancak bu yapının içerisine girildiğinde, hukukun temel prensiplerine, adalete ve vicdana sığmayacak şekilde, şahıslar ve kurumlar hakkında suç isnat edildiği vurgulandı.
''Beşiktaş büyük zarara uğradı''
Dilekçede, uydurma delillerle müvekkil spor kulübü çalışanları ve yöneticilerinin tutuklandığı belirtilerek, şöyle devam edildi:
"Milyonlarca taraftarı bulunan, dürüstlük ve adalet başta olmak üzere ahlaki unsurları, insani erdemleri her şeyin üzerinde tutan, şanlı tarihinden gelen saygınlığını korumaya özel önem veren, armasındaki ay-yıldızın ve renklerinin temsil ettiği değerlere layık olması gerektiğini bilen müvekkil kulübün itibarını büyük bir kamuoyu oluşturarak (sanıklar) zedelemişlerdir. Müvekkil Beşiktaş Jimnastik Kulübü Derneği'nin, adliye mensupları, polis memurları, gazeteciler, medya organları vasıtasıyla çalışanlarının tutuklanması ve adının şike iddialarına bilinçli bir şekilde karıştırılması dolayısıyla büyük zararlara uğradığı açıktır. Bu nedenle sayın mahkemenizde görülmekte olan davaya müdahillik talebinde bulunma zorunluluğu hasıl olmuştur.''