Sarı-laciverlilerin internet sitesinde yapılan paylaşımda şu ifadelere yer verildi:
"15 Temmuz 2016 tarihinde, yüce Türk Milleti, tarihte eşi benzeri görülmemiş bir ihanet ile karşı karşıya kalmıştır. Üzerlerine askeri üniforma giymiş alçak bir ihanet şebekesinin unsurları tarafından milli orduya ait silahlarla 248 vatandaşımız şehit edilmiş, binlerce vatandaşımız yaralanmış, gazi meclis bombalanmış, halkın iradesi ile seçilmiş parlamenter rejim askıya alınarak yerine bir dikta yönetimi tesis edilmeye kalkışılmıştır. Bu hain kalkışmanın baş aktörünün FETÖ/PDY olduğu aşikardır. Bu alçak yapı, yıllar içinde yetiştirerek devlet erkine yerleştirdiği örgüt üyeleri vasıtasıyla kanla, irfanla kurulan laik, çağdaş, parlamenter Türkiye Cumhuriyeti'nin demokratik bütünlüğünü yok etmek ve yerine din kisvesi altında bir devlet inşa etmeyi amaçlamıştır. Yabancı ülke istihbarat örgütlerinin maşası olan bu yapının millet, devlet, ülke gibi bir derdi yoktur. Dinimize ait kutsal kavramlar, bu yapı için sadece amaca ulaşmak için kullanılan bir araç ve büyük kitleleri istismar etmek için başvurulan yoldur. Ne ülkemizin toprak bütünlüğü, ne de devletimizin bekası bu alçak yapının değer verdiği kavramlar değildir. Bunun içindir ki, bu alçaklar tarihte eşi benzeri görülmeyen bir ihanete kalkışmış, milletin namuslarını emanet ettiği milli orduya ait silahları vatandaşlarımıza karşı hayasızca kullanmıştır.
"BİNLERCE KİŞİNİN HAYATI VE GELECEĞİ KARARTILDI"
Devlet içinde paralel bir yapılanma içine giren bu örgüt, devlet erkini tamamen eline geçirmek amacıyla akla gelmeyecek yöntemler kullanmış, bu örgüte mensup emniyet görevlileri ve onların maşası olan savcı ve hakimlerle milli orduya kumpas kurulmuş, pek çok aydın, bilim adamı ve gazeteci, bunların tezgahladığı mahkemelerde yargılanarak zindanlara atılmıştır. Binlerce kişinin hayatı ve geleceği bu yolla karartılmış, onlarca masum ise o zindanlarda hayatını kaybetmiştir. Ergenekon, Balyoz, Askeri Casusluk, Oda TV, Sözde Şike Davası bu tezgah yargılamalarının en bilinenleri olmakla birlikte, bu davalar gibi yüzlerce dava ve bu davalarda mağdur edilen binlerce vatandaşımız vardır. Bu kumpas davaları ile örgütün önü açılmış, devleti tamamen ele geçirme süreci hızlandırılmış, örgüt üyeleri devlet erki içinde ulaşabilecekleri en kudretli mevkileri edinmiştir. Bunun ardından öldürücü son darbe olarak 15 Temmuz kalkışmasına cüret edilmiştir. Ancak bu alçaklar aziz Türk Milletinin, canına kast eden düşmanlara karşı tarihte pek çok kez canı pahasına yaptığı cesur direnişi göz ardı etmiş ve milletimizin bu hain kalkışmaya karşı da canı pahasına direneceğini düşünememiştir. Nitekim bu kez de Milletimiz tanklara, uçaklara, her türlü ağır silaha karşı göğsünü siper etmiş ve hayasızca süren bu akını da tarihte pek çok kez durdurduğu gibi, bir kez daha durdurmayı başarmıştır.
3 TEMMUZ VURGUSU
Büyük bir gururla ve övünçle söylemek isteriz ki, bu alçak yapının son 10 yıllık süreçte tökezlediği ilk olay 3 Temmuz 2011 kumpasına karşı Fenerbahçe taraftarının direnişi ve başkaldırışı olmuştur. Kulübünün canına, hayatına kast eden bu alçaklara karşı göğsünü siper eden ve adeta duvar ören yüzbinlerce Fenerbahçe taraftarı hınca hınç doldurduğu meydanlarda, yollarda, köprü üzerinde bu örgüte ve tetikçilerine başkaldırmış, boyun eğmemiş ve yılmayacaklarını, direneceklerini yüzlerine haykırmıştır. Daha kumpasın ilk gününde Başkanıyla, yöneticileriyle, teknik direktörüyle, futbolcusuyla ve milyonlarca taraftarlarıyla eşsiz bir dayanışma örneği gösteren Fenerbahçe taraftarının bu reaksiyonu, dönemin FETÖ üyesi savcıları tarafından da itiraf edilmiş, Fenerbahçe camiasının bu duruşu tarihe altın harflerle geçmiştir.
"CANLA, KANLA YAZILMIŞ BİR HALK DESTANIDIR"
Demokrasiye inanan başka takım taraftarlarının da desteklediği Fenerbahçe Direnişi, birçok haklı davaya ilham olmuştur. 15 Temmuz kalkışması ise, Fenerbahçe Başkanı'nın daha 14 Şubat 2012'de söylediği "Ne şikesi, memleket elden gidiyor" sözlerini ne yazık ki haklı çıkarmış; çok şükür ki halkımızın yurdun dört bir yanında gösterdiği refleks hainlerin başarıya ulaşmasına engel olmuştur. Bu açıdan değerlendirildiğinde, 15 Temmuz'da tankların önüne yatan, canı pahasına demokrasinin yanında saf tutarak hainlere geçit vermeyen halkımızın ortaya koyduğu destansı direniş, Fenerbahçe taraftarının birkaç yıl önce FETÖ/PDY'ye karşı göstermiş olduğu reaksiyonun adeta bir izdüşümüdür. Büyük Türk Milleti'nin 15 Temmuz'da demokrasi için, vatan millet için vermiş olduğu mücadele kanla, canla yazılmış bir halk destanıdır.
Bu şanlı destanı kanları ile yazan şehitlerimize Allah'tan rahmet, gazilerimize uzun bir hayat diliyoruz.
"DAİMA TEK YÜREK OLARAK DİRENECEĞİZ"
Bizler, Fenerbahçe Spor Kulübü Ailesi olarak demokratik hukuk devletinin yanındayız. Bizler, 3 Temmuz 2011'de nerede durmuşsak, bugün de o noktadayız, yarın da aynı yerde duracağız. Devletimizin bekası, ülkemizin bölünmez bütünlüğü, milletimizin refah ve mutluluğu için ne gerekiyorsa son nefesimize kadar yapmaya, Fenerbahçe Spor Kulübü olarak daima hazırız. İlkemiz, Atatürk tarafından inşa edilen Cumhuriyet'in kurucu değerleri, yönümüz Atamızın işaret ettiği modern, laik ve tam bağımsız Cumhuriyet'tir.
Bu düşünceler ve kararlılıkla bir kere daha yüksek sesle ifade etmek isteriz ki, ülkemizdeki mevcut demokratik devlet sistemini kesintiye uğratmayı amaçlayan ve halkın iradesini yok sayan kalkışmalara geçit vermedik, bundan sonra da vermeyeceğiz. Bunlara karşı daima tek yürek olarak direneceğiz.
Fenerbahçe'den 15 Temmuz paylaşımı
Fenerbahçe Kulübü, 15 Temmuz darbe girişiminin 1. yılında demokrasi vurgusu yaptı.
8 Yıl Önce Güncellendi
2017-07-14 14:11:24
SON VİDEO HABER
Haber Ara