'Mucizevi sporcu' unvanına da layık görülen Yavuz, çok zor günlerden geçtiğini belirterek, "Yüzümü sehpaya çarptım ve çenem kırıldı. Ağırlığın altında kalınca ciğerlerim de ezildi. Boynumun kırılmamış olması, bir mucize. Herkes şok oldu, beni öldü sandılar" dedi.
Olay, 28 Mart'ta özel bir fitness salonunda meydana geldi. Trabzon Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksek Okulu 4'üncü sınıf öğrencisi milli atlet Beyzanur Yavuz'un antrenman sırasında kaldırdığı 180 kilogramlık halter, elinden kayarak başına düştü.
Bursa'da 25-26 Haziran'da düzenlenecek Türkiye Büyükler Atletizm Şampiyonası'na hazırlanan ve ağır yaralanan Yavuz, hastaneye kaldırıldı. Çenesi kırılan ve ciğerlerinde ezikler oluşan Yavuz'un çenesine platin takıldı. Haftalarca sıvı ile beslenen Yavuz, 1 aylık tedavisi sonrası taburcu edildi. Bir süre yürüyüş yaparak çalışmalarını sürdüren Yavuz, Bursa'ya giderek şampiyonaya katıldı. Şampiyonada Türkiye 2'nci olup, gümüş madalyaya uzanan Yavuz, mücadelesi ile de Bursa Büyükşehir Belediyesi'nin 'mucizevi sporcu' unvanına layık görüldü.
'BENİ ÖLDÜ SANDILAR'
Çok zor günlerden geçtiğini belirten Beyzanur Yavuz, "Güç çalışmaları için squat yapıyordum. Bütün ağırlık omuzlarımdaydı, altımda sehpa vardı. Oturunca belim kaydı ve sehpanın üzerine düştüm, ağırlık da benim üzerime düştü. Yüzümü sehpaya çarptım ve çenem kırıldı. Ağırlığın altında kalınca ciğerlerim de ezildi. Boynumun kırılmamış olması bir mucize.
Herkes şok oldu, beni öldü sandılar. Daha sonra ambulansla hastaneye getirilmişim. Tedavim yapıldı, günlerce yoğun bakımda kaldım. Gözümü açtığımda konuşamıyordum. Doktorlara ellerimle işaret ederek 'Ne zaman antrenman yapacağım' diye sormaya çalışıyordum. 3 hafta boyunca hiç konuşamadım. Sadece bedensel olarak değil; psikolojik olarak da çok zor günler geçirdim" dedi.
'HALA YAŞIYORSAM BAŞARABİLİRİM'
Çok formda bir sporcu olduğunu ve sıkı antrenman yaptığını aktaran Yavuz, "Bu yıl çok hedefim vardı. Herkes bana 'Spor yapacak mısın artık, bence bırakman gerekiyor' gibi söylemlerde bulunuyordu. Fakat dedim ki, 'Hala yaşıyorsam, başarabilirim.' Benim boynum kırılmadıysa ya da felç kalmadıysam; bu sporu yapmaya devam etmeliyim.
Son kontrol için hastaneye gittiğimde 'Doktora antrenman yapabilir miyim' diye sordum. Çenem iyiydi ama çeneme baskı oluşturmamam ve yüzümü asla bir yere çarpmamam gerekiyordu. Yemek bile yiyemezken yavaş yavaş antrenmanlara başladım. Halen daha katı gıdalar yiyemiyorum. Yarış öncesi hep simülasyon şeklinde çalıştım. Sonra 'Rastgele belki koşabilirim' diye yarışmaya kayıt yaptık ve yarışmaya gittim" diye konuştu.
'GURURLU VE MUTLUYUM'
Kazanın kendisine çok şey öğrettiğini ifade eden Yavuz, "Kimsenin bana inanmadığını biliyordum. Herkes teselli etmek için güzel cümleler söylüyordu. Sahada takozun başına geldim ve dedim ki; benim işim bu. Bir derece beklemiyordum ama hala koşabildiğimi göstermek istiyordum. Ve kazadan kısa bir süre sonra Türkiye ikincisi olmayı başardım.
Başarılı insanlar, aslında başaracağına inanan insanlar değil. Başarılı insanların bence en büyük farkı; başaramama korkusunun üstesinden en iyi gelenlerdir. Trabzonluyum ama şu anda Bursa Büyükşehir Belediyesi adına yarışıyorum. Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı bana, 'mucizevi sporcu' ödülünü verdi. Gururlu ve mutluyum" ifadelerini kullandı.
'BEYZANUR BİR İMKANSIZI BAŞARDI'
Beyzanur'un antrenörü Adem Batar ise şunları söyledi: "Beyzanur mücadeleci bir sporcu. Beyzanur'un Heptatlon'da Türkiye şampiyonluğu, 100 metre engellide 2 Balkan ikinciliği bulunuyor. Beyzanur, yıldızlar ve gençler kategorilerinde de sayısız şampiyonluğa ulaşmıştı. Çok formda olduğu dönemde, çok kötü bir kaza geçirdi.
Kaza sonrası çok moral vermeye çalıştık ama nasıl geriye döneceği konusunda büyük endişelerimiz vardı. Çok mücadele etti. Bu pozisyonda geriye dönüşü mucizeydi. Beyzanur bir imkansızı başardı. Çenesi platinler hariç 8 vida ile tutturuldu. Allah, onu bize bağışladı. O artık burada bulunan sporcuların idolü oldu. Buradaki sporculara rol model oldu. Önünde çok hedefi var ve hepsini başaracağına inanıyoruz." DHA
