Trabzonspor'u yakından takip eden spor yorumcusu Onur Nizamoğlu bordo mavili ekibin 1-1 berabere kaldığı Giresunspor maçını Timetürk'e değerlendirdi.
İç Sahada Yakışmaz!
Lider evinde Giresunspor'u ağırladı. Maç önü Hamsik'in kadrodan çıkartılması büyük dezavantaj fakat avantaja çevrilme fırsatı vardı. Zira Sivasspor maçı, analiz konusunda titiz olan Hakan Keleş'e Hamsik ipucunu vermişti. Az çok buna plan yapma olasılığı olan Giresun şaşırtılabilirdi.
Kayıp Bir Yarı!
Nwakaeme'nin yokluğunda sol çizgide Visca, sol içte Bakasetas, kâğıt üzeri sağ çizgi görünen fakat merkezi dörtleyen Abdülkadir, ileride Cornelius'u gördük. Dananın kuyruğu geride koptu, Giresunspor 6'lı bir baskı hattıyla oyun kurulumunu Hüseyin'e yönlendirdi. Bu konuda yetersiz kalan Hüseyin'e Berat'ın sorumluluk almaması da eklenince pas hataları ve topu ileriye taşıyamama sorunu baş gösterdi. Giresunspor'un kapattığı alanlar ve yaptığı doğru kaymalar zaman zaman takım boyunun da haddinden fazla uzattı.
Toparlanma Emarelerine Rağmen…
İlk yarı hem zorunlu hem de elzem iki hamle sonrası takım biraz silkelenmişti. İkinci yarı ise topu daha fazla rakip yarı alanda oynayan ve zaman zaman baskısını arttıran bir Trabzonspor gördük. Yeni sol bek Puchacz'ın sol tarafı daha aktif hale getirmesi de oyuna opsiyon katıp ve genişlik kazandırdı. Kenar ortalarına Bakasetas'ın şutları eklendi fakat kaleci Okan aşılamadı. Takım tam baskıyı kurdu derken Giresunspor topu nadir kullandığı anlardan birinde golü attı.
Son 20 Dakika!
Yenilen golden sonra reaksiyon verilmesi aşikârdı, kaldı ki çok geçmeden golünü atıp rakibi ablukaya da alabildin. Yani isteyince komple baskı yapabildin. En başında bahsettiğim iç saha oyununu aslında zaruriyetten son 20 dakika gerçekleşti. Bu aslında vaktindeki bir uyarı ve Abdullah Hoca bunu dikkate alacaktır. Penaltıya gelince, Fenerbahçe maçındaki kritik penaltıyı gole çeviren Bakasetas bu sefer iki denemede de Okan'ı geçemedi. Böyle basiret bağlanmaları olur bu da futbola dâhil. Mesele düne takılmadan buradan sonrasına bakabilmekte ki, Galatasaray maçında gerekli güvenoyu alınacaktır. Gecenin adamı Cornelius'a bir parantez, kısıtlı opsiyonlara rağmen maçın başından sonuna eksiksiz servisler yaptı, kenar ortadan golünü attı, penaltı aldı, adeta pivot santrfor dersi verdi. Varlığı, kullanılabildiği ölçüde çok kıymetli…
Cılız Başlangıç, Cılız Tribün…
Şampiyonluğa giderken içerideki her maçta taraftar ve oyun coşkusu bariz görülmeli, görülmeli ki hem ekran başında izleyen hem de tribündeki taraftar bu coşkuyu hissedebilmeli. Takım da tribün de birbirini tetiklemeli. Şampiyonluk yolunda maç berabere giderken Samanyolu bestesine girmek gereksiz popülizmdir. Agresif, etkili tribün maç kazandırır. Bu sezon örneklerini gördük, cümle âleme “şampiyon gibi” oynamak nedir bir bütün halinde yine gösterilebilir, gösterilmelidir. Aksi yakışmaz!
