Trabzonspor'u yakından takip eden Onur Nizamoğlu bordo mavili ekibin Başakşehir ile 0-0 berabere kaldığı karşılaşmayı Timetürk'e yorumladı.
“Bir Nefes, Bir Sıhhat Gibi!”
Ligin ilk yarısında perdenin kapandığı maçta, Lider evinde Başakşehir'i ağırladı. Taktiksel bir savaş döneceği aşikârdı. Nitekim maçın başından sonuna kadar bu savaşı izledik. İki taraf da top rakibindeyken boşluk vermemeye gayret edip, rakibini bozmaya çalıştı.
Eğer Marek Hamsik gibi bir maestroya sahipseniz ve sisteminizi onun üzerine inşa ederseniz, Hamsik takımı bir senfoni orkestrasına çevirip, eline batonunu alıp yönetir. Bundan ötürü Trabzonspor'un ligin zirvesinde olması Hamsik'in varlığından bağımsız düşünülemez. Toplu, topsuz oyunda yaptıklarıyla, Kanuni'nin söylediği gibi, varlığı “Bir nefes, bir sıhhat gibi.” adeta.
Dün ilk yarıda gerek oyunu kontrol etmesi, tempoyu ayarlaması ve o attığı 3 uzun metraj pas, gözlerdeki kiri pası temizler nitelikteydi. Bunlardan birinde APS kargo ile gönderdiği topta Cornelius yapabileceğinin en iyisini yapmaya çalışsa da üst direği geçemedi. Kaldı ki dün Dorukhan'ın da bir topu direkten dönmüştü. Dorukhan demişken, her maç tükenmeyen enerjisi, hırsı ve oyun görüşü ile bambaşka bir noktaya evirilmeye aday.
İkinci yarı Başakşehir vitesi yükseltti ve oyunu dengeleyip, topu ilk yarıya göre daha fazla kullandı. Buna Abdullah Hoca bir reaksiyon vermedi veya topun arkasında takımı aktif dinlendirdi bilemeyiz ama baskın oynanan Hatayspor maçında dahi rakibin inisiyatifi eline aldığı bir 10-15 dakika izlemiştik, doğal bir durum olabilir.
İkinci yarı girdiği birkaç pozisyondan yararlanamayan Başakşehir ve genel olarak hücumda güvenliği elden bırakmayan iki takım da hamlelerine rağmen skor bulamadı ve maç beraberlikle bitti. Gelelim sahanın görünmez kahramanlarından birine. Hugo ve Edgar'ın yokluğunda Hüseyin ile tandemde görev alan Denswil oyunun her iki yönünde de kusursuza yakın işler yaptı. Özellikle Başakşehir'in boşluk vermediği anlarda attığı kritik delici paslarda kumaşını belli etti ve rotasyonda bir kalifiye stoper daha olduğunu gösterdi.
Trabzonspor devreyi puan rekorunu kırarak lider kapattı. Bu sonucu, sezon başında yapılan planlamanın doğruluğu ve hamlelerinin zamanında yapılmasından bağımsız düşünemeyiz. Gervinho'nun sezonu kapamasına, Edgar'ı da ekledi Trabzonspor fakat yine doğru planlama ile oluşan gedik bir nebze olsun kapatılabilir. Uzun yıllar sonra gelmesi muhtemel bir şampiyonlukta her şeyin güllük gülistanlık olmasını beklemiyorduk öyle değil mi? Abdullah Avcı'nın ilk basın toplantısındaki “Trabzonspor'un ve benim Türk futbolundan alacağım var” sözünden tutun da, Abdüş'ün gözyaşları sonrası dönüşü, Gervinho ve Edgar'ın talihsiz sakatlığı… Hepsi bir hikâyenin parçası elbet. Ve artık Abdullah Hocanın odasındaki o boş çerçeveyi doldurma vakti geldi…