Türk liginde oynadıkları takımlarda devleşen isimler bugün de taraftarın hafızasındaki yerini koruyor. Gerek oynadıkları futbol gerekse saygınlık anlamında tarihe altın sayfa açmayı başarmış isimler bütün "renkler" tarafından büyük taktir toplamış durumdalar.
Türk futbolunun dünyada tanınmasını sağlayan isimler yaptıkları maçlar kadar saygınlıklarıyla da taraftarın kalbine kazınmış durumda...
İşte Türk futbol tarihinin unutulmaz isimlerinden bazıları....
Saygınlıkta zirve isim
Süleyman Seba, Beşiktaş denildiğinde akla gelen ilk isim. Bu isim Türk spor camiasında o kadar büyük saygı görüyor ki, Süleyman Seba'nın adına heykeller dikiliyor, ismi caddelere veriliyor. Futbolculuğu gibi başkanlığı da dillere destan olan sporcu aynı zamanda İnönü Stadyumu'nda atılmış ilk golün de sahibidir.
Fenerbahçe'nin "gol makinesi"
Fenerbahçe'nin efsanevi golcüsü Cemil Turan sarı lacivert formayla tam 194 gol attı, üç kez gol kralı oldu. Milli takımda sergilediği performans ile Altın Şeref madalyası kazandı. Futbolculuğu bıraktıktan sonra ise takımının yönetici kadrosuna dâhil oldu.
Ver Lefter'e yaz deftere
"Futbolun Ordinaryüsü" Lefter Küçükandoniyanis: “Ver Lefter'e yaz deftere” deyimiyle golcülüğü tescillenmiştir.Lefter sadece Fenerbahçe taraftarının değil tüm futbolseverlerin gönlünde önemli bir yer edinmiştir. Fenerbahçe semtinde heykeli bulunan büyük forvet 2012 yılında vefat ettiğinde ülkenin dört bir yanındaki sevenleri Lefter'i uğurlamak için Büyükada'ya akın etmiştir
Kornerden gollerin ismi
Beşiktaş'ın efsanevi forveti Şükrü Gülesin adını 1.91'lik boyu ve kornerden attığı goller, başarılı penaltı vuruşları ile futbol tarihine yazdırdı. Ülkemizde olduğu gibi Avrupa'da da başarılı performans sergilemiştir.
Sarı Kırmızıları ilk o şampiyon yaptı
Galatasaray'ın ilk Türk teknik direktörü olan Gündüz Kılıç, aynı zamanda Sarı Kırmızlılar'ı şampiyon yapan ilk Türk antrenör de olmuştur. “Baba Gündüz” , Metin Oktay'ı İzmir'de izlemiş ve yöneticilere “Bu çocuğu kaçırmayın.” diyerek Türk futbol tarihine çok önemli bir katkı sağlamıştır.
Sarı Kanarya'nın "Uçan" kalecisi
Fenerbahçe'nin başarılı kalecisi Cihat Arman inanılmaz kurtarışlarıyla “Uçan Kaleci” lakabına layık görülmüştü. Giydiği kanarya sarısı rengindeki formasıyla adeta uçarak yaptığı kurtarışlar “Sarı Kanarya” deyimini takımla özdeşleştirdi ve bunun sonucunda Fenerbahçe takımının sembolü Sarı Kanarya oldu.
Taraftarlar "baş tacı" yaptı
"Taçsız Kral" Metin Oktay, kalenin ağlarını delen golüyle futbol tarihimizde unutulmaz bir yer tutmaktadır. Galatasaray'a olan derin sevgisiyle taraftarların saygısını kazanan Metin Oktay, Avrupa'da da futbol oynamasına rağmen jübilesini Galatasaray'da yaptı ve aradan ne kadar zaman geçerse geçsin her zaman Sarı Kırmızılılar'ın Taçsız Kralı olarak kalmaya devam ediyor.
Futbolun babası
"Baba" Hakkı Yeten, gönülden sevdiği Beşiktaş'ta futbol oynadı, teknik direktörlük yaptı hatta kulüp başkanı oldu. Takımda üstlendiği her görevde hem oyunculardan, hem yöneticilerden hem de taraftarlardan büyük sevgi ve saygı gördü, Beşiktaş'ın “Hakkı Baba”sı oldu, heykeli dikildi, adı stadyuma verildi ve hatırası asla zihinlerden silinmedi.
Milli takımların tarihine geçti
"Sinyor" Can Bartu, Fenerbahçe'nin ve Türk milli takımının hem basketbol hem de futbol takımlarında forma giymiştir. Böylelikle dünya spor tarihinde bir ilke imza atmıştır. Türkiye'den sonra İtalya'da da futbol oynayan Can Bartu'nun isminin Fenerbahçe Marşı'nda bile geçiyor olması onun camia için ne kadar önemli olduğunu göstermektedir.
Berlin'de bir Türk panteri
"Berlin Panteri" Turgay Şeren, Türkiye'nin gördüğü en iyi kalecilerden biri. Şeren tüm futbol kariyerini adının özdeşleştiği Galatasaray'da geçirdi. Milli takım ile 1951 yılında çıktığı zorlu Almanya deplasmanında yaptığı inanılmaz kurtarışlarla “Berlin Panteri” unvanını almaya hak kazandı ve taraftarların gönlüne bu isimle kazındı.