Fenerbahçe Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım, Fenerbahçe Kulübünün resmi yayın organı Fenerbahçe dergisinin ağustos sayısındaki yazısında, "Güzel ülkemizde son birkaç haftada meydana gelen olaylar, aslında 3 Temmuz 2011 sabahında bizlerin farkında olduğu, haykırarak dile getirdiği ancak değişik sebepler ile toplumun bir kesiminin, işittiğinde inanamadığı ve 'gerçek olamaz', 'akıl dışı' diye nitelendirdiği illegal bir yapının toplumun tüm kesimleri tarafından en iyi şekilde idrak edilmesine neden oldu." ifadelerini kullandı.
Bu illegal yapının çok uzun yıllar süren sinsi bir yapılanma ile devletin tüm kesimlerine sirayet ettiğini kaydeden Yıldırım, şunları kaydetti:
"Yakın bir tarihte harekete geçerek Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün kurucusu olduğu Türkiye Cumhuriyeti'nin asırlık kuruluşlarını yerle bir ederek ele geçirmeye, en itibarlı kurumlarını toplum nezdinde itibarsızlaştırmaya, en inanılmaz yalanları sanki olağan bir gerçekmiş gibi topluma sunmaya çalıştı. Bu dönemde Türk sporunun en önemli çınarı Fenerbahçe'ye ve onun başkan ve yöneticilerine şike iftirasının atılması ile Gazi Mustafa Kemal'in ordusunun terör örgütü; onun genelkurmay başkanı, generalleri ve askerlerinin de terör örgütü mensubu olarak suçlanması arasında aslında pek bir fark yoktu. Bu iftiralarla adeta büyülenen toplum, asker, bürokrat, sivil kesimlerinde yapılmaya çalışıldığı gibi, spor camiasına da girmeyi, büyük camiaları birbirine düşman edilmeye çalışıldı. Bu süreçte asırlık camialar birbirinin can düşmanı oldu, insanların birbirinden nefret etmesi için çaba harcandı. Yüzyıllık ulu bir çınar, en hoyrat şekilde yıkılmaya çalışılmıştır."
"Ne şikesi! Memleket elden gidiyor"
Sarı-lacivertli kulübün başkanı, bu yapının 15 Temmuz gecesi kendisini deşifre ettiğini vurgulayarak, "Bu illegal yapı bizim sözde şike yargılamaları esnasında her vesile ile kullandığımız 'Ne şikesi! Memleket elden gidiyor' ifadesindeki, memleketi ele geçirmeye çalışan illegal yapının ta kendisiydi." değerlendirmesinde bulundu.
"Fenerbahçe camiası, o gün olduğu gibi bugün de FETÖ/PDY diye adlandırılan bu yapıyla mücadelesini sürdürmektedir." diyen Yıldırım, görüşlerini şöyle aktardı:
"3 Temmuz 2011'den beri gösterdiği kararlı duruşuyla kulübünün ölüm kalım mücadelesinde bu ne idüğü belirsiz yapıya geçit vermeyen Fenerbahçeliler ile 15 Temmuz gecesi tankların önüne geçerek vatan savunması yapanlar aslında aynı amaç için çabalıyordu. Bu vesileyle, bu hain kalkışma sırasında şehit düşen vatan evlatlarına Allah'tan rahmet, kederli ailelerine sabır, yaralananlara da acil şifalar diliyorum."
"Fenerbahçe, ele geçirilemeyen son kaledir"
Terörist kalkışmanın toplumun tüm kesimlerinin direnciyle bertaraf edildiğini hatırlatan Aziz Yıldırım, şunları kaydetti:
"Bu süreçte de Fenerbahçe, Türkiye'nin en büyük ve en sağlam sivil toplum kuruluşu, Türkiye Cumhuriyeti'nin en köklü çınarı olduğunu bir kere daha ispat etti. İlk andan itibaren devletinin yanında milletinin emrinde olduğunu tereddütsüz dile getirdi. Büyük Fenerbahçe camiası için bu yadsınamaz gerçek, Türkiye Cumhuriyeti var olduğu sürece de asla değişmeyecektir. 3 Temmuz 2011 gününden beri ısrarla dillendirdiğimiz üzere Fenerbahçe, ele geçirilemeyen son kaledir. Fenerbahçe Spor Kulübü olarak; Atatürk'ün belirlediği kuruluş ilkelerine hep bağlı kaldık, bu ilkelerden hiçbir şekilde ayrılmadık. Bunun içindir ki; FETÖ/PDY, en güçlü olduğu dönemde, Semih Çetin Paşa'nın da isabetle tespit ettiği üzere, sarı lacivert bir duvara çarpmış, durmak ve gerilemek zorunda kalmıştır. Bu gurur tüm Fenerbahçelilerindir!"
Başkan Yıldırım ayrıca, başta futbol olmak üzere sarı-lacivertli kulübün tüm takımlarında transfer çalışmalarının da sürdüğünü, yeni sezonun başarılar ve zaferlerle dolu bir dönem olacağını savundu.
Aziz Yıldırım, 5-21 Ağustos tarihlerinde düzenlenecek 2016 Rio Olimpiyat Oyunları'nda Fenerbahçeli 16 sporcunun da mücadele edeceğini hatırlatarak, Türkiye Olimpiyat Milli Takımı'na başarılar diledi.