Geliştirdiği milli teknolojilerle elektrikli araç dönüşümünde sorumluluklar üstlenen ASELSAN, sahip olduğu kabiliyetlerle yeni görevlere hazırlanıyor.
ASELSAN GELİŞTİRDİ
ASELSAN Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Çelik, BMC ve ASELSAN iş birliğiyle geliştirilen 12 metre elektrikli otobüs projesi ve bu alanda yürüttükleri çalışmalara ilişkin soruları cevapladı. Çelik, BMC otobüsüne verdikleri 250 kilovatlık sabit mıknatıslı motorların teknolojisinin mevcut elektrikli araçlarda kullanılan çözümlerden ileri seviyede olduğunu söyledi.
Motor için ASELSAN mühendislerinin 4 yüksek lisans tezine ve 5 patente sahip olduğuna işaret eden Çelik, bunun yanında kontrol, sürüş ve batarya şarj ünite kontrol sistemlerinin de şirket bünyesinde özgün geliştirildiğini bildirdi.
"ASELSAN bu proje kapsamında geliştirdiği çekiş ve araç kontrol sistemleri bileşenleri ile savunma sanayisi tecrübesini otomotiv sektörüne aktarmış ve her türlü elektrikli araç için yerli çekiş sistemi sağlayıcısı olduğunu göstermiştir. Bu teknoloji ile sadece otobüs değil, hafif elektrikli araçlardan otomobile, minibüsten trene, kamyondan iş makinelerine ve hatta askeri veya sivil su üstü/su altı gemilerine kadar tüm elektrikli araçları milli teknolojimizle donatma kabiliyeti kazanmış bulunmaktayız. Bunun da ötesinde yenilenebilir enerjideki rüzgar santrallerine kadar uzanan bir çözüm yelpazemiz var. Bu 70 kilovattan 7 megavata demektir. 7 megavatlık bir gücün, değil Türkiye'de, bulunduğumuz bölgede tasarımcısı, test altyapısı yok ama ASELSAN'da var. Yeni teknolojilerle birlikte bu sistemleri geliştirmeye devam edeceğiz."
MİLLİ ÇÖZÜM GÜVENLİ VE MALİYET ETKİN
Söz konusu teknolojilerin milli olmasının önemini vurgulayan Çelik, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Yurt dışından alınan sistemlerle bu yapıyı sürdürmeniz mümkün değil. Çünkü sistemlerin güncellenmesi milli bir firma tarafından yapılırsa daha ekonomik olur. Yurt dışında alınan ürünlere entegre lojistik destek ASELSAN gibi verilemediği için kısa sürede ürün yenilemesine gidilmekte. Bu çok daha maliyetli olmakta. Başlangıç fiyatı rekabetçi gibi görünse de uzun vadede milli olmayan bir ürünle maliyet sorunları ve yeni teknolojilerin geliştirilmesine uygun bir altyapının oluşmaması gibi olumsuzluklarla karşılaşılmakta. Bunun yerine milli bir kuruluşun olmasıyla bunların tümü ortadan kalkacaktır. Hedeflerimiz çok büyük. Ülkemizde Cumhuriyetin 100. yılında bunun yeni örneklerini ortaya koymayı amaçlıyoruz."
ŞEHİRLER ELEKTRİKLİ OTOBÜS VE MİNİBÜSLERLE BULUŞUYOR
Ticari araç sektöründe TEMSA ile bir elektrikli otobüs geliştirdiklerini, Karsan ile Adalar'da kullanılmak üzere 60 minibüs üretimini sürdürdüklerini belirten Çelik, "Samsun'a verdik, Karabük'e verdik, Konya ile görüşüyoruz, Gaziantep'in talebi var. Üretici olarak hem tedarik zincirindeki firmalarla çalışmalarımız devam ediyor hem de belediyelerimize teslimat çalışmalarımız sürüyor." dedi.
Rüzgar tribünleri konusunda da Türkiye'de çok büyük ihtiyaç bulunduğunu vurgulayan Çelik, kısa vadede 10 gigavatlık bir potansiyelin hayata geçirilmesinin gündemde olduğunu söyledi. Çelik, Türkiye'de bu ölçekteki sistemleri ancak ASELSAN'ın yapabileceğine işaret etti.
Kontrol sistemlerinin milli olmasının büyük önem taşıdığını dile getiren Çelik, BOTAŞ'ın Dörtyol-Batman doğalgaz boru hattı SCADA'sında (merkezi denetleme kontrol ve veri toplama sistemi) 1 yıldır ASELSAN ürünü kullanıldığını ve kaçağın sıfıra indiğini bildirdi. Mehmet Çelik, "Rüzgar tribününde de SCADA'da varız diyoruz. Rusya-Ukrayna savaşı oldu. Rüzgar tribünleri Avrupa kökenli olduğu için SCADA'yı kapattılar tribünleri kullanamıyorlar. Kontrol sistemi olmayan hiçbir yapı sizin değildir. Trenlerde de sinyalizasyon bizde olmalı. Sinyalizasyonu başka bir yerde olan yapı, pimi çekilmiş bomba gibidir. Kameralarda da durum böyle." diye konuştu.
Bu alanda dünyada marka olma yönünde ilerlediklerini, yatırım yaptıklarını, personel yetiştirdiklerini belirten Çelik, bu kabiliyetleri ülkenin tüm sistemlerine kazandırmak istediklerini kaydetti.