İlk kez bölgedeki bir fabrikaya soğuk atmosferik plazma yöntemiyle reaktif oksijenle çalışan arıtma sistemi kuruldu. Prof. Dr. Lokman Hakan Tecer, "Bugün geldiğimiz noktada kirli çıkan bir tekstil atık suyunun arıtılarak geri dönüştürüldüğünü görüyoruz" dedi.
Tekstil fabrikasının bahçesine soğuk atmosferik plazma yöntemiyle reaktif oksijenle çalışan arıtma sistemi kuruldu. İlk kez kurulan sistemle fabrikanın atık suları temizlenerek tekrar kullanılabiliyor. Sistemi anlatan Çorlu Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Lokman Hakan Tecer, "Üniversitemiz ve Gebze'de bulunan teknoloji firmamızla beraber uzun süredir üzerinde çalıştığımız soğuk atmosferik plazma yöntemiyle reaktif oksijen, enerjilendirilmiş oksijen üreterek bununla atık suların arıtılması ve geri kazanılmasını başarmaya uğraşıyorduk. Bugün geldiğimiz seviye artık reel ölçekte, gerçek ölçekte herhangi bir tekstil veya endüstriyel atık suyun arıtılarak geri kazanıldığının bu tesiste vücut bulmuş halini yaşıyoruz. Bu tesis günde 100 tonluk bir atık suyu, tekstil atık suyunu arıtarak geri kazanma suretiyle proseste kullanılabilecek kalitede su elde ettiğimiz bir tesistir. Bu bölgeye hayırlı uğurlu olmasını, ülkeye hayırlı uğurlu olmasını temenni ediyorum" dedi.
'BÖLGEDE ENDÜSTRİYEL YOĞUNLUK VAR'
Ergene havzasında endüstriyel yoğunluğu yaşadığını hatırlatan Tecer, "Ergene havzası yoğun endüstriyel bir bölge, yer altı ve yer üstü suları üzerinde yoğun çevresel baskılar var. Bu baskıları ortadan kaldırabilecek, bu bölgedeki endüstrinin oluşturduğu atık suların arıtılarak yeniden kullanılabilmesi çok önemli bir konuydu. Bugün geldiğimiz noktada kirli çıkan bir tekstil atık suyunun arıtılarak geri dönüştürüldüğünü görüyoruz. Bu su tekstil endüstrisinde tekrar kullanılabilen, kumaşların boyanmasında, diğer işlemlerde kullanılabilecek seviyeye getirilmiş bir temizlenmiş sudur. Burada en büyük problem; renk problemidir, rengin giderilmesi çok zordu. Rengi sıfıra kadar düşürebiliyoruz, bu sistemle ve en önemlisi yer altı suları üzerinden baskıyı bu şekilde kaldırmış oluyoruz. Bu sistem yüzde 95 oranında atık suyun geri dönüştürebildiği, tekrar kullanılabildiği bir sistemdir ki; bu çok muazzam bir başarıdır. Konvansiyonel sistem ile bizim yeni teknolojik sistemimizi karşılaştırdığımız zaman hem yatırım maliyeti hem de işletme maliyeti atık suyun karakteristik durumuna bağlı olmakla beraber yüzde 50'lilere göre daha düşük oluyor. Dolayısıyla sürdürebilirliği buradan geliyor. Ayrıca yüzde 95 kazanım elde ediyoruz. Bir diğer özelliği ise sistemin kimyasal arıtma ve biyolojik arıtma söz konusu değil. Bu sistem tamamen kimyasal ve biyolojik arıtmayı ortadan kaldıran ve atmosferdeki doğal oksijenin oksidasyon potansiyelini kullanarak suların geri kazanıldığı prosese geri kazanıldığı bir sistem" diye konuştu.
'ERGENE TEMİZ AKACAKTIR'
Sistemin tesislere kurulması halinde Ergene Nehri'nin de temiz akacağını ifade eden Tecer, şunları söyledi:
"Kesinlikle temiz akacaktır. Bizim zaten nihai hedefimiz o. Biliyorsunuz ki bu bölgedeki yer altı sularının yüzde 85'i tükenmiş durumda. Günlükte 350-400 bin ton atık su üretilerek Ergene ve kollarına deşarj ediliyor. Burada 100 tonluk tesisimiz gerçek ölçekli ama bu 100 tonluk tesisimizi yükseltebiliriz. Sistem, prensipler oturdu. Şu anda çalışan bir tesisimiz var. Buradaki bu dönüşümle yer altı sularını rezerve olarak saklanması sağlanacak hem de Ergene Nehri'nin kirliliği ortadan kalkacak. Bu sistemle müsilaj ile ilgili olarak da çalışmalarda yapmıştık. Başarılı sonuçlarda almıştık. Bizim oradaki önerimiz; yüzen platformlarla denize enerjilendirilmiş reakte oksijen vermekti. Hangi derinliklerde olursa olsun, bu sistem ile müsilajı da ortadan kaldırabileceğimizi laboratuvar ölçeğinde ispatlamış durumdayız." DHA