Türk hava sahasını tehlikelerden koruyan, yurt içinde ve dışında ülkenin güvenliği için başarılı operasyonlara imza atan Türk Hava Kuvvetleri bünyesinde çok özel bir filo bulunuyor.
Balıkesir, Bandırma 6. Ana Jet Üs Komutanlığı'ndaki 161. Filo, Türkiye'nin iki çağrı adına sahip ilk ve tek filosu.
Gündüzleri "Kartal" çağrı adını kullanan filo, gün battığında ise "Yarasa" olarak kodlanıyor. Bu filoya ait F-16'ların kuyruklarının bir tarafında kartal, diğer tarafında ise yarasa sembolü yer alıyor.
Her türlü hava harekat görevini gerçekleştirebilme yeteneğine sahip filo, gece-gündüz fark etmeksizin hem Ege'de Türk hava sahasının korunmasında hem de terörle mücadelede aktif rol üstleniyor.
Yerli ve milli mühimmatla terör hedeflerini tam isabetle vuran filo, aynı zamanda NATO bünyesindeki görevlere de katılıyor.
F-16'ların gece gözü "LANTIRN" sistemi
Türkiye'nin gökyüzündeki en vurucu gücü F-16'ların gündüzleri "kartal", geceleri "yarasa"ya dönüşmesini sağlayan ise LANTIRN (Low Altitude Navigation and Targeting InfraRed for Night-Gece için Alçak İrtifa Seyrüsefer ve Hedefleme Kızılötesi Işını) sistemi.
F-16'lara düşük irtifada gece görüşü ve hedefleme imkanı veren LANTIRN podu sayesinde, savaş uçakları olumsuz hava koşullarından etkilenmeden geceleri 33 metreye kadar alçalabiliyor.
LANTIRN podlu uçakları kullanan pilotlar, bu konuda sıkı eğitimlere tabi tutuluyor.
Teröristlerin korkulu rüyası "GAGAVUZ" pilotları
161. Filo'da görev yapan F-16 pilotu Binbaşı da AA'ya yaptığı açıklamada, ilk olarak 1943'te Gaziemir'de 6. Tayyare Alayı olarak kurulan filonun, F-16'ların gelişiyle birlikte 1992'den itibaren Bandırma'da görevini sürdürdüğünü anlattı.
LANTIRN podlarının ise 1994'ten itibaren devreye alındığını dile getiren Binbaşı, "LANTIRN pilotlarını biz Türkçede 'GAGAVUZ pilotu' yani 'gece alçak gidiş, vuruş ve atış uzmanı' olarak adlandırıyoruz. Gece, gündüz, her hava şartında, alçak irtifadan radar kapsama alanlarının dışında kalacak şekilde görevleri icra ediyoruz." ifadesini kullandı.
"Jet sesi özgürlüğün sesi"
Geçen yıl 2,5 ay süren NATO Geliştirilmiş Hava Polisliği misyonu kapsamında Polonya ve NATO hava sahasını koruma ve devriye görevini üstlendiklerini kaydeden Binbaşı, şöyle devam etti:
"Jet sesi özgürlüğün sesidir. Gazi Mustafa Kemal Atatürk, 'İstikbal göklerdedir' demiş. Biz de göklerde vatan savunmasında görev yapan pilotlar olarak aldığımız bu emaneti taşımaya devam ediyoruz."
"Tam görev simülatörü" ile birebir uçuş deneyimi yaşanıyor
161. Filo'da bulunan, 360 derece görüş açısına sahip, birebir uçuş ortamının oluşturulduğu "tam görev simülatörü", savaş pilotlarına ve pilot adaylarına gerçek bir F-16'da yaşanabilecek tüm ortamı deneyimleme imkanı tanıyor.
Düşman uçağı saldırısı, motor arızası, kötü hava koşulları gibi kumanda odasındaki eğitimcilerin hazırladığı birçok farklı senaryoyu simülatörde deneyimleyen pilotlar, havada yaşanabilecek tüm olumsuzluklara hazırlıklı hale geliyor.
Tam görev simülatörü üzerinden, üste bulunan STE simülatörleri ve Türkiye genelindeki diğer simülatörlerle bağlantı kurularak çoklu görev uçuşları da yapılıyor. F-16'lar yüzlerce çalışanın emeğiyle havalanıyor
Hem fiziksel hem de psikolojik dayanıklılığın korunması için düzenli spor, uyku ve sağlıklı beslenme, savaş jeti pilotlarının yaşamının "olmazsa olmaz" parçasını oluşturuyor.
Pilotların uçuş öncesi ve sonrasında uygulamak zorunda oldukları bazı prosedürler de bulunuyor. Öncelikle icra edecekleri görev hakkında brifing alan pilotlar, soyunma odasında F-16'lara özel tam donanımlı kıyafetlerini ve ekipmanlarını hazırlayarak uçağa geçiyor.
F-16'ların havalanmasının arka planında pilotların yanı sıra pist, uçakların bakımı, kule, yer hizmetleri gibi alanlarda yüzlerce kişilik ekip görev yapıyor.