Sputnik'e demeç veren Zaharoviç, “Hangi ülkeye aracımızı sokmak istesek, orada herkesle dostluk kurmayı başarmış, tanıtım amaçlı ve diğer amaçlar için herkese kendi araçlarını sunmuş Türk işletmeleri oluyor” dedi.
Türk zırhlı araçlarının başarısındaki sırrın Türkiye'deki mevzuatın yerli işletmelere aracı resmi kurumun onayını almadan kendi araçlarını pazarlama aşamasında yurtdışına sunma imkanı tanımasında yattığını kaydeden Zaharoviç, “Dürüst olmak gerekirse, eğer araçlarımızın ilerleme kaydetmesinde ciddi başarılar elde etmek istiyorsak, normal korumalı araçlara yönelik ihracat siparişleri sisteminde reform yapmamız ve sistemi bildirime dayalı hale getirmemiz gerekiyor. Yani önce pazarlama lisansı, daha sonra satış lisansı almalıyız” ifadelerini kullandı.
Bir dizi yabancı ülkede izin sisteminin bu şekilde çalıştığını kaydeden Zaharoviç, “Roketler, uçaklar veya denizaltılar gibi ‘hassas' kategorideki askeri teçhizat söz konusuysa, işletme önceli denetim kurumuna araçlarını yurtdışına sunma planlarını bildiriyor, izin alıyor ve o andan itibaren sipariş veren tarafla doğrudan müzakereler yapabiliyor. Sözleşme imzaladıktan sonra aracı yurtdışına çıkarma izni alıyorsunuz ve her şey bildirim usulüyle ilerliyor. Bu ülkelerde, şirketler adına bir şeyler satmaya çalışan bir üst yapı yok ve bu nedenle de onların bu tür silahları satılıyor” diye konuştu.
Kaynak: Sputnik/M5Dergi