Mavi Marmara Risalesini anlattı
Bülent Akyürek: 'Her kitap bir bombadır, ben de son bombamı İsrail’e atıyorum…'
15 Yıl Önce Güncellendi
2010-11-01 22:58:19
“Mavi Marmara Risalesi, sadece Mavi Marmara Gemisi’ni anlatmıyor. Bir istikamet, şehitlik, gazilik, gaza ve cihat kitabı özelliklerini de beraberinde taşıyor. O günlerin coşkusunu, uykusuzluğunu, ümmetin bir arada attığı çığlıkları tekrar damarlarımızda hissederek okuduğumuz bu eser üstüne yıllarca konuşulacağa benziyor.
Kimsenin adamı değilim, tetikçisi hiç olmam…
SORU: Sayın AKYÜREK, size gemiyle gitmediniz ama kitap yazdınız demiyorlar mı?
CEVAP: Çok önemli tarihi bir vakanın yaşandığı bu duruma duyarsız kalamazdım. Gemide arkadaşlarım ve yardım bekleyen Gazze’nin umutları yüklüydü, ben de kendimce bir nebze olsun kalemimle katkıda bulunayım dedim. Ne yani Mohaç’ta savaşmadık diye kitabını yazmayalım mı?
SORU: Kitabınızla İsrail’i çok küçük düşürdüğünüz söyleniyor, sınırları ne kadar zorladınız?
CEVAP: Doğru söylüyorsunuz. Kitabın harfleri 11 puntoyla yazıldı ama kitap boyunca İsrail adını 6 punto kullandım, neredeyse bit kadar…
SORU: Mavi Marmara Risalesi’nin bir bölümünde “YAHUDİLER TEKRAR TOPLAMA KAMPLARINA ALINSIN” demişsiniz, bunu biraz açar mısınız?
CEVAP: Tarihleri boyunca zulme uğramış, sürülmüş, tecrit edilmiş Yahudilerin kurdukları İsrail, 1948’den beri Müslümanlara zulmediyor. Tarih boyunca ezilmiş bir halktan ince, kibar, hoşgörülü bir devlet çıkacağına tam bir canavar meydana geldi. Ben diyorum ki, Yahudiler tekrar toplama kamplarına alınıp üstlerine Kur’an okunsun, tasavvuf, edep, nezaket dersleri verilsin hatta onlara yeniden Tevrat’ı ve Hz.Musa’yı anlatalım… Fakat birçokları beni yanlış anladı, olsun bakalım hayırlısı…
SORU: Kitabınızın ana kahramanı Hakan Albayrak sanki, niçin böyle bir tutum sergilediniz?
CEVAP: Yüzme bilmeden, cebinde üç kuruşu yokken evini barkını Müslüman kardeşlerine yardım götürmek amacıyla terk edip orada şehit olan, gazi dönen bütün kardeşlerim benim kahramanımdır ama biz neredeyse Hakan ile beraber büyüdük sayılır. Gün içinde sesini duymadığınız bir insan İsrail zulmü altındayken uyuyabilir misiniz? Ben de diğer insanlar gibi on gün yiyip içmeden, uyumadan Hakan’ı, Bahadır İslam’ı, Mustafa Yahya Coşkun’u, Samet Doğan’ı, Faruk Ünsal’ı sayıkladım. O da benim için aynısını yapardı.
SORU: Kitapta okuyan herkesi ağlatan bir bölüm daha var: “ŞEHİT FURKAN DOĞAN TEFSİRİ” Furkan’ı özetleyecek olursak ne dersiniz?
CEVAP: Furkan, bu ümmete kaç yaşında erkek olunabileceğini gösterdi. Allah rahmet eylesin. O, gelecek kuşaklar için en bereketli kandır.
SORU:MAVİ MARMARA GEMİSİ sizin kişiliğinizde bir şeyleri değiştirdi mi?
CEVAP: Gemiye atlayıp gidenleri ve erkek gibi ölmeyi becerenleri görünce yazı yazmaktan nefret ettim, artık kurduğum her cümleden utanıyorum, mahcup oluyorum, doğrusu bu…
SORU: Kitabınızı okuyuculardan başka destekleyen veya desteklemek isteyenler çıktı mı?
CEVAP: Hayır, kesinlikle. Ben 24 yıldır sadece kitap yazıyorum, başka bir iş yapmadım. Hiçbir kitabım desteklenmemiştir, tam aksine ayak bağı olur insanlar. Tek başıma bir ümmetim. Cümlelerimi yalnız kurar, kitaplarımı misyonerlik yapmadan yayınlarım. Kimsenin adamı değilim, tetikçisi hiç olmam.
SORU: Yayınevinin adı niçin “C4KİTAP” oldu acaba?
CEVAP: Bir yayınevi kurmak hayalim vardı yıllardır. Bu yıla nasip oldu. Şöyle bomba gibi bir isim bulayım diye düşünürken gerçekten bomba ismi bulup yayınevini kurdum. Her kitap bir bombadır, ben de son bombamı İsrail’e atıyorum…
SON VİDEO HABER
Haber Ara