Dr. Hamza İmaduddin Musa* / TİMETURK
Teyzemin kocası Tahrir Meydanı’ndaki “Deve Savaşı”ndan bir gün önce, “cahilleri ve çeteleri, Tahrir’deki halka karşı gönderiyorlar, oradaki insanlara karşı kirli işler planlıyorlar” dediği zaman, ilk kez muhalif düşman medyayı izlemenin önemini kavramış oldum. Tahrir’deki Deve Savaşı’ndan sonra, laf salatası ve mantıksız yalanlar arasında kalmış ve zayıf zihinleri kandırmaya yönelik muhalif medyayı izlemeyi sürdürdüm. Böylece aşağılık niyetlerini, amaçlarını ve gayelerini ayırt edebilirdik.
Libya’da durum diğerlerinden farklı değil. Kaddafi ve zalim ekibiyle katilleri, devrimi ve isyancılarına yönelik çarpık medya saldırılarını şiddetlendiriyor. Daha da ötesi Devrim’in erkekleri ve gençleriyle ilgili yaptıkları yayınlar kendi kötülüklerini ve vasıflarını dahi gölgede bıraktı. Devrimin daha ilk günlerinde dahi, Kaddafi medyası dökülen kanları ve cesetleri görmezden gelmeyi sürdürdü. Hatta Bingazi’de bir ayaklanma olduğunu bile söylemeye bile yeltenmedi. Sanki bu devrimi ta en başından bastırmak ve bebekken gömmek istercesine…
Kaddafi tüm kanallarını hayat ve özgürlüğe karşı zalim savaşı için seferber etti. Kâh ajansları isyancılardan silahlarını bırakmasını istedi kâh onları ölüm ve cinayetle tehdit etti. Bazen onları hain ve paralı askerler olarak tanımlarken, başka zamanlarda El-Kaide’yle bağlantılı silahlı güçler olarak tanıttı.
Kaddafi’nin savaşında, askerlerinin Libya halkına neler yaptığını, öldürdüğünü, yok ettiğini ve ezdiğini medya yansıtmadı. Trablus’taki yabancı gazetecileri hapsedilmesi ve eve kapatılması yetmiyormuş gibi, gerçeği yansıtmayan hatta gerçekle uzaktan yakından ilgisi olmayan çarpık ve yalan haberlerle onları besledi. Bazen Zaviye’deki gösterilerde şehrin istilasını duyuran gösterilerde askerler gülümserken görülüyordu. Daha beş gün önce şehir şiddetli bombardıman altındaydı ve yüzlerce ceset caddelerde yatıyordu.
Silah bırakma Kaddafi’nin isyancılara karşı en iyi savaşı kozuydu ve birkaç kez tekrarladı. Böylece Misrata’ya saldırı sırasında püskürtülen askerlerinin araçlarda yanmış görüntülerini istismar edebildi. Hala El Misurati gibi spikerler bu şehit askerlerin katiller tarafından öldürüldüğünü ve parçalandığını ekranlarda anlattı. Sanki bu melek askerler Allah tarafından Misrata’yı vahşilerin ellerinden kurtarmak için gönderilmiş ve sanki isyancılar ele geçirip ateşe verene dek tanklarıyla şehri bombalamaktan zevk almayanlar bunlar değillermişçesine…
Kaddafi, dünyaya sağ kolu “Abdullah Senüsi”nin katilliğini, zalimliğini ve şiddetini gösteren videoyu yayınlamaktan çekinmedi. El Kuteybe’de göstericilere ateş etmeyi reddeden subayları ve askerleri öldürüp daha sonra onları yakan Senusi, bunların El-Kaide tarafından öldürülmüş sadık subaylar olduğunu açıkladı.
Kaddafi’nin bir askeri medyaya İngilizce olarak, “Bugün sizi Bin Cevat’ta öldürdük, yarın Ras Lanuf’ta sonra Ecdebiye ve Bingazi’de öldüreceğiz” diyecekti. Dünyaya muzaffer olduklarını ilan ediyordu ancak bu Ras Lanuf muharebesinden tam bir gün önceydi! Kaddafi kameraları zamanın ve muharebelerin ilerisinde çekim yaparken bu medya oyunu sergilenmeye devam ediyor.
Spikerleri “Kaddafi güçleri tarafından yakalanan Mısırlı eylemci kendisini El-Kaide’nin önemli destekçilerinden biri saklamadığını” yumurtlamaktan geri durmadı. Bu genç daha 20 yaşında bile değildi. Cephedeki yaralılara yardımcı olmak dışında silah taşımaktan bile aciz bu genç mi el-Kaide lideriydi? Bu genç adam mı Mısır’dan Libya’yı mahvetmek için isyancılara önderlik etmek için gelmişti?
Genç İsyancılar kâh hap bağımlısı oluyordu kâh ailelerinden iyi eğitim ve ahlak görmemiş oluyorlardı. Bazen da bu genç insanlar el-Kaide tarafından kandırılmış oluyorlardı. Sanki bu gençler uyanıp özgürce yaşama haklarını isteyemezlermiş gibi…
Saif el-Kaddafi, “Ekstazi bağımlıları olmanın yanında, Bingazi’deki göstericileri, profesyonel gösteriler için getirilen Mısırlılar gibi parayla satın alınmış” olarak tanımladı. Onlar Libyalı değilmişmiş.
“Allah, Libya, Muammer, Hepsi Bu”. Kaddafi destekçileri, televizyon kanallarında böyle bağırıyor. Sanki Muammer olmasa Libya var olmayacak! Televizyon kanallarında Kaddafi’yi destekleyen çocuk gösterileri, büyüklerden fazla yer kaplıyor.
Kaddafi kanallarından silahlarını teslime edecek gençlerin bağışlanacağına dair çağrılar artık görünmez oldu. Ancak Kaddafi ve yardımcıları, askerlerinin vahşiliği ve barbarlığının insanları daha çok silahlandıracağının farkında değil mi? Çağrılar sadece intikam için değil füzeler ve uçakların bombaladıkları şehirlerde Kaddafi ve askerlerinin yaptıkları ortaya çıktıkça artık onur ve aileyi korumak için yapılıyor.
Çarpık medya Libyalılar arasına nifak sokmaktan da geri durmuyor. Sanki dökülen kandan tatmin olmamışçasına iç savaşı başlatmak için aşiret önyargılarını kullanıyorlar.
Kaddafi destekli medya, sakatlığın yansıtılmasında, gerçeklerin örtülmesinde, yalanlarda ve kavramları itibarsızlaştırmaya, istikrarsızlaştırmaya ve masum insanları yıldırmaya çalışan liberallerin marjineleşmesinde, tahrikin yayılmasında, bastırdığı şehirlerdeki katliamlarını gizlemek ve meşru zemin sağlamak için tüm kirli silahlardan yararlanıyor.
Bir keresinde “silahlı çetelerden” şehirleri temizlemekle ilgili açıklamasında isyancıları fareler olarak betimlemişti. Emin olun ki Kaddafi askerleri muharebe alanlarında yaralı isyancıları öldürürken “Farelerin Yok Edilmesi”ni isteyen liderlerini örnek alıyordu.
Kaddafi medyası var olmayan insanları konuşturmayı devam ediyor. Yeşil Meydan’da ve diğer şehirlerde sürekli görünen aktörler ve sanatçılar, tüm Libya’nın Kaddafi’yi desteklediğini duyurmaya çalışıyor. Tabi Trablus’un büyük bir zindana dönüştüğü ve esirlerin sürekli arttığı gerçeğini görmezden gelerek…
Belki de Kaddafi medyası, ifade, düşünce ve hakların baskılandığı bir çağdaki soyu tükenmiş bir izleyici tipinin sınırlarını aşmıyordur. Ancak hala isyancıların kontrolündeki şehirlerin ele geçirilmesini ilan ederken askeri standartları yok sayıyor. Tek amacı moralleri bozmak ve ruhları yok etmek. Ancak bizim bildiğimiz ve gördüğümüz Libya’dan bahsederken bir bilimkurgudaki paralel dünyalardan bahseder gibiydi.
BBC ekibi, duyurularından önceki gün, İçişlerine bağlı Kaddafi askerleri tarafından dövüldü ve işkenceye uğradı. Bay “Firas el-Kilani”yi iki goril etrafını çevirmiş ve ona “Libya halkının komutanı için tezahürat yapan milyonları görüyor musun” diye sorarken gördüm ve o da “Evet” dedi. Bu bazı liberal Libyalıların “el-Kanuza” dedikleri el-Cemahiriye kanalındaydı.
*Dr. Hamza İmadüddin Musa: Libya halkına tıbbi yardım sağlamak amacıyla ülkeye giden ilk doktor kafilesinden bir doktor ve timeturk.com yazarı…
Bu makale Oğuz Eser tarafından Timeturk.Com için tercüme edilmiştir.
Yazarın diğer makaleleri için tıklayın
Timeturk yazarından Libya notları...
Libya halkı neden Kaddafi'den nefret ediyor?
Savaş öncesi ve sonrası: Ecdebiye Hastanesi
