Dolar

34,2534

Euro

37,8242

Altın

2.927,84

Bist

8.860,52

Lazkiye Nusayri Cumhuriyeti Suriye’yi kurtarır mi=

30 Haziran’da Cenevre’de düzenlenecek uluslararası konferans, Suriye krizine tüm oyuncuların kazanacağı bir çözüm yaratabilir.

13 Yıl Önce Güncellendi

2012-06-30 10:30:36

Lazkiye Nusayri Cumhuriyeti Suriye’yi kurtarır mi=
TIMETURK / Haber Merkezi

Ro’i Tov*


Bu Cumartesi, 30 Haziran 2012’de, BM, Suriye’de hâlihazırda topyekûn savaş olarak tanımlanan olaylara barışçıl bir çözüm bulabilmek için Cenevre’de uluslararası bir konferans düzenleyecek. Taraflar arasında süregelen askeri denklik yıllar boyu sürebilir. Yani BM Güvenlik Konseyi, Beşşar Esed rejimine güvenli bir ayrılma sağlayabilecek yaratıcı bir çözüm bulmaya çalışıyor. Şu ana kadar, konsey üyeleri arasında Suriye’de bir geçiş hükümeti yaratma noktasında bir mutabakat var ancak bu yeterli değil. Beşşar Esed, Amerikan askeri çıkarları için kendisini kurban etmeyecek. Suriye ordusunca yakınlarda düşürülen Türk F-4 uçağı, Amerikan ordusunun iyi durumda ve uzun bir çatışmaya hazır olmadığını gösterdi. Bu şartlar altında Lazkiye Nusayri Cumhuriyeti, yeniden kurulup Esed’i kurtarabilir.

Suriye’deki girift durum iki mücadeleyi içeriyor. En göz önünde olanı Suriye ordusu ile Batı-destekli Özgür Suriye ordusu arasında yaşanıyor. Paralel olarak, Şia-İslam’ı ile yakın ilişki içindeki Nusayri azınlığı ile Sünni Araplar arasında şiddetli bir çatışma mevcut. Nusayriler, nüfusun yaklaşın yüzde 12’sini kapsıyor ve gücü elinde tutuyor. Esed hanedanlığı da Nusayri. Sünniler, nüfusun yüzde 74’ünü teşkil ediyor ve süregelen kargaşayı gücü kazanmak için kullanmak istiyor. Etnik çatışma, paramiliter gruplar tarafından diğerini ilgili bölgelerden çıkartmaya çalışmak şeklinde yürütülüyor. Bu çatışmanın en göze çarpan neticesi, Türkiye’de toplanan Suriyeli mülteciler ve sivillerin aralıksız süren katliamları.

Nusayrilerin imtiyazlı konumlarda olduğu Suriye ordusu, Nusayri nüfusu destekliyor. Bu nedenle, güçler eşit olmasa da etnik mücadele bir düğüme dönüşüyor.
Ayrıca askeri çatışma da beraberlik durumu hakim. Suriye Ordusu, Rusya, Çin, Kuzey Kore ve İran’dan destek alırken, isyancılar Suudi Arabistan, Katar ve Türkiye’den mali destek ile Türkiye üzerinden Batılı kaynakların askeri yardımını alıyor. Güvenilir kaynaklar, Suudi Arabistan ve Katar’ın isyancı ordusunun maaşlarını ödediğini bildiriyor. Suriye rejimi bu çatışmayı Suriye halkına, Şii ve Sünni Araplar arasındaki bir savaş olarak yansıtıyor. Buna rağmen, bu savaşta etnik ve dini çatışmanın fazlası bulunuyor. Suriye’nin iki ana limanından biri olan Tartus, aynı zamanda Rus donanmasının Akdeniz’deki yegâne üssü konumunda. Rusya, bu stratejik varlığından Batılı bir kukla-rejim yaratılması karşılığında vazgeçecek gibi değil. Bu karmaşık resmi, Türkiye, Suriye ve Irak’a ait bölgelerde daha geniş bir devletin önüne geçme çabasıyla Türkiye’nin Suriye’deki Kürtleri, bir Kürt-devleti yaratmak için desteklemesi tamamlıyor.

Bu şartlar altında, savaş yıllarca devam edebilir. Türk F-4 uçağının düşürülmesi, NATO’ya Suriye’nin Libya olmadığını ispatladı. Suriye rejimini şiddet kullanarak devirmeye dair Batılı herhangi bir çabanın yüksek bir maliyeti olacak. ABD’deki seçim yılında bunun olma şansı yok. Seçim arifesinde gelecek Amerikan asker tabutları, Başkan Obama’nın kutlamasını berbat edecektir. Yani, bu Cumartesi günü yapılacak konferans başka bir çözüm bulmak durumunda.

Lazkiye Nusayri Cumhuriyeti

Eğer Nusayrilerin desteğini kaybederse, Beşşar Esed, güçten zorla uzaklaştırılabilir. Bu 3 yolla mümkün. Tüm Suriyeli pilotlar ve ordudaki en üst düzey subaylar Nusayri. Eğer onlar, ona karşı dönerse, hiçbir silahlı gücü kalmayacak. Diğeri; Suriye yönetimini idare eden Nusayri orta-sınıf, onu reddederek ülkeyi sekteye uğratabilir. Son olarak, Nusayri-çoğunluğun olduğu sahil bölgeleri, başka bir lideri destekleyebilir. Bu senaryoların olması çok mümkün değil zira Nusayriler, Sünni-yönetimindeki bir Suriye’den ciddi şekilde korkuyor. Bu açık bir düğüm.

Çatışmaya yaratıcı bir çözüm, önceki yüzyılda meydana gelen olaylara bakarak bulunabilir. 1920 ila 1946 yılları arasında Fransız Mandası altında bir Nusayri Devleti kurulmuştu. Lazkiye başkentti ve bugünkü Suriye Lazkiye ve Tarsus idari bölgelerini kapsıyordu. Nusayriler, cumhuriyetlerinin yeniden kurulması karşılığında Esed’den mahrum olmaya razı olabilirler. Bu senaryoda, Suriye en az 2 parçaya ayrılır. Ülkenin çoğunluğunu kaybetseler de Nusayriler açıkça kazanır. Batı, kendisine karşı büyük bir devlet bölüneceği için kazanır. Zayıf bir Suriye, bağımsız bir devlet kurmaları için şanslarını artıracağı için Kürtler kazanır. Kısa vadede, Ruslar askeri üslerini ellerinde tutmaya devam eder. İran, bu devletle şu anki Suriye’den çok daha fazla etkili olması yanında Doğu Akdeniz’deki büyük gaz alanlarına yakın sahil bölgelerine hâkim olur. Kısa vadede, bütün oyuncular kazanır. Bu da bunu mümkün siyasi bir çözüm haline getirir.

Suriye, geçmişte de bölünmüştü. 1938’de, Akdeniz kıyısında küçük bir bölge olan Hatay, Suriye’nin Fransız mandasından bağımsızlığını kazanıp Hatay Cumhuriyeti olmuştu.1939’daki referandumun ardından Hatay, Türkiye’ye katılmaya karar verdi ve Türkiye haritasında görülebilecek bir uzantı haline geldi. Suriye hala bu olayı meşru olarak kabul etmiyor. Bu olayın önemli bir yönü ise Nusayrilerin Hatay’da mukim 2 ana etnik gruptan birini oluşturmaları. Esasen, Lazkiye’nin ayrılması Türkiye tarafından eski bir olayın tekrarı gibi görülebilir. Birkaç yıl içerisinde, Nusayrileri Türkiye’deki kardeşleriyle tek bir siyasi idare altında birleştirecek bir referandum düzenleyebilir. Lazkiye Türkiye’ye katılır ve Türkiye’ye gaz sahalarına daha iyi bir erişim sağlar. Bu senaryo birçok oyunca için o kadar cazip ki onu engellemek imkânsız olabilir. Şu ana kadar sessiz-kalan bir oyuncu da kazanacak.

Eğer Suriye bölünürse, Sion ve liderleri alkışlayacak. İsrail, Suriye’nin yasadışı Golan Tepeleri ilhakını güçlendirecek ve mahrumiyet ile şiddet üzerine kurulu bölgesel bir imparatorluğa daha da yaklaşacak. Güçlü ve demokratik bir Suriye, bölgesel barış ve istikrar için elzemdir. Batı işgalini kabul eden hiçbir bölge barışı asla bilmedi. Suriye’nin bir istisna olması mümkün değil.

* Ro’i Tov, Hıristiyan İsrailli bir subay olarak hatıralarını yazdığı Beytüllahim Haçı adlı kitabın yazarı. Ayrıca roytov.com adlı alternatif haber blogunun sahibi.

Bu makale Oğuz Eser tarafından Timeturk.Com için tercüme edilmiştir.
SON VİDEO HABER

'Tarifeli saldırı': 'İran'ın ABD'ye düşman olduğunu kim söyledi'

Haber Ara