Yusuf Kaplan: İŞID yok, İngiltere var
Yenişafak Gazetesi yazarı Yusuf Kaplan bugünkü yazısında Irak'ın Musul kentini işgal eden İŞID'i eleştirirken uluslararası güçlerin bağlantılarını da masaya yatırdı...
11 Yıl Önce Güncellendi
2014-06-13 06:35:48
İşte Yusuf Kaplan'ın "İngilizlerin yüzyıllık stratejisi: İslâm'ı İslâm'la vurmak!" başlıklı o yazısı:
Yazının sonunda söyleyeceklerimi başında söylemem gerekiyor...
IŞİD DİYE BİR ŞEY YOK, İNGİLTERE DİYE BİR SİNSİ GÜÇ VAR
Önce şu: IŞİD, diye bir 'şey' yok. İngiltere diye sinsi bir güç var.
IŞİD, adım adım Irak'a ve Suriye'ye yerleştiriliyor. Irak'a ve Suriye'ye yerleşen aktör, IŞİD değil, gerçekte, İngiltere'dir.
İkinci olarak: El-Kaide'den türeyen IŞİD gibi örgütler maşa'dır.
El-Kaide, Amerikalıların maşasıydı. Şimdi El-Kaide'nin yerini, IŞİD gibi türevleri aldı. IŞİD gibi örgütlerse, İngilizlerin kuklasıdır.
Bu şu anlama gelir: İngilizler, iki yüzyıl önce Vehhabiler üzerinden sahneledikleri oyunu, bu kez IŞİD gibi örgütler, İran'ın önünün açılması ve Selefî hareketler üzerinden sahneye koyuyorlar.
ÜÇ HEDEF: ERDOĞAN'IN TASFİYESİ, ÇÖZÜM SÜRECİ'NİN BİTİRİLMESİ VE İSLÂM'IN İSLÂM'LA VURULMASI SÜRECİ
İngilizler ne yapmak istiyorlar, peki?
İngilizler, küresel sistemi yeniden dizayn etmek istiyorlar ve bunu da ancak İslâm dünyasındaki 'tarihî derinlik'lerini yeniden harekete geçirerek yapabileceklerini çok iyi biliyorlar.
IŞİD gibi örgütlerin ve Selefîlik gibi -tastamam selefsiz- hareketlerin önünü sonuna kadar açarak kısa, orta ve uzun vadede üç şeyi yapmak istiyorlar.
Birincisi, kısa vadede, her ne suretle olursa olsun, Tayyip Erdoğan'ın önünü kesmek istiyorlar: İster cumhurbaşkanı olarak isterse başbakan olarak Tayyip Erdoğan'ın 2023 hedeflerini gerçekleştirmemesi için Erdoğan'ı tasfiye etmek istiyorlar.
İkincisi, orta vadede, Kürt meselesini, lokal bir mesele olmaktan çıkarıp bölgesel bir mesele hâline getirmek ve bu süreçte, Çözüm Süreci'ni patlatmak ve bitirmek istiyorlar.
Üçüncüsü ve en önemlisi de, uzun vadede, İslâm'ı İslâm'la vurmak, İslâm'ın gelişini İslâm'la durdurmak istiyorlar.
ÇAĞI ANLAYAMADIĞIMIZ SÜRECE, YAŞANANLARI KAVRAYAMAYIZ
İçinde yaşadığımız çağı anlayamadığımız sürece, dünyada yaşananları kavrayamayacağımızı göremiyoruz hâlâ.
İçinde yaşadığımız çağ, demokrasi çağı değil, dromokrasi çağı.
Modernliğin çocuğu demokrasi, çoktan tarihin çöplüğünü boyladı. Bazı Müslümanların, hâlâ demokrasi mücadelesinden bahsetmeleri, sığlıklarının ve çağı kavrayamadıklarının göstergesidir.
'PORNOGRAFİ'DEN DROMOKRASİ'YE, SİMÜLASYON'DAN ASİMİLASYON'A...
Oysa Müslümanların sorunu demokrasi sorunu değil, en geniş anlamıyla bağımsızlık sorunudur.
Zihnî bağımsızlıklarına kavuşamayanların, siyasî bağımsızlık mücadelesi vermeleri, havaya kurşun sıkmaktan başka bir anlam ifade etmez.
İçinde yaşadığımız çağı kavrayamadığımız sürece, zihnî bağımsızlığımıza kavuşamayacağımızı bilmiyoruz bile.
İçinde yaşadığımız çağ, 'pornografi'nin hükümranlığını ilan ettiği ve dromokrasi şeklinde ortaya çıkan bir ağ'dır sadece.
'Pornografi çağı', algı kapılarının kapanması demek. Bir yerde algı kapıları kapanmışsa, bilin ki, orada, Müslüman zihnini ve idrakini vareden dil, Müslüman dünyasının gösteren yer, ve Müslümanın istikametini ifade eden yön yitirilmiş demektir.
YAZININ TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ!!!
Haber Ara