TBMM Kadına Yönelik Şiddetin Sebeplerinin Araştırılarak Alınması Gereken Önlemlerin Belirlenmesi Komisyonu AK Parti İstanbul Milletvekili Alev Dedegil başkanlığında toplandı.
Kadın ve Demokrasi Derneği (KADEM) Hukuk Komisyon Başkanı Betül Altınsoy Yanılmaz, komisyona yaptığı sunumda derneklerinin çalışmaları hakkında bilgi verdi. Şiddete maruz kalan kadınlarla birebir görüştüklerini ve hukuki destek sağladıklarını anlatan Yanılmaz, şiddet vakalarının sayısının koruma tedbirlerine rağmen azalmadığına dikkati çekti.
Koruma tedbiri kararlarının olumlu yönleri olduğunu da vurgulayan Yanılmaz, koruma mekanizması içindeki kadının yalnız bırakılmaması gerektiğine dikkati çekti.
Şiddetle mücadelenin topyekun yapılması gerektiğini, sadece şiddet mağdurunun korunmasının değil, failin cezalandırılması ve rehabilite edilmesinin de önemli olduğunu ifade eden Yanılmaz, şiddet mağduru kişilerin farklı kişi ve kuruluşlara derdini anlatmak zorunda bırakılmasının güvenliğini tehdit eden unsurlardan biri olduğunu söyledi.
Yanılmaz, "KADEM, kadına yönelik şiddete ilişkin özel ceza infaz sistemi getirilmesi gerektiğini ve koruyucu tedbir kararları verilmesi aşamasında işlenen suçlarda şiddete başvuran kişiler için denetimli serbestlik, paraya çevirme, erteleme gibi yöntemlere başvurulmasının engellenmesi gerektiğini düşünüyor" dedi.
Şiddet suçlarına ilişkin özel mahkemeler de oluşturulabileceğini belirten Yanılmaz, bu mahkemelerde faillerin rehabilitesinin dikkate alınmasının uygun olacağını kaydetti.
Kadına yönelik şiddetin aile ile anılmasının ve aile içi bir durum gibi algılanmasının yanlış olduğunu belirten Yanılmaz, böyle bir tanımlamanın aile kurumuna da zarar verdiğini de söyledi.
-"ALO 183'de Kürtçe ve Arapça gibi dil desteklerinin sağlanması gerekir"
Yanılmaz, "ALO 183 Sosyal Destek Hattı"nın sadece şiddet mağdurlarına yönelik değil, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'nın sorumluluk alanlarının tümünde hizmet verdiğine işaret ederek, bu durumun acil şiddet vakalarında sıkıntıya neden olabildiğini belirtti. Yanılmaz, "ALO 183 hattına Kürtçe ve Arapça gibi dil desteklerinin de sağlanması gerekir" dedi.
-"Evlenme ehliyeti diye bir şey getirelim"
AK Parti İstanbul Milletvekili İsmet Uçma, sunumun ardından söz alarak toplumda karı ve kocanın rakip haline getirildiğini, oysa kadın erkek ayrımından öte merkeze insanı alan yaklaşımların sorunların çözümünde etkili olacağını söyledi. Uçma, " İlk insan yeryüzüne aile olarak gönderildi. Olayları germekten çok aile üzerinde çalışalım, aileyi geliştirelim, aile ile irtibatlı olalım. Havanda su dövmemek için önce kadın-erkek cinsiyet ayrımı, nefret suçu haline gelmeli. Şiddet merkeze alınmalıdır. Havanda su dövmemek için kadın erkek cinsiyet ayrımı nefret suçu haline gelmeli" değerlendirmesinde bulundu.
Şiddetin önlenmesi için herkesin önerilerini ortaya koyması ve bunların tartışılması gerektiğini vurgulayan Uçma, "Nedenler arasında erkek risk grupları, mesela evlenme ehliyeti diye bir şey getirelim. Eğer bu sıklıkla evli eşler arasında oluyorsa" diye konuştu.
-"Bu kadınları öldürenler tanımadıkları erkekler değil, aile fertleri"
CHP İstanbul Milletvekili Binnaz Toprak da kadına yönelik şiddet vakalarında faillerin aile bireyleri arasından olduğuna dikkati çekerek, "Bu kadınları öldürenler sokakta tanımadıkları erkekler değil, aile fertleri. Aile tabi ki çok önemli, ailenin güçlendirilmesi de önemli olabilir. Ama aileyi güçlendirmek bir mesele, kadın meselesi başka bir mesele. Kadınları da çocukları da erkekleri de birey olarak görmemiz lazım. Hepsi hakları olan bireylerdir" değerlendirmesinde bulundu.
Toprak, konuşmasında komisyona bilgi vermek üzere seçilen sivil toplum örgütlerinin daha çok sayıda ve geniş bir çerçevede olması gerektiği eleştirisinde bulundu.
Komisyon Başkanı Dedegil ise üyelerin önerileri ile bir liste oluşturduklarını, kadın sorunları ile ilgilenen tüm örgütlerin dinlenmesinin süre sıkıntısı nedeniyle mümkün olamayacağını belirtti. Dedegil, diğer örgütlerin de komisyona görüş ve eleştirilerine ilişkin rapor sunabileceklerini kaydetti.
Toprak ise dinlenmesi gereken sivil toplum örgütleri konusunda eksik çalışma yürütüldüğünü savundu.
HDP Diyarbakır Milletvekili Nursel Aydoğan da kadına yönelik şiddet konusunda çok uzun yıllardır çalışma yürüten sivil toplum örgütleri bulunmasına karşın, bu alanda çok yeni olan oluşumların komisyona davet edilmesini eleştirdi.
"Bu tartışma komisyonun verimini düşürüyor" diyen Komisyon Başkanı Dedegil, CHP Tekirdağ Milletvekili Candan Yüceer'in talebi üzerine önceden listede bulunmayan bir sivil toplum örgütünün de toplantıya katılmasına ilişkin düzenleme yaptıklarını hatırlattı.
-"Çizgi filmler bile saf kalamadı"
AK Parti Elazığ Milletvekili Sermin Balık, çizgi filmlerdeki karakterlerin geçmişte çocuk görünümlü olduğunu ancak bugün kadın kimliğinin öne çıktığı karakterler yaratıldığını söyledi. Dizi filmlerdeki kadın tiplemelerini de eleştiren Balık, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Dizilerde genç kızlar tecavüze uğruyorlar, hamile kalıyorlar ve sonunda önlerine bir kapı açılıyor, zengin sevgililer oluyor, çok makbul, paylaşılamayan kızlar oluyorlar. Türkiye'deki gerçeklik böyle değil ne yazık ki. Türkiye'de ne yazık ki yanlış da olsa tecavüze uğrayan kızlar aile mahkemesi tarafından öldürülüyor. Bu hiçbir dizide işlenmiyor. töre cinayetlerini işlemiyoruz, kamu spotlarımız çok yetersiz. Çizgi filmler bile saf kalamadı, şiddete ve cinsel eğilime yönelik."
Toprak ise dizilerde sansür uygulamayı doğru bulmadığını, şiddetin de toplumun bir gerçekliği olduğunu dile getirerek, yapımların yaş gruplarına göre doğru zamanda yayınlanması gerektiğini vurguladı.
-"Salt, somut eşitlik, adalet doğuruyor mu?"
CHP'li Yüceer'in, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın kadın-erkek eşitliği konusunda açıklamaları olduğu ve KADEM'in de Erdoğan'ın sözleriyle paralel açıklamaları bulunduğunu hatırlatması üzerine KADEM Temsilcisi Yanılmaz, tekrar söz aldı.
Yanılmaz, "Biz Toplumsal cinsiyet adaleti dedik, bunu kadın ve erkek herkes için istiyoruz. Adalet eşitlikten daha üstün bir kavramdır. Biz merhamet değil, adalet sloganı ile yola çıkıyoruz. Salt, somut eşitlik, adalet doğuruyor mu? Kadın ve erkek yasalar önünde eşittir. Eşit haklara ve eşit fırsatlara sahip olmaları gerekir. Fakat farklılıklarından kaynaklanan haklara ve adalete de sahip olmaları gerekir. Adalet eşitliğin karşısında bir söylem değil, adalet söylemi eşitlik söylemine zıt bir söylem değil, eşitliği de içeriyor" şeklinde konuştu.
AK Parti'li Uçma da eşitlik ile adalet kavramının farklı olduğunu, eşitliğin her zaman adalet getirmediğine işaret etti. Uçma, "Annelik, eşlik çok büyük sanatlar bunlar. Kimse inkar etmiyor ama kadını, erkeği rekabete sokarsanız olmaz. Evliliğin, karı-koca ilişkisinin, dostluğun pazarlığı olmaz" ifadelerini kullandı.
CHP'li Yüceer ve bazı AK Partili milletvekilleri arasında kadın-erkek eşitliğine ilişkin karşılıklı konuşmaların sürmesi üzerine Komisyon Başkanı Dedegil, uyarıda bulundu.
Kadın-erkek eşitliği tartışmasının uzadığını belirten Dedegil, sunum yapmak üzere bekleyen sivil toplum örgütleri olduğunu hatırlatarak, "Bu komisyon eşitliği tartışmıyor. Tüm üyelerimiz kadına yönelik şiddeti suç olarak görüp önlenmesi için ne gibi katkı sağlayabilirim diye düşünüyor" dedi.
-"Komisyonumuzun böyle bir usulü yok"
Boşanmış Mağdur Babalar Derneği Başkanı Muhammet Özen ve Eş Başkanı Mustafa Murat Mercan da Komisyonda bir sunum gerçekleştirdiler.
Mustafa Murat Mercan, çocuklarını görememeleri noktasında duygusal şiddet, nafaka nedeniyle de ekonomik sorunlar yaşadıklarını aktararak, "Çocuklarımızı para ile gördüğümüzü biliyor musunuz? Ben 600 lira karşılığında çocuğumu gördüm, yasal hakkımı kullandım" dedi.
Mercan, sorunlarını giderecek yasal düzenlemeler yapılmasını isterken "Bunu yapmayacaksanız, bir daha gelmeyin" demesi AK Partili Uçma'nın tepkisine yol açtı. Uçma, Mercan'ın üslubunu eleştirerek, direktif veren bir yaklaşım içinde bulunmasının yanlış olduğunu söyledi.
Komisyon Başkanı Dedegil de Mercan'ı üslubu nedeniyle uyararak, yaşadıkları nedeniyle sinirli olduğunu ancak bu sinirini komisyona yöneltmek yerine sorunlarını anlatması gerektiğini söyledi. Dedegil, "Komisyonumuzun böyle bir usulü yok, usulü uygun devam edecekseniz sizi dinleyelim, yoksa burada bırakalım" dedi.
Sunuma devam eden Mercan, "Çocuklarımızı icra ile görmek istemiyoruz. Çocuklarımızın bize yabancılaştırılmasını istemiyoruz. Çocuklarımızın para ile gösterilmesinin bu çağda Türkiye'ye yakışmayan bir durum olduğunu savunuyoruz" ifadelerini kullandı.
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'nın, sivil toplum örgütlerinin yaşanan sıkıntılarda kadına ve erkeğe eşit yaklaşmadığını ileri süren Mercan, evinden ve çocuğundan uzaklaştırılan babaların içine girdiği maddi ve manevi problemlerin görmezlikten gelindiğini ileri sürdü.
-"1 yıl evli kal, bir ömür nafaka öde, böyle bir şey yok"
Boşanma davaları açıldığından itibaren çocuklar üzerinde gözlem yapılması gerektiğini savunan Mercan, sürecin sonunda çocukların taraflardan birine düşman haline getirildiğinin görüleceğini söyledi. Mercan, ömür boyu nafaka uygulamasının da kabul edilemez olduğunu ifade ederek, "1 yıl evli kal, bir ömür nafaka öde, böyle bir şey yok" dedi.
Boşanma davalarında çocuğu babalara göstermemek için gerçek olmayan cinsel taciz suçlamalarının bile yaşandığını anlatan Mercan, bu durumun özellikle küçük şehirlerde, cinayetlere, intiharlara bile yol açtığını aktardı. Mercan, kadın derneklere sorunların giderilmesi noktasında işbirliği yapmayı teklif ettiklerini de söyledi.
Muhammet Özen de çok ciddi sorunlar yaşadıklarını belirterek, "Devlete hizmet vermiş, ödüller almış bir insanım ama 13 yıldır kızımı göremiyorum. Annesinin sevgilisi benden çok görüyor kızımı. Bu Meclis'in içinde üyem var. Ama susuyor, 'bununla anılmak istemiyorum' diyor" değerlendirmesinde bulundu.
Özen'in kadın cinayeti işleyen erkeklere neden bu yolu seçtiklerinin de sorulması gerektiği yönündeki sözleri Başkan Dedegil ve milletvekillerinin tepkisine neden oldu. Dedegil, böyle bir sözün suçun ölende mi öldüren de mi olduğu gibi bir tartışmaya neden olacağını belirterek, konu cinayet olduğunda böyle bir yaklaşımın kabul edilemez olduğunu kaydetti.
-"Tespitleriniz absürt"
CHP'li Toprak ise derneğin sunumunda boşanmış kadınların sorumluluktan uzak kişiler, mahkemelerin de kadınlardan yana karar alan erkeklerin taleplerine duyarsız kurumlar gibi gösterildiğini ifade ederek, derneğin sunumunun ve yaklaşımın komisyon çalışmasına herhangi bir katkısı olamayacağını düşündüğünü söyledi.
HDP'li Aydoğan da dernek yöneticilerin erkeklerin neden cinayet işlediği noktasındaki değerlendirmelerinin kabul edilemez, boşanmış kadınlara yönelik tespitlerinin ise absürt olduğunu söyledi.