Dolar

34,2771

Euro

37,7081

Altın

2.910,98

Bist

9.059,38

Cumhurbaşkanlığında muhtarlar toplantısı

Cumhurbaşkanlığında muhtarlar toplantısı

10 Yıl Önce Güncellendi

2015-03-23 12:01:49

Cumhurbaşkanlığında muhtarlar toplantısı
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Biz eğer, bu coğrafyanın insanları olarak, birbirimize kenetlenebilsek inanın dışarıdan hiçbir güç gelip de bizim aramıza nifak sokamaz. Biz bu coğrafyanın insanları olarak emredildiği gibi birbirimizi kardeş görsek, emredildiği gibi Allah'ın ipine sımsıkı sarılsak, inanın dışarıdan hiç kimse gelip de bizim ağzımızın tadını bozamaz" dedi.

Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Sarayı'ndaki beşinci muhtarlar toplantısında yaptığı konuşmaya, "Çok değerli muhtarlarımız, değerli kardeşlerim, hanımefendiler, beyefendiler, sizleri en kalbi duygularımla selamlıyorum, milletin evine, cumhurbaşkanlığı külliyesine hoşgeldiniz" diyerek başladı.

Daha önce muhtarlarla dört kez buluştuğunu anımsatan Erdoğan, bugün de Bartın, Giresun, Gümüşhane, Kastamonu, Nevşehir, Kayseri, Ordu, Sinop, Sivas ve Zonguldak'tan gelen 397 muhtarla bir araya geldiğini kaydetti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu şekilde, Türkiye'deki 50 bin muhtarın tamamıyla hasbıhal edeceklerini, sofralarını paylaşacaklarını belirterek, muhtarlarla bir araya geldiği binanın, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nin bir bölümü olduğunu söyledi.

Ülkenin büyüklüğüne, tarihine, kültürüne, şanına yakışır bir Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ni Türkiye'yi kazandırdıklarını ifade eden Erdoğan, Külliye'nin sadece bu bina ve yanındaki iki çalışma blokundan ibaret olmadığını, içinde konferans ve sergi salonları da olan çeşitli birimlerin bulunduğu bir bina ile bir camiyi de inşa ettiklerini, onları da yakında hizmete açacaklarını kaydetti.

Erdoğan, aynı anda 2 bin kişinin ağırlanabileceği çok amaçlı bir salonun da yapıldığına dikkati çekerek, burada 2 bin kişilik yemekli toplantıların yapılabileceğini, 50 bin muhtarla bir araya gelme sürecini devam ettireceklerini dile getirdi.

Gittiği illerde vatandaşların, "Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ne gelmek istediklerini" ifade ettiklerini aktaran Erdoğan, "Bu bina tamamlandığında 2 bin kişilik gruplar halinde vatandaşlarımızla orada birlikte olma imkanını değerlendireceğiz. Ayrıca yine aynı bölgede Türkiye'nin en büyük kütüphanesini kuracağız. İçinde 5 milyon cilt eserin olacağı ve 24 saat kesintisiz faaliyet gösterecek bir kütüphaneyi Ankara'ya ve ülkemize kazandıracağız" diye konuştu.

Gerek konferans salonu gerek cami gerekse de çok amaçlı kütüphaneden, tüm milletin yararlanabileceğini ifade eden Erdoğan, hem Ankara'ya hem Türkiye'ye bu imkanları biran evvel kazandırmak için çalışmaların sürdüğünü söyledi.

Erdoğan, bu binaların, belli bir grubun istifade ettiği değil, halkın, milletin bizzat istifade ettiği binalar olacağını kaydetti.

-"Coğrafyamızda baharı ağız tadıyla teneffüs edemedik"

Nevruzun çok büyük bir coşkuyla idrak edildiğini dile getiren Erdoğan, "Nevruzun, ilkbaharın, ülkemize, milletimize, coğrafyamızdaki tüm kardeşlerimize barış, dayanışma, refah getirmesini, Cenab-ı Hak'tan niyaz ediyorum. Baharın, özellikle de Suriye'de, Filistin'de, Irak'ta, Afganistan'da, Yemen'de, diğer tüm çatışma alanlarında barışa kapı aralaması en büyük temennimiz" dedi.

Bu coğrafya ülkelerinin, nice nevruzun, ilkbaharın hüznünü yaşadığını belirten Erdoğan, şöyle konuştu:

"Birinci Dünya Savaşının ardından coğrafyamızda hiçbir baharı ağız tadıyla teneffüs edemedik. Açıkça, huzurlu baharları, suyun, havanın ve toprağın sıcaklığını ruhlara hissettiren o baharları bu coğrafyanın insanları olarak çok özlüyoruz. Rabbim'den bizi yeniden baharlara eriştirmesini, toprakla birlikte ruhlarımızda bir uyanışı, kalplerimizde yeniden bir dirilişi bizlere nasip etmesini yürekten niyaz ediyorum. Şunu özellikle vurgulamak istiyorum; Hiç kuşkusuz ülkemizde ya da bölgemizde yaşanan sorunların önemli bir kısmı bizim kendi içimizde ürettiğimiz sorunlardan ziyade, bize enjekte edilen, dayatılan sorunlardır. 100 yıldır kendi ürettiğimiz sorunlarla değil, bizim için, topraklarımız, ülkelerimiz için kurgulanan sorunlarla mücadele ediyor, bu sorunlar nedeniyle ağır bedeller ödüyoruz. Bu coğrafyanın zenginliklerine göz dikenler, ne yazık ki bu coğrafyada istikrar, barış, dayanışma istemiyorlar. Bu coğrafyada ne kadar kan akarsa o kadar petrol elde edeceklerini, o kadar güç devşireceklerini egemen güçler çok iyi biliyor ve daha fazla kan akması için de ellerinden geleni yapıyorlar."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin ve coğrafyasının karşı karşıya olduğu sorunları, sadece dış güçlere, harici mihraklara bağlamak gibi bir kolaycılığın içine de girmeyeceğini dile getirerek, "Biz eğer, bu coğrafyanın insanları olarak, birbirimize kenetlenebilsek, inanın dışarıdan hiçbir güç gelip de bizim aramıza nifak sokamaz. Biz bu coğrafyanın insanları olarak emredildiği gibi birbirimizi kardeş görsek, emredildiği gibi Allah'ın ipine sımsıkı sarılsak, inanın dışarıdan hiç kimse gelip de bizim ağzımızın tadını bozamaz. Onun için bu coğrafyanın tüm bireyleri ellerini kenetleyecek, başını da iki elinin arasına alacak ve başkalarını suçlamadan önce kendi nefsi muhasebesini yapmak suretiyle yoluna devam edecek" diye konuştu.

-"Özeleştirimizi samimiyetle yapmak zorundayız"

Sünniler ile Şiilerin biribiryle çatışmasının, dışarıdan birilerine fayda sağladığına dikkati çeken Erdoğan, şunları kaydetti:

"Soruyorum, Sünnilerin, Şiilerin aklı yok mu? Bir takım terör örgütlerinin vahşice, barbarca, insanlık dışı saldırıları, o terör örgütlerine değil, onları kukla gibi oynatanlara büyük faydalar sağlıyor. Ama o terör örgütünün içinde yer alanların, o terör örgütlerine sempati duyanların, kol, kanat gerenlerin Allah aşkına hiç aklı yok mu? Kuran-ı Kerim'de defalarca Rabbimiz bizi uyarıyor; 'Hiç akletmezmisiniz?, Tefekkür, Tezzekkür etmez misiniz?' İşte akledilmediği için, tefekkür, tezekkür edilemediği için Şii yada Sünni üzerine bombaları bağlayıp bir camiye girip ibadet eden Müslümanları barbarca katledebiliyor. İşte Yemen'de olanları duyuyorsunuz. Akledilmediği için 350 bin insanın katili, sırf mensubu olduğu mezhep nedeniyle hoş görülebiliyor. Katliamları, zulmü, vahşeti, barbarlığı maalesef destek görebiliyor. Babası, Hama, Humus'ta 30 bin insanı öldürdü, kendisi geldi şimdi 11-12 kat insanı Suriye'de öldürdü. Bakın genlerine işlemiş bunlar."

"İnanın ne Sünni kazanıyor, ne de Şii, inanın ne Türk kazanıyor ne de Kürt, Arap kazanıyor. Her zaman kaybeden biziz, Müslümanlar. Kazanan ise bizim kardeşlerimizi böyle birbiriyle çatıştıranlar oluyor" diyen Erdoğan, "Onun için akletmek durumundayız. Ne oluyor diye samimi şekilde gönülden, yürekten olan biteni tekrar tekrar sorgulamak durumundayız. Olan biteni sadece Yemenli, Iraklı, Suriyeli, Mısırlı kardeşlerimiz değil, Libyalı kardeşlerimiz değil, Tunuslu kardeşlerimiz değil burada Türkiye Cumhuriyeti'nde 78 milyon bizler de samimi şekilde sorgulamak, eleştiriden önce kendi özeleştirimizi samimiyetle yapmak zorundayız" ifadesini kullandı.

(Sürecek)

Haber Ara