Dolar

34,2774

Euro

37,6622

Altın

2.921,89

Bist

9.093,86

'Çözüm süreci Diyarbakırlıları kahvekolik yaptı'

Timeturk Genel Yayın Yönetmeni Nevzat Çiçek Diriliş Postası'ndaki ''Çözüm Süreci’nde Cumhurbaşkanı ve hükümet arasında sıkıntı var mı?'' başlıklı yazısında Erdoğan ve Davutoğlu arasındakinin güvenden ziyade yol, yöntem ve kullanılan dil konusundaki farklılık olduğunu ifade ediyor .Nevruz'da Diyarbakır'da bulunan Çiçek gözlemlediği bölge halkının çözüm sürecine bakışını anlatıyor.

10 Yıl Önce Güncellendi

2015-03-23 13:48:27

'Çözüm süreci Diyarbakırlıları kahvekolik yaptı'

Sayın Cumhurbaşkanı’nın, yaptığı açıklamalar üzerinden Çözüm Süreci’ne karşı olduğu tezi işleniyor. Öncelikle şunu ifade etmek gerekir ki; Sayın Cumhurbaşkanı’nın sürece karşı olduğunu söylemek hiç gerçekçi değil.

AK Parti, Türkiye’de süreci başlatan parti ve başlatan da Recep Tayyip Erdoğan’ın ta kendisi. Dolayısıyla Çözüm Süreci bugüne kadar bu iradeyle gelmiştir ve bugün bu iradenin değiştiğini ifade etmek yanlış olur.

Sayın Cumhurbaşkanı’nın öncelikle itiraz ettiği meseleleri çok iyi anlamak lazım. Cumhurbaşkanı öncelikle hükümete benim anladığım kadarıyla şunu söylüyor, bilgilendirmek ayrıdır, istişare etmek ayrı. Yapılan açıklamalardan anladığım; bu istişarenin yetersiz kaldığı noktasında bir sorun oluştuğu...

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kürt sorununun ret-inkar ve asimilasyon boyutundan demokratikleşme sorunu olarak değerlendirilmesi boyutuna gelmesinde, kendi aldığı siyasi risklerin büyük katkısı olduğunu ve bunun devam etmesi gerektiğini ifade ederken, kendisinin bu süreçte istişare ve karar mekanizmalarının başında olduğunu, bunun değişimine izin vermeyeceğini anlatmak istiyor.

Dolayısıyla bugüne kadarki uygulamalara bakıldığında Türkiye’nin değişim ve dönüşümünün esas lokomotifini AK Parti’nin birlik ve beraberliği oluşturdu. Bu nedenle hükümet ve Cumhurbaşkanı arasında bir görüş ayrılığından ziyade istişare mekanizmasında bir sorun olduğunu bilmemiz gerekiyor. Bu istişaresizlik sonrasında Sayın Cumhurbaşkanı’nın kamuoyuna yaptığı açıklamaları çözüm sürecini istemiyor şeklinde açıklamak sağlıklı değildir. Ancak bilgilendirme ve istişare mekanizması neticesinde sorun olduğu biliniyor.

Benim anladığım kadarıyla Sayın Davuyoğlu ve Sayın Erdoğan arasında güvenden ziyade yol, yöntem ve kullanılan dil konusunda bir farklılık göze çarpıyor. Bu nedenle de anladığım kadarıyla Sayın Davutoğlu’nun beklentisi, meselelerle ilgili kendisinin kamuoyu önünde olduğunun bilinmesi ve herhangi bir şey olduğunda yine kendisi üzerinden gidilmesi… Dolayısıyla konuyu çok aşırı büyütmemek gerekiyor, bunu da ne hükümet ne de Çözüm Süreci’nin tıkanıklığı olarak nitelendirmemek lazım.

DİYARBAKIR’DA İŞ DÜNYASI GELİŞMELERE NASIL BAKIYOR?

Diyarbakır’da Çözüm Süreci noktasının ve Newroz mesajının nasıl algılandığını öğrenmek için Organize Sanayi Bölgesi’ni Vali Yardımcısı Mehmet Demir Bey ile geziyoruz. Son 12 yılda sürecin kokusunun bile bölgeyi nasıl değiştirebileceğinin en güzel örneğini Diyarbakır’da inşa edilen fabrikalar gösteriyor.

Genç bir girişimci olan Recep Özekinci kardeşimin fabrikasını geziyoruz. Mina Galvaniz Fabrikası, 50 milyon TL yatırımla 400 kişiye istihdam oluşturmuş. Aslında işi bilenler tarafından yatırım için Ankara-Kazan tarafları önerilse de aile ısrarla doğduğumuz büyüdüğümüz topraklarda iş yapacağız diyerek fabrikayı burada açıyor. Çözüm Süreci’nin bölge için neden gerekli olduğunu Recep Özekinci kardeşimin verdiği bir örnekte görelim: “6-7 Ekim olayları sırasında çalışanlarımızın gelemeyeceğini gördük, daha once söz verdiğimizden üretimleri durdurma gibi bir şansımız da yoktu. Çalışanlarımızı evlerinden gizli gizli topladık, üretimi aksatmadık. Eğer o olaylar çok daha fazla süreyle devam etseydi üretimi durdurma noktasına gelirdik ki, bu 50 milyonluk yatırımın iflası anlamına gelecekti. Bu nedenle bölgede güvenliğin ve Çözüm Süreci’nin niçin önemli olduğunu ve bu havanın neden devam etmesi gerektiğini biz buradan anlıyoruz” dedi.

Gerek yurt içi gerekse yurt dışı yatırım noktasında kendi alanındaki fabrikalarda ilk 5’e giren böyle bir tesisin Diyarbakır’a kazandırılmasının en önemli nedeni Çözüm Süreci’dir. Aynı şekilde Diyarbakır’da son 2 yılda 50’den fazla lüks cafe, 20’ye yakın lüks restaurant, 6 tane beş yıldızlı otel açıldı ve inşaat halinde beş yıldızlı 10’a yakın otel var. 66 fabrikanın inşaatı devam ediyor Diyarbakır’da. Sürecin devamına göre bu yatırımlar da devam edecek. Bu nedenle meselenin bu boyutunu es geçmemek şart.

DİYARBAKIR KAMU GÖREVLİLERİNE TEŞEKKÜRLER!

Bu Newroz’da en çok dikkatimi çeken abartılmayan, halkı rahatsız etmeyen güvenlik algısıydı. Sonradan öğrendim ki tertip heyeti ve güvenlik bürokrasisi beraber çalışmışlar. Olay çıkmaması için ellerinden geleni yaptılar ve olaysız bir kutlama gerçekleşmiş oldu. Bu vesileyle başta Diyarbakır Valisi Hüseyin Aksoy, Vali Yardımcısı Mehmet Demir, Emniyet Müdürü Halis Böğürcü ve kutlamalarda görev alan herkese teşekkür ediyorum. O yağmurda bizim gibi herkes ıslandı. Barışı haykıran, barışa güçlü ses veren, Çözüm Süreci’ni destekleyen herkese teşekkürler.

AK PARTİ GENEL MERKEZİ DİKKATE ALIR MI?

Çözüm Süreci’nde devlet, paradigmasını değiştirdi; örgüt, paradigmasını değiştiriyor ama üzülerek ifade edeyim ki AK Parti teşkilatları bu değişimi hızlı gerçekleştiremiyor. Diyarbakır’da AK Parti gerçekten seçimlerde ciddi bir başarı elde etmek istiyorsa aday profilinde değişime inanan, yeni bir şey söyleyebilecek, Diyarbakır hissiyatını Ankara’ya taşıyabilecek, Ankara’yı da Diyarbakır’da anlatacak profillerde ısrar etmeli ve bunları seçmeli. Bölge hissiyatını temsil edemeyecek, karşılığı olmayan kesimleri bünyesinden uzak tutmalı, bu anlamda özellikle yeni teşkilatlara kulak vermek gerekir. Diyarbakır gibi bir yerde Şeyh Said’in torunu AK Parti İl Başkanı yapılmışsa, bununla birlikte Ankara’da onunla aynı dili konuşabilecek insanların da olması gerekiyor ki bölgede değişim, dönüşüm hızlansın. Tek başına bu yeterli mi, hayır! Aynı şekilde bürokraside de bunun sağlanması gerekiyor.

SON VİDEO HABER

İsrail bayrağını gösterdiğine pişman edildi

Haber Ara