Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu Başkanı Canan Güllü, AA muhabirine yaptığı açıklamada, dün "cezasını tecavüz eden adamın çocuğunu doğurarak ödeyen bir kadının" algıyla değerlendiren hakim kararıyla müebbet hapse mahkum edildiğini hatırlattı.
Kadın cinayetlerinde arabuluculuk sisteminin olmamasını, iyi hal ve tahrik indiriminin uygulanmamasını istediklerini belirten Güllü, aynı cinayeti erkek işlediğinde hakimlerin, "tayt, mini etek giydiği için tahrik oldum" sözlerine inanarak sanığa indirim uyguladığını dile getirdi. Güllü, yargıç kanaatlerinde kadınların ahlak ve namus kavramlarının oldukça önemli olduğunu kaydetti.
Güllü, birçok insanın maktul Nurettin Gider'in, Nevin Yıldırım'ın evine gidip geldiğini söylediğini, bunun kahvehanelerde konuşulduğunu ifade ederek, şu tespitlerde bulundu:
"Bu, kadının üzerinde baskı oluşturur. Kadının bu tacizi ve tecavüzü ispat edebilmek için yaptığı eylemde indirim yapılmaması karşısında söyleyecek kelime bulamıyorum. Kadına mahkemenin bu indirimi vermesi gerekiyordu. Olay planlanmış değildir. Yaşanan travmaların sonucu oluşmuş ve bunun sonucunda ortaya çıkmıştır. Kahvede konuşuluyorsa, kadının ahlakı, ahlaksızlığı üzerine konuşuluyorsa, köy muhtarı kamu görevlisi olarak nerede? Muhtarın bu işe el atıp suçu ya da suçluyu ayırma görevini üslenmesi gerekir. Toplum da bu konuda suçlu değil midir? Nevin'e bu ceza indirimlerinin iki kat yapılması gerekirdi. 'Bu travmaları sana yaşattık. Bunları yaşatmamamız lazımdı' diyerek kendini suçlayacak bir kamu vicdanı, dolayısıyla yargıç kanaati gerekirdi. Hakimlerin algılarıyla ve kanaatleriyle yaptıkları işlemler, toplumun kanaatleriyle yapılan işlemlerle bir araya geldiğinde olumlu sonuç doğmuyor."
Canan Güllü, yerel mahkemenin kararını Yargıtay'ın bozacağına inandığını belirterek, "Bu davaların takipçisiyiz. Hamileliğinin birinci ayında bu kadına ulaşmış olsaydık, bugün bu sorunlar olmayacaktı. Nevin'in arkasında federasyon, kadın örgütleri olacaktı" diye konuştu.
- "Kararlar doğru değil"
İstanbul Barosu Kadın Hakları Merkezi Başkanı Hale Akgün, haksız tahrik indiriminin "kendisine veya yakınına uygulanan bir olay üzerine duyulan elem ve keder nedeniyle oluşan ruh hali içinde işlenen suçlarda" uygulandığını söyledi.
Haksız tahrik indiriminde, o anki elem, keder ve ruh haliyle mi yapıldığı, yoksa daha geniş kapsamlı ve planlı işlenip işlenilmediği konularının tartışıldığını belirten Akgün, şunları kaydetti:
"Geniş kapsamlı ve planlı olanlar buna girmez ama tecavüz söz konusu olduğunda, bunun etkisi ömür boyu sürebilir. Tecavüz sonucu böyle bir şey yapıldığında kesinlikle haksız tahrik indirimi uygulanması gerekir. Kanunda olan iyi hal indirimleri konusunda da ülkemizdeki davalarda takım elbise giyip gelen erkekler iyi hal indirimleri alıyorlar. İstisnasız iyi hal indirimleri neredeyse hepsine uygulanıyor. Ama kadın söz konusu olduğunda bu şekilde müsamahalı davranıp, kanundaki en az cezayı vermeye çalışan bir anlayışı göremiyoruz. Kanuna göre, iki ebeveynin de suçlanması gereken durumlarda sadece kadının suçlandığı davalar gördük. Bu bakış açısıyla 'kadına iyi hal ve haksız tahrik uygulanmaz' şeklindeki kararlar doğru değil."
Kadının kendisine tacizde bulunan ve tecavüz eden bir erkeği öldürdükten sonra kafasını köy meydanına atmasının da büyük bir olay olduğunu vurgulayan Akgün, bunu yapmanın topluma da ders vermek gibi bir anlama geldiğini, bu davalarda hassas davranılması gerektiğini söyledi.
- Olayın geçmişi
Isparta'nın Yalvaç ilçesinde Nevin Yıldırım, 28 Ağustos 2012'de kendisine tecavüz ettiğini öne sürdüğü Nurettin Gider'i av tüfeği ile öldürdükten sonra başını keserek köy meydanına atmıştı. Aynı gün gözaltına alınan Yıldırım, ertesi gün tutuklanarak Isparta E Tipi Kapalı Cezaevi'ne konulmuştu. Olay gününde Gider'den 6 aylık hamile olan Yıldırım, 17 Kasım'da bir kız çocuğu dünyaya getirmişti.
Yalvaç Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki dünkü duruşmada, Yıldırım, "kasten öldürme" suçundan müebbet hapis cezasına çarptırıldı. Mahkeme, Nevin Yıldırım'a "haksız tahrik" ve "iyi hal indirimi" uygulamamıştı.
