Dolar

34,2173

Euro

37,8314

Altın

2.927,12

Bist

9.088,36

Güler, Ertuğrul Özkök'ü bombaladı

Güneş Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Turgay Güler, Doğan Grubunu hedef alan akrostişli manşetini sert eleştiren Ertuğrul Özkök'e sert cevap verdi.

10 Yıl Önce Güncellendi

2015-04-06 08:30:15

Güler, Ertuğrul Özkök'ü bombaladı
 

Ey devrik yayın yönetmeni sahi seni niye kovmuşlardı

Güneş Gazetesinin önceki gün attığı manşet Doğan Grubunu fena rauatsız etmiş ve Hürriyet yazarı Ertuğrul Özkök, o manşeti atan Genel yayın Yönetmeni Turgay Güler için ağır bir yazı yazmıştı. Özkök, yazısında Turgay Güler'i Ankara'dan talimat almakla suçluyordu. Turgay Güler, hem gazetesinin manşetinden hem de köşseinden Özkök'e çok sert karşılık verdi.

İşte Güler'in yazısı.

'Adamda biraz utanma olur yahu; ama ne gezer?

Hem utanmaz, hem yüzsüz!

Kim mi?

Malum paçavranın devrik genel yayın yönetmeni.

Yıllarca o paçavranın dümenindeydi.

Dünkü köşesinden bana ve başında bulunduğum GÜNEŞ Gazetesi’ne saldırmış! Üslup rezil, dil kötü. Edepsizlikte de kendini bir kez daha aşmayı başarmış.

Manşetleri talimatla attığımı iddia etmiş! Pişkinliğe bakar mısınız?

Ben de diyorum ki; yalancının…

Ardına istediği kelimeleri yazsın, altına imzamı atayım. Lakin yazamaz! Zira 20 yıllık meslek hayatımda talimatla ne yazdım, ne konuştum.

Gel gör ki dervişin fikri neyse zikri de odur.

Kendisini çok iyi anlıyorum. Zira yayın yönetmeni olduğu hiçbir dönem özgürce yapamamış bu mesleği. Sürekli talimat almış.

Ben kendisi gibi belgesiz de konuşmuyorum.

Güneş Taner’le yaptığı telefon konuşmasını internetten bulup dinleyebilirsiniz.

Patronuna teşvik almak için dönemin hükümetini nasıl tehdit ettiğini, küfürlerini orada görebilirsiniz.

Aldığı talimatı da.

Tüm bunlar ve daha fazlası ortadayken kalkmış talimattan söz ediyor.

Sevsinler…

28 Şubat sürecinde koşa koşa askerlerin ayağına gidip brifinglerde talimat alan sen değil miydin?

Ben miydim “adının açıklanmasını istemeyen paşaların” darbe tamtamlarını manşet yapan?

Ben miydim o andıçları yayımlayıp yahut tahrif edip hayatları karartan?

Dinç Bilgin çıkıp mertçe itiraf etti. “O andıçları askerin talimatıyla yayımladık” dedi.

Sen ne pişkin, ne utanmaz bir adamsın!

“Vay şerefsiz” manşetini atıp, Ahmet Kaya’ya hayatı zindan eden sen değil miydin?

Tek ‘suçu’ Kürtçe şarkı söylemek istemesiydi.

Logosunun köşesinde “Türkiye Türklerindir” yazan o paçavranın genel yayın yönetmeni olan sen, Ahmet Kaya’nın bu arzusunu ‘şerefsizlik’ olarak gördün.

Çünkü o manşet için talimat almıştın! Ne hayatlar kararttın! Unutulur mu sandın?

Meclis'teki bir özgürlük düzenlemesini “411 el kaosa kalktı” diye duyuran, ülkeyi karıştırmaya çalışan kimdi?

Bu ne yüzsüzlük?

“Gerekirse silah kullanırız” manşetini nereye koyacağız?

O kadar pisliğe bulaşmıştın ki, patronun artık seni taşıyamaz hale geldi. Kulağından tutup bir paçavra gibi attı. Zira artık kullanılamayacak derecede aptallaşmıştın!

Gelelim şimdi asıl meseleye.

Bu devrik genel yayın yönetmeninin medya grubu Çağlayan’daki hain terör saldırısıyla ilgili yaptığı haberlerde terörü lanetlemek yerine propagandasını yapmayı tercih etti.

Yazarları, çizerleri, spikerleri… Hepsi ağız birliği etmişçesine sinsice bu saldırıya arka çıktı ve tüm bunlar Türkiye’nin gözü önünde oldu.

Tıpkı Gezi’de olduğu gibi. Şiddete, teröre, kaosa ve darbelere her vakit alkış tutan bu medya grubunun kimlerden talimat aldığını artık bilmeyen yok.

Ukrayna’daki olayları “Kiev’de Gezi” diye kutsayan bu paçavra, Almanya’daki olayları arka sayfalarına sakladı.

Bunlar hepimizin gözü önünde oldu ve oluyor.

Ey devrik genel yayın yönetmeni, Türkiye artık eski Türkiye değil.

Biliyorum, pijamayla başbakan karşıladığınız günleri özlüyorsunuz.

Askeri arkanıza alıp, asıp kestiğiniz, hayatları kararttığınız o günleri özlüyorsunuz.

Manşetlerle iktidarlar devirip, iktidarlar atadığınız o günleri arıyorsunuz.

Kriz çıkarıp zenginleştiğiniz o dönemlerin özlemiyle yanıp tutuşuyorsunuz.

Üzgünüm.

Yeni Türkiye’de iktidarları halk belirliyor.

Yeni Türkiye’de talimatı halk veriyor.

Ve son bir not.

Zerre kadar cesaretin, onurun varsa buyur gel.

Sıradışı’nda seni bir kez daha ağırlayayım.

Sen bildiklerini, ben de bildiklerimi anlatayım.

Var mı o cesaretin?

Sanmıyorum!'

Turgay GÜLER

Haber Ara