Kutman, Anadolu Ajansı'nın (AA) 100. Yıl Vizyonu çerçevesinde geliştirdiği AA Finans Haberleri Terminali'nden canlı olarak yayınlanan Finans Masası'nın konuğu oldu.
2015 yılının nasıl başladığına ve yabancı yatırımcıların Türkiye'ye bakışına yönelik soru üzerine Kutman, bu yılın kendi şirketleri açısından çok iyi başladığını belirterek, "Türkiye de bu yıla iyi başladı. Daha da iyi olabilirdi ama biz millet olarak maalesef elbirliği ve yürek birliği yapamıyoruz. Bu olmayınca da yurt dışına problemler yansıyor" diye konuştu.
Kutman, ekonomik olarak bütün dünyanın değişik bir kalkınma sürecinin başında olduğunu ifade ederek, konumu ve istikrarı itibarıyla Türkiye'nin bütün olaylardan şanslı çıkabileceğini kaydetti.
Seçim bittikten sonra her şeyin kabullenilip ülke için çalışılması gerektiğini vurgulayan Kutman, şunları söyledi:
"Biz oyumuzu kullanacağız, bırakacağız politikacılarımız ülkeyi yönetsin, biz ülkeyi yönetmeye kalkıyoruz, bu Türkiye'de çok kötü bir hastalık. Genelde gelişmekte olan ülkelerde bu şekilde oluyor. Bölgemizde çok ciddi değişiklikler oluyor. Bu değişiklikler bence bitmiş değil. Türkiye'de 2000'lerden sonra oluşan sistem bölgede oturacak bir sistem olacak. Kim ne derse desin 2002'den sonra Türkiye'de istikrar oluştu. Bu istikrar Türkiye'nin kalkınmasının ana temelidir. Ekonomik istikrar politik istikrarı takip eder. Ekonomik istikrar olması için politik istikrar olması lazım. Bölge de yavaş yavaş buna doğru gidecek.
Petrolün varil maliyeti bazı ülkelerde 10-20 dolar bazı ülkelerde 50 dolar ama genelde bizim dünya vatandaşı olarak bu petrolü kullanmamızın maliyeti 50 doları geçmemesi lazım. İran anlaşması neticesinde apayrı bir döneme gireceğiz. Irak, Suriye'deki olaylar eninde sonunda çözümlenecek. Teknolojinin de getirdiği gelişmeler var. Dünyanın hammadde maliyetlerinin düşeceğini ve başta Türkiye olmak üzere yararlı olacağına inanıyorum."
Kutman, 2015 öngörülerine ilişkin, petrolün varil fiyatının yıl ortalamasının 50 doları geçmeyeceğini, gelecek sene daha düşük de olabileceğini anlatarak, "ABD'nin bu sene faiz artırma şansı bence yok. Türkiye'de kesinlikle istikrarlı hükümet çıkacağına inanıyorum. İstikrarlı politikanın getirdiği özellikle mikro reformlar bazında ekonomik adımlar da atılırsa Türkiye'nin 2015'in üçüncü ve dördüncü çeyreği, 2016 yılında çok başarılı olacağına inanıyorum" diye konuştu.
- "Avrupa'nın ana üretim merkezlerinden biri biz olacağız"
Kutman, ABD Merkez Bankası'nın (Fed) uyguladığı politikanın aynısının Avrupa'da uygulanmasının Avrupa'yı yavaş yavaş yukarıya doğru itmeye başlayacağını aktararak, bunun da en çok Türkiye'ye yarayacağını dile getirdi.
Çin ve Meksika'nın ortalama üretim maliyetindeki düşüklüğe dikkati çeken Kutman, "Biz de Avrupa'nın ana üretim merkezlerinden biri olacağız. 2016 yılının Avrupa'da iyi geçeceğine, bunun da Türkiye'ye olumlu yansıyacağına inanıyorum" dedi.
Kutman, vatandaşların 5-10 sene sonrasına bakması gerektiğini belirterek, "bu ay faiz, dolar böyle oldu, aman şöyle oldu, battık, çıktık" denilmesinin yanlış olduğunu aktardı.
Gelişmekte olan ülkelere fon girişi öngörüsüne ilişkin soru üzerine Kutman, "Parayı, akıllı para ve sürü parası olarak ikiye ayırmak lazım. Akıllı para Türkiye'ye bakıyor, yatırım yapıyor. Sürü parası ise Fed'e bağlı olarak parayı bir gün oraya bir gün buraya götürüyor. Ekranın başına yapışıp 'oradan bir lira öbür yandan iki lira kazanayım', 'bugün aldım, yarın sattım' ile para kazanamazsınız. Hep uzun vadeli bakmak lazım. Akıllı para Türkiye'ye gelmeye devam ediyor. Gelişmekte olan ülkelerden para çıkışı söz konusu. Türkiye'de borsadan da para çıkışı söz konusu ama Türkiye ekonomisi çok büyük, çıkan para çok da önemli rakamlar değil. Bizim orta ve uzun vadeye bakmamız lazım" yanıtını verdi.
- "2014'te elde edilen büyüme rakamı her şeye rağmen başarılıydı"
Kutman, faiz seviyesi ve döviz kurundaki dalgalanmanın yatırımlara etkisine ilişkin soru üzerine, şunları kaydetti:
"Neticede Türkiye dolara endeksli bir ülke. TL'nin belli bir kuru var. Benim şahsi kanaatim bugünkü kur, olması gereken yerlerde. Faize gelince, kanaatimce faiz yüksek. Ama tabii kurumların bağımsızlığını dikkate almak lazım. Öte yandan hesap verebilirlik açısından bu tabii ki kamuoyu nezdinde politikacıların sorunu. Bu ikisinin olduğu bir denge olması lazım. Bence şu anda o denge devam ediyor. Bütün dünyada bu oluyor ama Türkiye'de manşetlere çıkıyor. Faiz burada olmamalı, daha da düşük olması lazım. Ama neticede bilinmeyen o kadar çok şey var ki etrafımızda. Hem jeopolitik nedenler hem de Amerikan Merkez Bankası'nın ne yapacağı, bütün bunları eklediğiniz zaman temkinli gidiyor Merkez Bankamız."
En kolay ve en çabuk büyümenin gayrimenkul ile olduğuna işaret eden Kutman, "Başlangıçtaki gayrimenkulde büyüme doğru ama ondan sonra büyüme, katkı değerli üretim, teknoloji, genç beyinlerin yetiştirilmesi, eğitim, sağlık ve hizmet sektörü alanlarında yapılanmalı" dedi.
Kutman, büyüme rakamıyla ilgili yapılan yorumlara ilişkin bir soru üzerine, "Her ülke kendi içinde değerlendirilmeli. Kendi konjonktürü dahilinde ne yaptığına ve ne yapamadığına bakılmalı. Bence 2014'te elde edilen büyüme rakamı, 17-25 Aralık, Ukrayna-Rusya, Irak ve Suriye olaylarını topladığınız zaman başarılı bir büyüme oranı. Bu sene tahminime göre büyüme yüzde 3,5 civarında olur" ifadelerini kullandı.
Yurt dışında Türkiye algısına ilişkin bir soru üzerine Kutman, şu değerlendirmede bulundu:
"Yurt dışında size bakış açısı, yurt dışında sizi nasıl yansıttıklarıyla doğru orantılı. Burada Türkiye'den alınan makaleler, yazılar yurt dışına yansıyor. Bunların 10'unun 7'si doğru değil. Bu da soru işaretleri yaratıyor kafada. Bu yüzden dünya vatandaşlarıyla ilişkilerin biraz daha güçlendirilmesi lazım. Mesela Türkiye'de basın özgürlüğünün olmadığından bahsediliyor. Ben bu kadar özgür bir basını dünyada az gördüm. Bir sürü yalan yazıyor, hiçbir cezası yok. Bununla baş etmek kolay değil. Benim konuştuğum üst seviyedeki insanlar, 'Böyle yansıtılıyor ama Türkiye'de politik istikrar ve başarılı yönetim ileride de devam edecek. Dolayısıyla biz güveniyoruz' diyorlar. Ama kafalarında bir yerde 'Acaba?' diye de bir soru doğuyor. Çünkü o kadar haber bombardıman altında kalıyorlar ki. Bunu Türkiye'den aracı kurumlar da yapıyor, basın da yapıyor."
Ekonomi yönetiminin şu ana kadar çok başarılı olduğunu belirten Kutman, "Bundan sonra da neticede bir devlet var ortada. Kişiler önemli ama büyütüldüğü kadar önemli değil. Sistem işliyor. Dolayısıyla ne kurumlar ne devlet kişilere bağımlı olabilir. Devlet mekanizması çalıştığı müddetçe süreklilik devam eder" diye konuştu.