Nevzat ve Narin Akgül çiftinin kızları 17 yaşındaki Hasret ile 10 yaşındaki Meltem, küçük yaşlarda bedenlerini saran kemik erimesi hastalığı ile mücadele ediyor.
Hasta kardeşlerden Hasret Akgül, AA muhabirine yaptığı açıklamada, hastalığa 8 yaşında yakalandığını, ailesinin desteğiyle hayata tutunmaya çalıştığını söyledi.
Hastalığını öğrendikten sonra tedavi için umudunu hiç kaybetmediğini vurgulayan Akgül, şöyle konuştu:
"Hastalığımdan 3 yıl sonra güç kaybederek yatalak oldum. Kız kardeşim Meltem de aynı hastalığa yakalandı. O da şu an 10 yaşında gücünü yavaş yavaş kaybediyor. Tedavimiz mümkün ama maddi sıkıntılar yüzünden olamıyoruz. Küçük şeylerle mutlu olarak hayata tutunuyoruz. Büyük acılar yaşamamıza rağmen yine de sıkıntılarımızın altından kalkıyoruz. Tekerlekli sandalyeye mahkum olmak kötü bir şey değil ama iyileşmesi mümkün olan bir hastalığını tedavisinden faydalanmamak insanı kahrediyor. Liseyi dışarıdan okuyorum. Ben de diğer arkadaşlarım gibi arkadaş ortamında okumak istiyorum. Evden 3 ayda bir sınav için çıkıyorum. Çünkü dışarı çıktığımda insanların bana acıyarak bakmasını istemiyorum."
-"Kardeşime daha çok üzülüyorum"
10 yaşındaki kardeşinin de 2 yıl önce aynı hastalığa yakalandığını belirten Hasret Akgül, kardeşinin de kendisiyle aynı kaderi yaşamasını istemediğini ifade etti.
Akgül, hayırseverlerden yardım beklediğine değinerek, "Maddi durumumuz iyi olmadığı için tedavi olamıyoruz. Kardeşim şu an yürüyor ama o da zamanla düşecek. Artık tedavi olmak istiyoruz. Tedavi için destek istiyoruz. Beni hayata bağlayan anne, baba ve kardeşimin desteğidir. Ben üzülünce onların üzüleceğini bildiğim için güçlü olmaya çalışıyorum" dedi.
Edremit Kinyas Kartal İlkokulu 4. sınıf öğrencisi Meltem Akgül ise ablasıyla aynı hastalığı taşıdığını, oturup kalmakta ve merdiven çıkmakta zorluk çektiğini anlattı.
En büyük isteğinin arkadaşlarıyla koşup oynamak olduğunu bildiren küçük Meltem, "4. sınıfa gidiyorum. Ablam bana her konuda yardımcı oluyor. Ama ben de artık rahat şekilde oturup kalkamıyor, merdiven çıkamıyor, koşamıyorum. Sadece tedavi olmak istiyoruz. Okulumu okuyup doktor olmak istiyorum" diye konuştu.
-"Çocuklarım gözlerimin önünde eriyor"
Çocuklarının yakalandığı hastalığı ağlayarak anlatan anne Narin Akgül ise bütün gününün çocuklarına bakmakla geçtiğini dile getirdi.
Anne Akgül, çocuklarının sağlığına kavuşmasından başka bir isteği ve beklentisi olmadığına işaret ederek, şunları kaydetti:
"Çocuklarım çok acı çekti. Sağlıklarına kavuşmaları için birçok kapıyı çaldım. Her yere gittik ama hiçbir kapı bize açılmadı. Bir kapının açılmasını istiyorum. Çocuklarımın mutluluğu benim mutluluğumdur. Hasret'le Meltem'in bu halleri, gözlerimin önünde erimeleri beni kahrediyor. Yaşıtları rahatlıkla sınavlara girerken, çocuklarımın girememesi beni çok üzüyor. Onlar üzülünce ben de üzülüyorum. Onlar ağlayınca ben de ağlıyorum. Kızlarım acı çekerken ben de acı çekiyorum. Çocuklarım gözümün önünde günden güne eriyor. Sabaha kadar acıdan uyuyamıyorlar. Tek dileğim çocuklarımın sağlıklarına kavuşması."
Belindeki rahatsızlıktan dolayı çalışamayan ve işsiz olan baba Nevzat Akgül de tedavi sürecinin pahalı olması nedeniyle kızlarını tedavi ettiremediğini belirtti.
Baba Akgül, "Çocuklarım günden güne eriyip gidiyorlar. Hasret tamamen gücünü kaybederken, kardeşi Meltem ise günden güne gücünü kaybediyor. Hasret'in yaşadıklarını Meltem'in yaşamasını istemiyorum. Meltem, merdiven çıkamıyor, koşamıyor, oturamıyor ve çocukluğunu yaşayamıyor. Ya annesi yada ben okula götürüp getiriyoruz. Çalışmak için iş verenlerden destek bekliyorum. Her işi yaparım. En azından geçimimizi sağlarız. Duyarlı insanlardan yardım bekliyoruz" ifadelerini kullandı.