Dolar

34,1755

Euro

38,2490

Altın

2.901,30

Bist

9.689,10

“TIR’ların MİT’e ait olduğunu durdurunca anladık...”

MİT TIR’larına baskın yapan ''paralel ekibe'' yönelik soruşturmada 32 muvazzaf askerden 17’si tutuklandı. MİT mensuplarını uzun süre izleyen ve TIR'ları durduran örgüt üyeleri önce 'uyuşturucu' iddiasına sığındı, sonra ağız birliği etmişçesine aynı cümleyi tekrarladı: “TIR’ların MİT’e ait olduğunu durdurunca anladık...”

10 Yıl Önce Güncellendi

2015-04-11 10:45:29

“TIR’ların MİT’e ait olduğunu durdurunca anladık...”

Yeni Şafak'tan Mustafa Sait Özkan'ın haberine göre, 19 Ocak 2014 tarihinde Suriye'deki Bayırbucak Türkmenleri'ne yardım götürdüğü sırada MİT TIR'larını Adana'da durduran 'paralel' ekipten 34 muvazzaf asker hakkında karar verildi. İstanbul 2. Sulh Ceza Hakimliği, 34 askerden 17'sini 'terör örgütü üyesi olmak, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'ni ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs' suçlarından tutukladı. Mahkeme, 10'u adli kontrol şartıyla olmak üzere 15 zanlıyı ise serbest bıraktı. Kalan 2 şüpheli asker ise savcılık sorgusunun ardından serbest kaldı.

SORGU SABAHA DEK SÜRDÜ

Cumhuriyet Savcısı İrfan Fidan, Türkiye'yi terör örgütlerine yardım eden bir ülke gibi göstererek uluslararası arenada zor duruma düşürmeyi amaçlayan paralel örgütün TIR kumpasına ilişkin soruşturmada, ifadesini aldığı 34 zanlıdan 32'sini tutuklama talebiyle mahkemeye sevk etti. Çağlayan'daki İstanbul Adalet Sarayı'na dün getirilen ve tutuklama istemiyle hakimliğe sevk edilen 32 şüpheli askerin sorgusu ise dün sabah saat 7.00'de tamamlandı. Sorgunun ardından Yarbay Erdal Turna, Binbaşılar Bekir Karataş ve Mehmet Fırat, Yüzbaşı Hakan Gençer, Üsteğmenler Gökhan Bakışkan, Önder Kır, Hüseyin Özmen, İbrahim Aslan, Hakan Kaplan ve Mehmet Çelik, Teğmen İsmail Önder ile Astsubaylar Halil Alp, Gültekin Menge, Halil İbrahim Köse, Mahmut Özcan, İdris Karaçizmeli ve Sezai Akyüz, 'silahlı terör örgütüne üye olma' ve 'darbeye teşebbüs' suçlarından tutuklandı.

İFŞA ETMEYE ÇALIŞTILAR

Mahkemede zanlıların, 'uzun süre dinleyip TIR baskınında tartakladıkları kişilerin MİT mensubu olduğunu bilmedikleri' iddiasına sarılması gülünç bulundu. Kumpas öncesi MİT'çileri aylarca takibe alan ve yardım amacıyla Suriye'ye gitmekte olan TIR'lara 200 kadar jandarma görevlisiyle Adana'da baskın düzenleyen zanlılardan Yarbay Tuna, Yüzbaşı Gençer ve Astsubaylar Menge, Köse ile Özcan'ın bu savunmasını mahkeme, 'hayatın olağan akışına aykırı' buldu. Ankara Jandarma İstihbarat görevlileri Hakan Gençer ile Gültekin Menge'nin, Adana Jandarma İstihbarat ile organize şekilde MİT TIR'larının basılmasını sağladıklarını belirten mahkeme, sözkonusu ekibin MİT faaliyetinin ifşasına yol açtığını kaydetti. Kararda ayrıca, şüphelilerin TIR'larda bulunan malzemelerin ifşası için yoğun çaba harcadıkları, bu eylemle hükümetin zor duruma düşürülmesinin hedeflendiği ifade edildi.

GEREKİRSE ÇATIŞIRIZ


Sorgusunun ardından serbest bırakılan Üsteğmen Gökhan Bakışkan ise paralel yapının kanunsuz operasyonuna ilişkin çarpıcı bir detay verdi. Bakışkan, TIR'lar durdurulduktan 1,5 saat sonra olay yerine vardığını belirterek, MİT personellerinin kendisinden 'yarım saat süre' istediğini söyledi. “Bizden kendilerine yarım saat vermemizi istediler. TIR'ları sınırın diğer tarafına bırakıp geleceklerini söylediler" diyen Bakışkan, bu talebi kabul etmediklerini kaydetti. MİT mensuplarına, “Talimat Savcı Aziz Takçı'dan geldi, dolayısıyla konuyu onunla halletmeniz gerek" dediğini aktaran Bakışkan, bunun üzerine MİT mensuplarının, “Biz de amirlerimizden talimat aldık. Gerekirse çatışırız. Çatışma pahasına TIR'ları açtırmayız" dediklerini anlattı.

Dorse çelikti sarıldım telefona

Şüphelileri MİT mensubu olduklarını bilmeden dinlediğini' söyleyen zanlılardan Yüzbaşı Hakan Gençer, TIR'larla ilgili ihbarın Astsubay Gültekin Menge tarafından yapıldığını soruşturma aşamasında öğrendiğini ileri sürdü. Ankara İl Jandarma İstihbarat Şube görevlisi Gültekin Menge ise MİT mensuplarına 'uyuşturucu' şüphesiyle önleme dinlemelerini komutanı Hakan Gençer'in talebiyle 7 Ocak 2014'te devraldığını, şahısların telefonda üstü kapalı konuşmalarından kuşkulandığını ve 14-17 Ocak'ta dinlemelerin ayrıntılandırılması talebinde bulunduğunu itiraf etti. Hakan Gençer'in bilgisi dahilinde 'iki şüpheli'yi en son 18 Ocak'ta dinlediğini ifade eden Menge, TIR ihbarını kendisinin yaptığını da itiraf etti, ancak “Komutanım Yüzbaşı Gençer'e haber vermedim" iddiasında bulundu. TIR'ların 'batıdan doğuya doğru' gelmesi nedeniyle içindeki malzemenin uyuşturucu olamayacağını tahmin ettiğini söyleyen Menge, konteynerde silah olduğu sonucuna ise 'dorselerin çelik olması' nedeniyle vardığını anlattı. Adana İl Jandarma'ya telefonla ihbarda bulunduğunu dile getiren Menge şunları söyledi:

“Takibi esnasında plakalarını aldığım TIR'ların plakasını vererek silah ve mühimmat taşıdıklarını, Ankara'dan yola çıkıp Adana'ya doğru geldiklerini isimsiz bir ihbarla söyledim. Aldığımız önceki dinleme kararı Hatay-Ankara hattına ilişkin olduğundan bu yönde bir tahminde bulundum. Bu nedenle Adana'yı aradım. Saat 06:00 sularında son sinyali Aksaray'ı geçer geçmez o civarlarda vermişti. Bu nedenle daha öncesinde de oto hırsızlığı olayından dolayı Adana ile çalıştığımızdan dolayı Adana'yı aradım. İhbarımın doğru çıkıp çıkmadığını denetleme amacı ile haber sitelerine ve televizyonlarına baktım. İhbarın doğru çıktığını ancak TIR'ların MİT'e ait olduğunu öğrendim. Kimin MİT personeli olduğunu bilmiyordum. 20 Ocak 2014 tarihi itibariyle dinlenen kimse kalmadı. Amirimin ilgisiz ve alakasız davranması beni bu ihbara sevk etmiştir."

Durdurunca anladık...


Tutuklanan askerlerden Binbaşı Bekir Karataş, istihbaratçı olduğu ifade etti ancak takip ettiği araçların MİT'e ait olduğunu sonradan anladıkları iddiasında bulundu. Silah taşındığı ihbarı üzerine TIR'ları durdurduktan 15-20 dakika sonra şahısların MİT mensubu olduğunu anladıklarını ileri süren Karataş, “O andan sonra onlara karşı hareketlerimiz değişti. Daha sonra olay tamamen cumhuriyet savcımızın talimatları ile gerçekleşmiştir” dedi. 19 Ocak 2014'teki baskında MİT mensuplarını kimlik göstermelerine rağmen yere yatırıp tartaklayan ekibi yöneten Karataş'ın, gerçeği anlamak için neden 15-20 dakikaya ihtiyaç duyduğu konusu ise belirsiz kaldı. Jandarma Komutanlığı'nda görevli Selahaddin Özenli ise mahkemedeki sorgusunda, “TIR'ların MİT'e ait olduğunu bilseydim böyle bir eylemi yapmazdım” iddiasında bulundu.

Kayıtlar iki isme

Operasyona ilişkin görüntüleri çeken askerlerden biri olan Jandarma Komutanlığı'nda görevli Mehmet Şirin Aslan, “İlçe Jandarma Komutanı'na döndüğümüzde iki hafıza kartını da tüm amirlerim huzurunda Binbaşı Bekir Karataş'a teslim ettim. Bu işlemi kartları bilgisayara aktarmadan yaptım. Zira konunun hassasiyeti bunu gerektiriyordu” dedi. Diğer çekim yapan askerlerden Astsubay Yasin Yalçınkaya ise görüntülerin bulunduğu hafıza kartını Önder Kır'a verdiğini, onun da Cumhuriyet Savcısı'na ilettiğini söyledi.

Takçı El Kaide yaz dedi


Casusluk soruşturmasında yargılanan ve tutuklanarak cezaevine gönderilen Üsteğmen Önder Kır, geçtiğimiz günlerde savcılığa verdiği ifadesinde ihbar gelmeden saatler öncesinde Savcı Aziz Takçı'nın evine gittiğini söylemişti. Kır ve Takçı'nın görüşmesinden yaklaşık 2 saat sonra ise Ankara Jandarma İstihbarat görevlisi Gültekin Menge saat 7:30'da isimsiz ihbarda bulundu. Bunun üzerine telefonla Savcı Takçı'yı aradığını söyleyen Önder Kır, savcının talimatıyla ihbarda yeralmayan 'El Kaide' ibaresini arama kararına eklediklerini itiraf etmişti. Mahkemedeki sorgusunda da TIR'ların durdurulacağından operasyon öncesi haberdar olduğunu belirten Kır, tüm süreci Savcı Takçı ile paylaştığını ve arama tutanağına 'El Kaide' ibaresinin konulmasını Takçı'nın istediğini itiraf etti. Kır, “İhbar gelince savcı bey, El Kaide bağlantılı terör örgütüne silah ve mühimmat sağlama konulu bir arama talebi düzenlememizi istedi” ifadelerini kullandı.

Haber Ara