Dolar

34,1673

Euro

38,1853

Altın

2.926,03

Bist

9.777,46

AK Parti'nin 2011 seçim beyannamesi ile 2015 beyannamesinin farkı

AK Parti'nin 2011 seçim beyannamesi ile bugün açıklanan 2015 beyannamesini Al Jazeera karşılaştırdı. Her iki beyannamede de taahhütler 6 başlık altında toplandı. Başlıkların özü aynı, adları ise farklı. Beyannamelerde Çözüm Süreci ayrı bir başlık değil. 2015 beyannamesine giren tek fark ise başkanlık sistemi oldu.

10 Yıl Önce Güncellendi

2015-04-16 09:35:19

AK Parti'nin 2011 seçim beyannamesi ile  2015 beyannamesinin farkı

AL Jazeera'den Didem Özel Tümer'in haberine göre; AK Parti'nin 2011 seçimleri öncesinde açıkladığı seçim beyannamesi ile 7 Haziran 2015 seçimleri için duyurduğu beyanname arasında öz itibariyle farklılıklar yok. 6 temel başlığın bulunduğu her iki beyannamede de 2023 hedef olarak gösterildi. 2011'de olmayıp 2015'e giren en temel konu ise "Başkanlık Sistemi" oldu. Bir diğer önemli fark ise, 2011'de açıklanan beyannamede yer almayan 'Çözüm Süreci'nin, 2015'teki belgede de satır arasında yer alması...

7 Haziran 2015 seçim beyannamesi de 6 temel başlık üzerine oturtuldu. “Yeni Türkiye Yolunda Daima Adalet, Daima Kalkınma” başlığını taşıyan beyanname, ikinci bir atılım döneminin taahhütnamesi olarak ortaya konuldu.

Beyannamede "7 Haziran seçimleri ile Yeni Türkiye’nin inşa süreci yeni bir aşamaya geçecektir. 7 Haziran seçimleri ile İkinci Atılım dönemimiz başlayacaktır. İkinci Atılım döneminde Türkiye güçlü, demokratik, müreffeh ve saygın bir ülke olma hedefine daha büyük bir azimle yürüyecektir. Son 12 yıldır atılan sağlam temellerin üzerinde nitelikli, özgüvenli, dünya çapında Yeni Türkiye vizyonu yükselecektir.” ifadeleriyle yer buldu.

AK Parti'nin daha önce 12 Haziran 2011 seçimleri için hazırladığı beyannamesi de 6 temel başlık ve bunların alt başlıklarından oluşmuştu. Slogan olarak “Türkiye Hazır Hedef 2023” denildi. Yapılacağı taahhüt edilen başta ekonomik olmak üzere tüm hedefler, 2023 yılına göre belirlendi. Cumhuriyetin 100. yılına giderken AK Parti’nin atacağı adımların bir yol haritası olarak sunuldu.

İki beyannamede de altı başlık

2011'deki beyannamede 6 temel başlık sırasıyla İleri Demokrasi, Büyük Ekonomi, Güçlü Toplum, Yaşanabilir Çevre ve Marka Şehirler, Bölgesel ve Kırsal Kalkınma ve Lider Ülke olarak belirlenmişti.

2015'deki beyannamedeyse 6 temel başlık ise şöyle sıralandı:

Demokratikleşme ve Yeni Anayasal Sistem, İnsani Kalkınma Nitelikli Toplum, İstikrarlı ve Güçlü Ekonomi, Bilim Teknoloji ve Yenilikçi Üretim, Yaşanabilir Şehirler Sürdürülebilir Çevre, Vizyoner ve Öncü Ülke

2011 Beyannamesinde Çözüm Süreci yoktu

2011 beyannanmesinde Çözüm Süreci ya da Kürt meselesi/ sorunu diye ayrı bir başlık yoktu. Ancak o beyannamede ilk adı "Milli Birlik ve Kardeşlik Projesi" olan ‘sürece’ atıf "İleri Demokrasi" başlığının alt başlığı olarak yer alan ‘demokratikleşme’ altında, terör sorununun ortadan kaldırılması için yapılacaklar olarak belirtilmişti. 2011 beyannamesinde konuyla ilgili olarak şu ifadeler yer almıştı:

“Ak Parti bir yandan Türkiye’nin demokrasi açığını kapatmaya çalışırken bir yandan da bu açığın oluşturduğu temel sorunları çözmeyi, ülke bütünlüğünü ve birliğini sağlamayı da temel görevlerinden biri olarak görmektedir. Bu sorunların başında Türkiye’nin milli birlik ve bütünlüğünü tehdit eden terör sorunu gelmektedir.

Sorununun kısa vadede yönetilebilir hale gelmesi ve uzun vadede çözülmesi, sorunun öncelikle doğru bir şekilde tanımlanmasına bağlıdır... Bütün bu dinamikleri hesaba katan kapsamlı bir çözüm perspektifine ihtiyaç vardır."

2015 Beyannamesinde Çözüm Süreci satır arasında

2015 Beyannamesinde de Çözüm Süreci ayrı bir başlık ya da alt başlık olarak yer almadı. Ancak sürece vurgu ‘Temel hak ve özgürlükler’ alt başlığında yapıldı. Bir restorasyon projesi olarak…

“Her farklılığı kendi tarihsel ve kültürel derinliği içinde,Türkiye’nin dinamizmine dönüştüren Partimiz, uzun geçmişe dayalı, pek çok sorunu aşma yolunda önemli projelere de imza attı. Bunların arasında; vatandaşlarımızın inanç, mezhep, kültürel kimlik gibi tabii haklarını kullanabilmelerinin önünün açılması ile çözüm sürecinin başlatılması bulunmaktadır. İktidarlarımız döneminde bu alanda yaptığımız reformlarla toplumsal restorasyonun en önemli dinamiklerini harekete geçirdik. İnsan hakları alanında önemli reformlar yaptık ve Türkiye’nin insan hakları karnesini olumlu anlamda değiştirdik.”

Beyannamede aynı başlık altında ayrıca şu taahhüt yer aldı:

“Bütün etnik, mezhebi ve dini kesimlere, başörtülü veya başı açık, köylü veya şehirli, kadın veya erkek, yoksul veya zengin, şu veya bu siyasi görüşten tüm vatandaşlarımıza eşit mesafede duruyor; her bir bireyin temel hak ve özgürlüklerden en ileri derecede yararlanacağı bir Türkiye’yi hedefliyoruz.

Etnik, dini ve mezhepsel aidiyetlerden önce, milletimizin temel değerlerinin yoğrulduğu tarihi yolculuktaki birlikteliğimizi ve eşit vatandaşlık anlayışını benimsiyoruz”

2011 Beyannamesinde yeni anayasa

2011 yılındaki beyannamede yeni anayasa konusuna da ‘ileri demokrasi’ başlığı altında sürekli olarak vurgu yapılmıştı. AK Parti’nin üçüncü iktidar döneminin yeni anayasa dönemi olacağı belirtilerek şunlar yer almıştı:

“Ak Parti’ye göre yeni Anayasa, bireylerin haklarını en etkili şekilde korumalı, temel hak ve özgürlükleri ‘İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin ve ‘Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin getirdiği ilke ve standartlarda güvence altına almalıdır.

Ak Parti’nin varlık nedenlerinin başında gelen demokratikleşme sürecinin taçlandırılması da yeni anayasanın hazırlanmasıyla mümkün olacaktır. Bu nedenle üçüncü iktidar dönemi yeni anayasa dönemi olacaktır. Ak Parti, kuruluşundan itibaren hedeflediği ve ilk iki dönemde olgunlaştırdığı yeni anayasa sürecini tamamlamaya kararlıdır.

Dışlayıcı değil kapsayıcı, ötekileştirici değil kucaklayıcı, ayrıştırıcı değil bütünleştirici, bastırıcı değil özgürleştirici, aynılaştıran değil çeşitlilikte birliği savunan, çoğulcu ve özgürlükçü bir anayasa hazırlanacaktır.

2015 Beyannamesinde yeni anayasa

7 Haziran seçimlerine giderken hazırlanan beyannamede ise yeni anayasa ayrı bir alt başlık olarak Demokratikleşme ve Yeni Anayasal Sistem ana başlığı altında yer aldı. “İkinci atılım döneminde yeni anayasayı Türkiye’de demokrasi, insan hakları ve hukukun üstünlüğünün kökleşmesi bakımından hayati bir aşama olarak görmekteyiz.” denildi.

Beyannamede geçen dönem Meclis’te kurulan uzlaşma komisyonda 60 madde üzerinde anlaşma sağlandığı halde muhalefet partileri nedeniyle bunların hayata geçirilemediğine vurgu yapıldı. Ve “milletten yetki istendi”.

“Yeni anayasa, Cumhuriyetimizin insan hakları ve demokrasi konularındaki kazanımlarını geleceğe taşıyacak; vesayetin izlerini tamamen silecektir. Yeni anayasa, insan onurunu, bireysel hak ve özgürlükler ile toplumsal meşruiyeti, sistemin ahlaki ve demokratik temeli kabul edecek; bireyin ve toplumun geleceğe dair beklentilerini karşılamak üzere tasarlanacaktır." denildi.
Beyannamede AK Parti’nin yeni anayayı bir parti, grup veya bir kesimin sorunu olarak değil, Türkiye’nin tarihsel meselesi olarak gördüğü belirtilerek, yeni anayasanın vesayetin izlerini tamamen sileceği vurgulandı.

Yeni anayasa dair beyannamede ayrıca şu ifadeler yer aldı:

“Yeni anayasa, milletimizin kültürel ve toplumsal çeşitliliğini tanıyan, herhangi bir etnik veya dini kimliğe referans yapmayan bir vatandaşlık tanımını esas alacaktır

Yeni anayasa, toplumun herhangi bir kesiminin dışlanmasına yol açacak değer yargıları ve siyasal tercihler barındırmayacaktır. Anayasamız tüm toplumu kucaklayan, kader birliğimizi yansıtan, demokratik denge ve denetim ilişkisini esas alan bir mahiyette hazırlanacaktır
Yeni anayasa, ortak değerleri ve çeşitlilik içinde birlik anlayışını esas alacaktır. Toplumsal hayatın ve siyasetin her alanını ayrıntılı bir biçimde düzenlemeyecek, her bir alanın kendi dinamiğinin ortaya çıkmasına imkân sağlayacaktır.”

Başkanlık sistemi ilk kez beyannamede


2011 seçimlerine giderken beyannamesinde başkanlık sisteminden bahsetmeyen AK Parti, Recep Tayyip Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı seçilmesinin ardından sistemi tekrar tartışmaya açtı. Bu kez beyannamesinde başkanlık sistemine de ayrı bir başlık açtı.

Yeni anayasa taahhüdünün hemen ardından beyannamede yer verilen sistem “Yönetim Modeli ve Başkanlık Sistemi” başlığı altında anlatıldı. Ancak diğer başlıklarda ne yaptık, ne yapacağız gibi iki ayrı bölüm olmasına karşın, başkanlık sisteminin anlatıldığı bölümde ne yapacağız bölümü yer almadı.

“Yeni anayasa ile Türkiye’nin katılımcılığı ve çoğulculuğu esas alan ve etkili işleyen bir hükümet modeline kavuşmasını elzem görüyoruz.” denilen bölümde, mevcut sistemin parlamenter sistemin asgari demokratik gereklerini karşılamaktan uzak olduğu vurgulandı. Mevcut sistemin, Cumhurbaşkanı ve Başbakanın farklı siyasi geleneklerden gelmeleri durumunda, kriz üretme potansiyelini taşımaya devam ettiği belirtildi.

Beyannamede başkanlık sistemi ile ilgili olarak şu ifadeler yer aldı:

“AK Parti olarak, demokratik bir perspektifle yapılandırıldığında, parlamenter sistemle başkanlık sistemi arasında demokrasiye uyum açısından bir fark bulunmadığı kanaatindeyiz. Nitekim her iki sistemin de olumlu örneklerine rastlanabileceği gibi olumsuz örneklerine de rastlanabilir. Ancak bir yandan vesayetçi bir şekilde kurgulanarak demokratik doğasından koparılmış parlamenter sistemin yol açtığı siyasal istikrarsızlıklar, öte yandan Yeni Türkiye vizyonumuzun ihtiyaç duyduğu etkin ve dinamik yönetim dolayısıyla, başkanlık sisteminin daha uygun bir yönetim modeli olduğuna inanıyoruz.”

2011 Beyannamesinde ekonomi

12 Haziran seçimlerine giderken hazırlanan beyannamede ekonomi taahhütleri “Büyük Ekonomi” başlığı altında sıralanmış tüm sektörlere ayrı alt başlıklara ayrılmıştı. Temel amacın, refah seviyesini artırmak, büyüme potansiyelini daha da yükseltmek ve istihdamı artırmak olduğu vurgulanmıştı. Büyümenin öncüsü olarak tüm beyannamelerde olduğu gibi özel sektör gösterilmişti. 2011 beyannamesinde ortaya konulan ekonomik hedefler ise genel olarak 2023 yani cumhuriyetin 100. yılında ulaşılacak hedefler olarak yer almıştı.

“• Türkiye Gayri Safi Yurtiçi Hasıla büyüklüğü bakımından dünyanın ilk 10 ekonomisi içinde yer alacak.

• Enflasyon ve faiz oranları kalıcı biçimde düşük ve tek haneli rakamlara inecek.

•İhracatımız 500 milyar dolara ulaşacak.

• 82 milyonu aşan bir nüfusla, kişi başına milli gelir 25 bin dolara yükselecek.

• En az 2 trilyon dolarlık bir ekonomi büyüklüğüne ulaşacağız.

2015 Beyannamesinde ekonomi

AK Parti’nin yeni beyannamesinde ekonomi “İstikrarlı ve Güçlü Ekonomi” başlığı altında işlendi. Yeni dönemde makroekonomik istikrar ve kazanımlar güçlendirilirken, bir yandan da mikroekonomik ve sektörel dönüşümlere odaklanılacağı vurgulandı. Yine özel sektör öncülüğünde büyümeye devam edileceği belirtildi.

“Önümüzdeki dönemde yurtiçi üretimi artırma ve ithalata bağımlılığı azaltma perspektifiyle, imalat sanayiinin GSYH içindeki payının artırılması, yapısal dönüşüm açısından önem arz etmektedir. AK Parti, bu yapının oluşturulması için verimlilik artışının ve sanayileşmenin hızlandırılması gerektiğinin farkındadır. Özel sektör öncülüğünde, Ar-Ge’ye daha fazla ağırlık vererek, ihracata dayalı ve rekabetçi bir üretim yapısıyla bunu gerçekleştirmeye kararlıyız.

Fiyat istikrarını güçlendirecek para politikası çerçevesini koruyacağız.

Cari açığın kalıcı çözümüne yönelik politika ve önlemleri hayata geçireceğiz. Bunlara paralel olarak, yurtiçi tasarrufların artırılmasına yönelik çalışmalarımızı sürdüreceğiz.” denildi.
SON VİDEO HABER

Seren Serengil: Önce tarikat ve cemaatleri kapatacaklar

Haber Ara