Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Diren Müslüman (İhvan) insanlık kurtulsun!

12 Yıl Önce Güncellendi

2013-08-19 17:25:07

Diren Müslüman (İhvan) insanlık kurtulsun!

Tarihsel süreç bizi değerlerin hiçlenmesine taşıdı. Batılı değerler pragmatik yöntemlerle çürüdü ve umut olma özelliğini kaybetti. İslam ise Müslümanların yenilmişlikleri ve ataletleri yüzünden umut olmayı gündemleştiremiyordu. Yüz yıla dayanan en eski cemaat yapılarından biri olan İhvan-ı Müslimin hareketi Arap Baharı ile birlikte yeni bir siyasi sürece yöneldi. Mursi’nin cumhurbaşkanlığı süreci ve sonrasında meydana gelen askeri darbe ile Mursi’nin cumhurbaşkanlığından azledilmesi üzerine İhvan büyük bir özveri ile direnişe başladı. Mursi’nin azlinden hemen sonra sokaklara çıkan ve ciddi kalabalıkları toplayan İhvan, işgalci kuvvetlerin her türlü akıl, mantık ve meşruiyet zeminini berhava eden tutumları ile başlayan katliamlara rağmen sokakları ve direnişi bırakmadı. İhvan kadrolarının büyük bir acımasızlıkla çocuklarının öldürülmesi de onları direnişten vazgeçiremedi. Katliamların büyüklüğünü şöyle tanımlayabiliriz: Tarih boyunca hiçbir güç kendi evlatlarına, vatandaşlarına ve aynı toprakları paylaştığı insanlara karşı herhangi bir şiddet emaresi göstermediği halde böyle hunharca katledilmemiş ve camileri yakılmamıştır. Bu zulüm sadece köpekliklerini ispat sadedinde tasması başkalarının elinde olan kişilere elbette ki bunların da simgesi olan Sisi’ye nasip olmuştur.

Batı; demokrasi, insan hakları ve özgürlükler diyerek batılı değerlerin ne kadar önemli olduğunu vurgulardı. Ama hem Suriye hem de Mısır olaylarında sessiz kalarak insanlığın vicdanında mahkûm olmuşlardır. Bugünden sonra artık batılı değerler diye bir skalayı insanlığın vicdanı kabul etmeyeceği gibi bıyık altından da gülecektir. Demek ki demokrasi sadece batılı çıkarlara yaradığında iş görmektedir. O zaman onu bir değer olarak kabul etmek akla ve insafa sığmayacaktır. Doğu ise zaten sınıfta kalmıştı. Hem Rusya hem de Çin her iki olayda da sessiz kalarak zulme ortak olmuş ve Müslümanların vicdanında mahkûm olmuşlardır. Oradan da insanlığa bir değer oluşturacak vasat ve kültürel kodlar kalmamıştır. Geriye sadece İslam Dünyası kalmıştır. Onlar da bugüne kadar zulüm altında inledikleri için potansiyellerini harekete geçirmekte hep zorlanmışlardı. Ama bugün Mursi ve İhvan liderliği gerçek anlamda insanlığın ahlaki değerlerini yeniden inşa edecek bir çaba ve gayreti canları pahasına ortaya koymaktan kaçınmamakta ve süreç ilerledikçe sadece İhvan değil her aklıselim Mısırlı bu değerlere ortak olmakta ve sahip çıkmaya başlamaktadır.

İslamcılığın bittiğini ilan edenler nasıl büyük bir yanılgı ile karşı karşıya kaldıklarını gözlemleyebilirler. İslamcılık ilk kez kendi ayakları üzerine dikiliyor ve kimseye yaslanmadan kendi direniş hattını ortaya koyuyor. Katledilen ve şehit düşen her insanla yeniden tazeleniyor ve diriliyor. Bu direnç onu güçlendiriyor ve ona büyük bir kuvvet bahşediyor. En büyük korku ölümdür. İhvan ve her Mısırlı artık ölümü öldürmüş ve ölüm korkusunu yenmiştir. Bu diğer Müslümanların da ölüm korkusunu aşmalarına yardımcı olacaktır. Uyuyan, atalet içinde debelenen, dünyevi zevkleri daha yeni tatmaya başlayan Müslümanların derin bir uykudan uyanmalarına neden olmaktadır. Türkiye’deki eylemlerin başladığı çarşamba gününden bu tarafa her yer hareketlenmekte ve giderek ivmeyi yükseltmektedir. Her gün üstüne biraz daha koyarak eylemler büyük yankı uyandırmakta ve televizyon başında ya da internet üzerinden büyük bir ciddiyetle haberler takip edilmekte ve gereken duyarlılık belirli bir düzey oluşturacak düzeyde artmaktadır. O zalimlere yardımcı olan güçlerin kendi çocukları dahi karşı çıkmaktan çekinmemekte Mekke’de ‘Kâbe İmamı’ krala rağmen sesini zulme karşı yükseltmektedir. Çünkü vicdanlı olan her insan zaten bu zulme sessiz ve seyirci kalamaz. Açık bir emir olan ‘zulme sessiz kalan zulme ortaktır’ prensibi insanları harekete zorlamaktadır.

Yeni bir dönem başlamaktadır. Bu yeni dönem sadece Müslümanlar için değil yeryüzündeki bütün mustazaflar içindir… Çünkü artık ölüm korkusu ile kitleler baskı altına alınamayacak ve öldürmelerle, güç kullanarak varlık sahasına çıkamayacaklardır.

Zalimler için yaşasın cehennem ilkesi dünya içinde geçerlilik kazanacak ve sultaların yüreklerine büyük bir korku girecektir. Bu korku iktidarları döneminde bile onlara dünyayı zindan kılacak, hem burada hem ahirette cehennemi yaşayacaklar.

Fakat bu durumun gerçeklik kazanabilmesi için Müslümanların eski alışkanlıklarını terk etmeleri ve düşünce ile başlarını hoş tutmaları elzemdir. Ümmet dayanışması derken sadece kendi yapısını, cemaatini ya da teşkilatını öne alırsa bu direniş büyük yara alır ve aslında böyle davrananlar geri kalarak kendi konumlarını kaybetmeye mahkum olacaklardır. Meseleyi ümmet bağlamından dışarıya taşırarak kendi çıkarlarını önceleyen siyasi yaklaşımları bu ümmet ve yeni durumun kendisi meşru görmeyecektir. Çünkü bu din ümmet üzerine yaslanarak varlığını kaim kılabilir. Bu kaimlik hem dini düşünceyi hem de siyasi olanı belirlemeye bağlıdır. Ümmet en nihayet kesin bilginin kaynağı olarak öne çıkar. İcma bu demektir. Ümmetin bir konuda ittifak etmesidir. Değerlerde bu ittifakta billurlaşır.

Şimdi İslamcılık bu ümmet şuurunu güçlendirerek varlık sahasına yeniden ayak basmalı ve hayatı siyasi olandan öte değerler üzerinden kaim kılmalı, siyasi olanı da bu değere yaslayarak onu ehlileştirmelidir. İktidarı da ancak bu değer üzerinden betimleyerek insanlığa yeni ve güçlü bir değer hediye edilmelidir.

Her iktidar, güç, kurum, kuruluş ve kişiler bu yeni durumu içselleştirecek yeni değerlere yaslanmayı ilkesel olarak kabullenmeli ve hem ilahi rızaya kavuşmalı hem de ümmetin varlığını yeniden yaşam sahasına çıkaracak vasata katkı sunmalıdır. Bu dünya geçicidir ve her insan ölümü tadacaktır. Asıl olan ahirettir… Herkes ahireti önceleyerek varlık sahasına çıkmayı düşünmelidir. Yoksa hem bu dünyada rezil rüsvay olur hem de öbür… Öbür dünyada rezil olmaksa bir insanın insan kalarak kabul edebileceği bir durum olmasa gerek!

Başlar eller arasında düşünmeye dalmalı ve İslam’ın izzetini, Müslüman olmanın izzetini ve insan olmanın izzetini kurtaracak atılımı ve direnci göstermeli…

Selam, hidayete tabi olanların üzerine olsun…

[email protected]


Haber Ara