Dolar

34,5424

Euro

36,0063

Altın

3.006,41

Bist

9.549,89

Yirmi yedi kat sevab üzerine

14 Yıl Önce Güncellendi

2011-10-11 00:55:03

Yirmi yedi kat sevab üzerine


Geçen hafta, “Camiler ve Din Görevlileri Haftası” vesilesiyle, “Camilerin imarı” üzerinde durmuş; camileri hayatın merkezine yerleştirmemizin zaruri bir görev olduğunu hatırlatmıştık. Bu yazıda ise, cemaatle kılınan namazın “yirmi yedi kat sevabı” üzerinde teemmül etmeye çalışacağız, inşaallah.

Peygamberimiz’in (s.) konu ile ilgili hadis-i şerifi, yaygın olarak herkes tarafından bilinir: “Cemaatle kılınan namazın sevabı, tek başına kılınan namazdan yirmi yedi kat daha fazladır.” (Buhari, Ezan 30-31; Müslim, Mesacid 249; Tirmizi, Salat 161; Nesai, İmamet 42; Muvatta, Cema'a 1)

Öncelikle sevâb kavramının ne olduğunu anlamakta fayda var. Ali Bulaç, Kur’ân-ı Kerim ve Türkçe Anlamı’nın sözlük bölümünde “sevâb” kelimesini şöyle açıklar: ‘Karşılık. Hayır için de, şer için de (ceza kelimesi gibi) mutlak karşılık anlamına gelen bir kelime. Fakat çoğunlukla hayır ve güzel karşılık, üstün ödül, paha biçilmez mükâfat anlamlarında kullanılır’. H.Kerim Ece’nin İslâm’ın Temel Kavramları isimli eserinde ise, sevâb kelimesinin İslâm ıstılahında; ‘insanın işlediği amellerin sonuçlarından doğan şey’, ‘iyi amellere karşı Rabbimizin vermesini ümit ettiğimiz sonuç’ olarak açıklandığını görüyoruz.

Bu tanımlamalardan hareketle, “namazın sevabına” gelirsek; namazın, özellikle de cemaatle kılınan namazın üstün ve paha biçilmez ödülünü elbette Allah’tan bekleriz. Ancak bu ödülün sadece Ahiret hayatında karşımıza çıkacağını düşünürsek, 27 kat sevabı sınırlamış oluruz. Biz, cemaatle namazın asıl mükâfatını elbette Rabbimizden beklemek üzere, bu dünyada biz müminlere kazandıracağı bir takım maddi-manevi getirileri ve bu kazanımların ahiret sevabımızı katlamasını ümit etmeli ve bu yönde çaba sarf etmeliyiz. Kaldı ki 27 kat sevab, çokluktan kinayedir ve nice 27 eder.

Şimdi, cemaatle namazın 27’lerce sevabını anlamaya ve inşallah birlikte yaşamaya çalışalım:
Birinci sevap; güzelce abdest alıp camiye doğru yönelmekle başlıyor. Bir hadiste müjdelendiği üzere, camiye giden bir müminin her adıma bir sevap yazılıyor. Camiye yönelen mümin haramlardan ve her türlü kötülükten yüz çevirirken, kendisi ve herkes için hayırları diliyor, hayırlara vesile arıyor.

Karşılaştığı insanlarla selamlaşarak, selam alıp vermenin ecrini (Nisa/86) sevap hanesine ekliyor. Peygamberimiz de (s.), selamı yaygınlaştırmanın müminler arasında sevgiyi artıracağını beyan ediyor.

Selamlaştığı kardeşlerine güler yüzle hal-hatır soran mümin; sokağında, mahallesinde, semtinde yaşayan Müslümanlarla tanışma imkanına sahip oluyor; onlarla fikir alışverişinde bulunuyor, ihtiyacı olanlara yardım ediyor, hasta olanları ziyaret ediyor, böylece sevabını artırıyor. Böylece Şurâ/38-39’da emredilen istişare, yardımlaşma ve zulme karşı birlik olup direnme talimatını yerine getiriyor.

Ezanı dinlerken, abdest alırken, yolda yürürken, namaz öncesinde, namaz içinde ve sonrasında sürekli tesbih, tekbir, tehlil, tahmid, tevbe, istiğfar, zikir, şükür… yaparak sevabına nice sevap ekliyor.

Namaz öncesinde ve sonrasında karşılaştığı insanlara iyiliği emredip onları kötülükten alıkoymaya gayret ediyor; bu arada herkese Hakk’ı, sabrı ve merhameti tavsiye ediyor. Doğru bildiği İslamî hakikatleri başkalarına da anlatarak, davet ve tebliğ görevini yerine getirmeye çalışıyor. Aynı zamanda gerek cami görevlilerinden gerekse cemaatten, bilmediği şeyleri dinleme ve öğrenme fırsatı buluyor.

Kurtuluşa erenlerin huşû içinde namaz kılanlar ve boş işlerden yüz çevirenler olduğunu (Müminûn/1-3) bilen mümin, cemaat namazı ile hem huşûunu artırıyor hem de vaktini boş geçirmemiş oluyor.

Bakara suresinin 43. âyetindeki “Rükû edenlerle beraber rükû edin” talimatına uyarak kıldığı cemaat namazları sayesinde cami cemaati ile ünsiyet ve dostluk kuran mümin, onların sevincini de kederini de paylaşıyor, düğününe de cenazesine de katılıyor, ümmet olmanın bereketini yaşıyor. Böylece mümin kardeşler arasındaki ırk, renk, dil, mezhep, meşrep farkları cami potasında eriyor.

Müminin mümine yaptığı duanın en makbul dualar arasında yer aldığını bilen mümin, camide birlikte namaz kıldığı müminlerden hem kendisi için dua ister, hem de onlara yürekten dua eder.

Mihrab’ın ‘nefisli ve şeytanla muharebe/savaş mekanı’ olduğunun bilinci içinde, bu mücadelede komutan mesabesinde olan imamın arkasında kardeşleriyle birlikte omuz omuza saf tutup “kurşunla kaynatılmış duvarlar” (Saf/4) haline mümin, her namazında nefsini ve şeytanı bilkuvve mağlup eder. Bu savaşın küresel şeytani güçlere karşı da zaferle sonuçlanması için organize olan müminler ordusu, imamla birlikte hareket ederek, birlikte kıyam, rüku ve secdeye alışarak her türlü cihada hazır olur.

Kısaca; tüm aile efradı, yakınları ve konu-komşusu ile camilerde cemaat namazlarında buluşan müminler, bir “Tevhid eylemi” olan namazın 27’lerce bereketi sayesinde canlanıp diriliyorlar. 

 ++++++++++

“KUR’ÂN VE HAYAT” SOHBETLERİ

Abdullah Yıldız Hocanın “Kur’ân ve Hayat” konulu sohbet serisine başladı.

Namaz Gönüllüleri Platformu’nun kurucusu ve sözcüsü olup Namaz, Kur’ân ve Tarih üzerine yaptığı çalışmaları ile tanınan Abdullah Yıldız’ın “Kur’ân ve Hayat” dersleri Fatih Araştırma ve Kültür Vakfı, Çamlıca Umran Kültürevi ve Kartal Süreyya-Der’de gerçekleşiyor.

İlk kitabı olan “Namaz Bir Tevhid Eylemi”ne ilaveten; “Yol Haritamız Kur’ân”, “Kur’ân’ı Nasıl Okudular”, “Kur’ân’ı Nasıl Anladılar”, “Kur’ân’ı Nasıl Yaşadılar”, “Yusuf’un Üç Gömleği”, “Hz. Şuayb”, “Oruç: Ötelere Seyahat” gibi birçok eseri bulunan Abdullah Yıldız Hoca, derslerinde Kur’ân’ın hayat verici mesajlarını hayata aktarmanın imkânları üzerinde duruyor. Kur’ân-ı Kerim’de yer alan hayatî kavramları ders başlığı olarak seçen Yıldız, bu hafta “İslam ve Teslimiyet” konusunu ele alacak.

Abdullah Yıldız Hoca, haftanın üç akşamında, üç ayrı yerde sohbetlerine devam ediyor.

1) Salı akşamı, saat 20.30’da: Fatih AKV Merkez binası (Horhor cd. Yeşiltekke sk. No: 4). Tlf: 0212 631 13 85.

2) Çarşamba akşamı, saat 20.30’da: Kartal/Soğanlık Süreyya-Der (Yeni Mh. Atatürk Cd. No: 82. Titiz lokanta üstü), Tlf: 0532 713 91 30.

3) Cuma akşamı, saat 20.30’da: Üsküdar/Çamlıca Umran Kültürevi (Bulgurlu cd. Bulgurlu hamamı karşısı). Tlf: 0216 545 99 09.

(Programlara katılım serbesttir. Genç ve yaşlı, erkekler ve hanımlar katılabilirler.)
 

SON VİDEO HABER

Türkiye dünyada ikinci, Avrupa'da da birinci

Haber Ara