Dolar

35,1981

Euro

36,7471

Altın

2.968,65

Bist

9.724,50

Başbakan Davutoğlu’na açık mektup

11 Yıl Önce Güncellendi

2014-10-15 16:45:57

Başbakan Davutoğlu’na açık mektup
Sayın Başbakan,

Antalya Havaalanında içeri girmek için “dini kıyafetlerin” zorla çıkartıldığından haberiniz var mı?

Müslüman Kadına yönelik valiliğin aldığı bu ayırımcı tutumu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Türkiye’de birçok şeyin değiştiği inkâr edilemez. Bu değişimlerin hepsinin iyi olduğu gibi bir algı oluşturulması ise doğru değildir.
Değişimlerin sonucunda sistemde bir karmaşa kaçınılmaz görünse de bunun bir kısmı tolere etmek mümkün değildir. Bunun başında kişi hak ve hürriyetleri gelir. Uygulamalara baktığımızda bugün bunun tam sağlandığı söylenemez.

Çıkarılan yasalar ve uygulamalardaki çifte standartlar, karşılıklı güç gösterileri, hürriyetlerin daha da kısıtlanacağını göstermektedir. Oysa yapılması gerekenler günü kurtarmak değil, bir gün herkese hukukun lazım olacağını hatırlamaktır.

Bugün kendini partinin neferi olarak gören birçok bürokrat, keyfi uygulamalarla ortalığı bulandırıp durmaktadır. Bunların buralara yerleştirilmesi yine partililer tarafından sağlandığından dokunulmazlıkları oluşmuş durumdadır. Şikâyetler ise hasıraltı edilmektedir. Bunların çoğundan haberiniz dahi yoktur.

Sayın Başbakanım,

Size şunu açıkça söylemek isterim ki insanlar sorun yaşadıkları kişileri şikâyet etmekten bile vazgeçmiş durumdadırlar, “nasıl olsa sonuç almam” diye. Bu sistemin çürümeye yüz tutuğunun bir göstergesi olsa gerektir.

Hesap sorabilmek ve hesap verebilirlik bir sistemin temeli olmalıdır. Hesap sorabilmeyi “kötü niyetliler” olarak okumak bugünlerde bir geleneğe dönüşmüş durumdadır, haberiniz olsun. Hesap verebilirlik ise bu sistemde hiç mümkün olmamıştır. Ne yazık ki sizin iktidarınızda da sizin atadığınız kişilerin kendini o eski “ben devletim lan!” ağzını iyi tutmuşa benziyor ki aynısını yapmaktadır sadece cümle değişmiş “ben Ak Partilim lan!” şekline dönüşmüştür.

Sayın Başbakan,

Ak Parti İktidarının ilk yıllarında birçok İslami kavram bir genelge ile yasaklanmıştı. Belki bunda 11 Eylül eyleminin dünya üzerinde oluşturulan “İslami Terör” algısının etkisi ve sizin o dönemde devlet içindeki güç odaklarıyla baş edemeyeceğiniz bir döneme denk geldiği için bir nebze olsa da mazur görülmüştü.

Fakat 1 Ekim 2014 tarihinde Antalya Havaalanından, Sabiha Gökçen Havaalanına uçmak için eşimle giriş yaptığımızda hiç başımıza gelmeyen bir olay geldi. Oysa daha o sabah İstanbul’dan uçmuş ve bir sorunla karşılaşmamıştık. Antalya Havaalanında daha X-Rey cihazına girmeden, oradaki görevlinin, eşimin “Pardösüsünü çıkarıp çıkarmayacağını” sorması, bize ters gelen ve bireysel bir edepsizlik olarak gelmişti.

Eşim, bu cihazdan hiçbir ses çıkmadan geçmesine rağmen bir kabine alınıp üst araması yapılacağını söylediler. “Cihaz ötmediği halde bunu neden yaptıklarını” sorduğumuzda ise “valilik emrinin bu olduğunu” söylediler. Bunun Müslüman kadına yönelik bir ayrımcılık olduğunu söyleyip bunu kabul etmemizin mümkün olmadığını söylediğimizde ise “Polis! Polis!” sesleriyle etrafımızın polisler tarafından çevrildiğine şahit olduk.

Polise “cihaz ötmediği halde neden bizi kabine alıp üst araması yapılacağını, bununla ilgili bir emrin olup olmadığını sorduğumuzda ise polis, “dini kıyafet giyenlerin cihaz ister ötsün isterse ötmesin her halükarda kabine alınıp üstün çıkarılmasıyla ilgili valilik emri olduğunu” söyledi.

Bu emri gördüm. Böyle bir emrin ayrımcılık yarattığını ve kabul etmemizin mümkün olmadığını belirterek ve birçok yerle görüşme gerçekleştirdikten sonra geçebildik. Ama durup burada gözlem yaptığımda ise Türkiye’de Müslüman kadına yönelik ayrımcılığın hala devam ettiğine şahit oldum. Utana sıkıla pardösüsünü çıkaranda vardı. Pardösüsünü/çarşafını çıkarmadan kabine geçip orada çıkaranda. Ama işin ilginç yanı bunların birçoğunda o cihaz ötmüyordu. Ben geçtiğimde ötmediği için eldeki cihazla kontrol edilmedim. Yine birçok açık bayanda öttüğü halde kabine alınmadan ellerindeki cihazla kontrol edilerek bırakıldılar.
Sayın Başbakan,

Uzun dönemdir yüksek görevlerde bulunduğunuzdan dolayı havaalanların Vip kısmını kullanmaktasınız. Belki Antalya’da uygulanan bu ayrımcı olaydan haberdar değilsiniz. Türkiye’nin ve birçok ülkenin havaalanlarını eşimle birlikte kullanmamıza rağmen Antalya havaalanında yaşadığımız bu utanç verici ayrımcılıkla hiç karşılaşmadık. 28 Şubat sürecinin en karanlık döneminde dahi yaşamadık. Sizin bu ayrımcılıktan haberiniz var mı? Eğer yoksa bununla ilgili ne yapmayı düşünüyorsunuz?
Başörtüsünü serbest bırakmış bir parti olarak yine talimnameye “dini kıyafet” ibaresini ayrımcı bir tarzda koyan Antalya valiliğine nasıl yaptırım uygulayacaksınız merak ediyorum.

Bu konunun takipçisi olacağımı bildirir. Eski bir öğrenciniz olarak saygılarımı sunarım.



Haber Ara