Dolar

35,1981

Euro

36,7471

Altın

2.968,65

Bist

9.724,50

BDP zihniyetinin CHP’den Farkı ne?

15 Yıl Önce Güncellendi

2011-06-09 15:02:33

BDP zihniyetinin CHP’den Farkı ne?

BDP zihniyetinin başlatmış olduğu alternatif Cuma namazlarının samimiyetten uzak olduğunu biliyoruz. Buna birde Kürtçe ezan eklendi. Bu durum Cumhuriyetin kurulmasından sonra başlayan jakoben ve dayatmacı bir toplumsal dönüşümün silahlı güçle sağlamaya çalışan CHP zihniyetini akla getiriyor.
Biz 12 Şubat 2010 tarihinde yine buradaki köşemizde “BDP zihniyetinin CHP’den Farkı ne? Ya da Kürtlerin Sekülerleştirilmesi” başlığı altında dilendirmiştik. Mademki gündemde tam bu tartışmalar var bu yazının tekrar gözden geçirilmesinde yarar görüyorum.
 
Kürtleri temsil iddiasında olan Barış ve Demokrasi partisi, gerçekten Kürtleri temsil etme zihniyetine sahip mi? Onu değerlendirmeye tabi tutmak gerekir. Bu değerlendirmeyi yaparken de Cumhuriyetin kurucu zihniyetini oluşturan Cumhuriyet Halk Partisi’ne bakmak gerekir. Kendi ideolojisini bir şahıs üzerine oturtan ve ona Tanrı muamelesi gösteren bu zihniyet, yıllarca vatandaşına özgürlük hakkı vermemiş ve tüm vatandaşını hainlikle suçlar durumunda olmuştur. Bunun içinde sürekli sırtını silahlı güçlerine dayatmış ve bu ideolojiyi silahlı güçlerin on yılda bir vatandaşı hizaya sokmasıyla devam etmiştir.

 Bu algının sorgulanması bugün dahi suç kabul edilebilmekte ve dayatmacı bu ideolojinin arkasına sığınan CHP, özgürlükler önünde sağlam bir kale gibi durmaktadır. Bu ideoloji gerektiğinde sol, gerektiğinde sağ ve yeri geldiğince milliyetçi politikalar üretmektedir. Niye CHP’yi anlatıyoruz. Çünkü bölgede yıllarca CHP’ye sırtını dönen ve onu inananların başına balyoz indirdiğine inanan Kürtler, bugün aynı zihniyete sahip, HADEP, DTP ve bunların devamı olan BDP’ye oy vermekte bir mahsur görmemektedirler. Bu zihniyette sırtını tek adama dayanmış, politikalarını onun üzerinden yürütmekte, gerektiğinde dağdaki militanlarını adres gösterebilmektedir.

 Algı  yanılsaması dediğimiz şey budur. Bir toplumu dönüştüremiyorsan farklı bir yol izleyerek, söylemleri değiştirerek, onları  dönüştürmeyi kolaylaştırabilirsin. Kürtler genel olarak dindardır. İslam onların belirgin karakterini oluşturur. Herkesin ulusçuluk hastalığına tutulduğu yıllarda Kürtler ümmetçiliğin savunuculuğunu yapıyorlardı. Şeyh Said ayaklamasında Kürtçülük arayanlar son ifadesine bakmaları yeterlidir.
 
Cumhuriyeti kuran ve toplumu tepeden dönüştürmeye çalışan zihniyetin aynısını bugün Abdullah Öcalan’ın kurguladığı zihniyette bulunmaktadır. Cumhuriyetin ideologları toplumu güdülecek ve eğitilecek bireyler olarak görüp, onların ancak baskıyla muasır medeniyet seviyesine çıkarılabileceğine inanıyorlardı. Öcalan zihniyeti bundan farklı değildir. O da Kürt halkını aşağılamakta ve onların eğitime tabi tutulup modernleşmesi gerektiğine inanmaktadır. Cumhuriyetin ideologları ile Öcalan’ın sorun olarak gördüğü bir diğer şey ise; İslam dinidir. İki tarafta toplumun bu gerici(!) unsurdan kurtarmaya çabalarken, diğer tarafta başarı sağlanana kadar dini çıkarları uğruna kullanmakta bir beis görmemektedir.

Cumhuriyetin yıllarca Kürtleri dönüştürme, asimile etme projeleri gerektiği sonucu vermedi. Sürekli sistemle kendileri arasına bir mesafe koydu. Bu durum onların dinlerine bağlılığını ve alternatif eğitim sistemlerini halkın desteğiyle ayakta tutmasını sağladı. Fakat son on beş yıl içinde bunların değiştiğini görmekteyiz. İşin ilginç tarafı bunun devlet tarafından değil, PKK’nın siyasal kanadı olan parti tarafından sağlanmasıdır. Çünkü örgüt tüm halka siyasi parti sayesinde rahat bir şekilde ulaşmaktadır. Dindarlıklarından dolayı sistemle barışık olmayan Kürtleri, Öcalan’ın siyasi partisi sistemle barıştırdı. Sisteme entegre etti. Kürtleri dönüştürdü.

Zihniyetleri üzerinde oynadı. Hayatı algılama biçimlerini CHP zihniyeti değiştiremedi ama bu zihniyetin Kürt versiyonu BDP de değiştirdi. Devlet Kürtlerin beleği üzerinde tam oynayamadı, fakat sistemin vermiş olduğu yılların baskı ve zulmünü birkaç kavramla oynayarak BDP zihniyeti çok başarılı bir şekilde değiştirdi. Devlet bu zihniyet değişiminden ve Müslüman Kürtleri bu ulusçuluk hastalığının içine çekmekle içten içe memnun görünmektedir. CHP bu noktadaki tüm görevlerini BDP zihniyetine devrini yıllar önce gerçekleştirmişti. Bundan da dönüşümleri gördükçe sevinmektedir.

 
BDP zihniyeti, CHP zihniyetin yapmış olduğu diğer bir değişiklik olan dilin laikleştirilmesi ve İslami kavramlardan arındırılma çalışmasıdır. BDP zihniyeti bundan da çok ciddi bir yol katletmiş durumdadır. Kürtlerin genel olarak kullandığı ve kavramsal çerçevesinin islamdan beslendiği ve bunların medreselerle desteklendiği dil yerine, bu zihniyet kurmuş olduğu televizyon kanallarıyla dil devrimi gerçekleştirerek, seküler bir dil sağlamada başarı sağlamıştır. (TRT şeş bile bu seküler dili kullanmaktadır).
 
Müslüman Kürtlerin BDP zihniyetiyle olan ilişkilerini gözden geçirdiklerinde bunların CHP zihniyetinde farklı olmadıklarını göreceklerdir. Son dönemlerde bu milliyetçi söylemler Müslümanları da içine çekmiş durumdadır. Ezanın Kürtçe olarak okunması bunun en belirgin benzeliğidir.
 
Söylemlere baktığımızda Müslüman Türkler sistemin kucağına itelenirken, diğer taraftan Müslüman Kürtlerinde BDP zihniyetin kucağına doğru itelendiklerine şahit olmaktayız.
 
Müslüman Türkler sistemin kucağına doğru itelendiklerinde sırtını devlete dayamanın rahatlığıyla Müslüman Kürtler konusunda ahkam kesilirken, aynı şekilde BDP zihniyetine yakın duranlarda kendini mazlumun yanında konumlandırdığını söyleyerek, diğerlerini faşistlikle suçlayabilmektedir.
 
Bu durum gösteriyor ki, bu konuda karlı çıkan Müslümanlar değil, seküler sistem olmaktadır. Olanda Müslüman Kürtlere oluyor.

Haber Ara