Dolar

35,1981

Euro

36,7471

Altın

2.968,65

Bist

9.724,50

Bize ve Ötekilere Dair

15 Yıl Önce Güncellendi

2011-04-12 09:54:18

Bize ve Ötekilere Dair
Bize dair;

Bugün sistemin alternatifi olarak kendini değerlendiren Müslümanların, devletin ahlaki tekelinin tedavülden kalkması ve etik kuralların büyük ölçüde özelleştirilerek piyasanın insafına terk edilmesi ile birlikte, piyasada sergilemiş oldukları davranışlar, devletleriyle ne kadar bütünleştiklerini göstermektedir.

Sistem insanının yaşam biçimini mutlak bir tüketime indirgediğinden, bugün ve yarın insanlara; modernliğin sunmuş olduğu hazzı yayarak yaşamayı ve sonuca gidildiğinde de bunun devam edeceği düşüncesi, merkeze oturmuş görünmektedir.

Postmodern yaşam ise, bunun karşılığını vermeyi ertelemeyi vaat etmektedir. Zygmunt Bauman "Modernlik yaşamın özetini tasarruf defterleri idiyse, postmodern yaşamın paradigması kredi kartıdır" ifadesiyle insanoğlunun ahlaki dejeneresinin gelmiş olduğu noktayı göstermektedir.

Burada birey yüzsüzleştirilerek yeni bir etik oluşturulmaya çalışılmaktadır. Bu yüzsüzleşmenin içinde Müslüman kesimde yerini almış görünmektedir.

Bundan dolayı gelin Müslümanlar olarak; hayali ödevler ve sahte yükümlülükler tarafından yüzsüzleştirilen dünyayı kutlayalım! Kutsal ilkeler ve mutlak hakikatlerin dağıtılması ya da demode edilmesiyle birlikte kişinin, hangi kişisel ilkeleri ve özel hakikati benimsediği ve izlediği artık çok da önemli olmadığını dünya aleme gösterelim! gösterdiğimiz gibi.

Alternatif olmanın söze değil, eyleme dönük olduğunu aklımızdan çıkarıp, kendimizi de kandırmayalım. Mümin ahlakı ve kapitalist ahlakın neresinde olduğumuzu da hesaplayalım.

Bugün Müslümanların içinde bulunduğu durum, ilahi mutlaklar ve mutlak doğruların ölümü ile "her şey mubah" lisansı arasında ahenksiz bir durum var.

Mutlak değerlerin eyleme dönüştürülmemesi diğer tüm değerleri, herkesin benimsediği "bir altın standardının olmamasının dünyadaki tüm paraları aynı kılmasından" daha fazla aynılaştırmıyor gibi görünmektedirler.

Seçim kaçınılmaz ise sorumlulukta kaçınılmazdır. Bu nedenle yaşama dair seçimlerimizde ne tür sorumluklar yükleneceğinin bilincinde hareket edilmelidir.

Satışa sunulan sorumluluktan, sığınma mekânları inşa ederek kandırılacak olanın biz olduğumuzun, bunun dışında problemli bir kişilikle yükseltilmeye çalışılan duvarın yıkılacağını da bilmemiz gerekmektedir.

İlişikte garanti süresi olmayan bir yaşamın geleceği ya bahçe ya da çukur olacağının hesabı yapılmalıdır. Mal defolu ise ve başvurulacak yerde yoksa heyhatların zamanı geçmiş demektir.

Ötekiler dair;

Çağdaş dünya görüşü bilimselliği adı altında bize dayatılan şeyin doğru ya da yanlışlığını tartışmaya dahi tahammülü olmayanların bilimselliği tartışma götürmektedir.

Bu çağdaş bilimsellik yerine geçtiği dinsel görüşün aksine, ahlak ve iyi hayat reçeteleri bu bilimsel görüş içinde anlamlı bir yer tutmamaktadır.

Bilimsel bilginin doğuşunun hümanizmin ve insanın rasyonel güçlerine inanmanın gelişimine tanık olduğu doğrudur.
Bir başka doğruda insanların artık bir makine gibi algılanmaya ve ona göre reçetelerin hazırlandığıdır.

Jon Nuttall Ahlak üzerine Tartışmalar adlı kitabında "Bilimin bıraktığı boşluk yüzünden, dinin hala bir cazibesi var ama genelde varlığını sürdüren bu dinsel inançlar, ne dünyayı anlamamızın metafizik çerçevesini ne de dünyada nasıl yaşayacağımızın bilgisini sunar. Aksine bunlar kişisel inançlardır, tapılan tanrı kişisel bir tanrıdır ve denk düşen ahlak da kişisel bir ahlaktır."

Bize dair;

Bugün Müslümanların içinde bulunduğu durum bundan farklı mıdır?
Öğretinin bize vazettiği ve onun uygulayıcısı Resul'un yaşamında kendini gösterdiği ve toplumsal bir alan yaratmış olmasına rağmen, eğer bugün İslam Toplumunda ahlaki değerler yerli yerinde değilse, bugün ortaya konan şey kişisel inançlar olmuştur, tapılan Allah kişisel bir tanrı haline getirtilmiştir ve buna göre denk düşen ahlak da kişisel bir ahlaktır denebilir.

Bunun için ahlakiliğin sorgusu yapılmalıdır. Sağlam kişilikler nasıl bina edilir ve modernizm ve post modernizmin oluşturmuş olduğu patolojik rahatsızlıkla yoğrulmuş kişiliklerden insanımızı kurtararak, Mekke'de yürüyen Muhammed (sav) gibi, daha vahy'le tanışmadan kirlilikten korunmanın yollarını bulmamız gerekmektedir.

Ancak bu sağlam kişiliklerin inşa edeceği aile tipi toplumsal bir tevhidî ahlak oluşturabilecektir.

Haber Ara