HSYK ‘da İktidar için Yeni İmtihan
11 Yıl Önce Güncellendi
2014-09-06 10:36:04
Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) üyeliği seçimleri 12 Ekim'de yapılacak.
Seçimler yaklaştıkça kulislerdeki hareketlikte artmaktadır. Modern ulus devletlerde yargı
bir güç unsuru olarak sürekli kullanılmıştır. Çoğu zaman ise rakibinin bir güce ulaşmasını
engellemek ve bertaraf etmek içinde kullanılmıştır. Bazen de yargının kendisi de bir güç
haline gelip, seçimle iktidara taşınanları işlevsiz hale getirme görevini yüklenmiştir.
Bundan dolayı yargının üzerinde birçok oyunun oynandığını bilmek gerekir. Bilmemiz
gereken diğer bir durum ise “hukukun bir gün mutlaka size de lazım olacağı” gerçeğidir. Bu
gerçek çoğu zaman göz ardı edilmektedir. Türk yargısının bu kadar temelsiz ve çeteci mantığı
bu yargıyı göz ardı etmesinde kaynaklanmaktadır.
Güç, her zaman kendine taraftar bulabilmektedir. Bu taraftarların güce tapınması, gücün
el değiştirmesiyle birlikte değişeceğini unutmamak gerekir. Dünya ve Türk siyasi tarihi
bunun örnekleriyle doludur. Güce ram olanlar, tabii oldukları güce her zaman büyük zararlar
vermişlerdir. Bunun en güzel örneklerini İslam Tarihi’nde görebilmekteyiz. İslam’ın
güçlenmesiyle, İslam’a giren ve birçok savaşta başarı sağlamış birçok kişinin, hilekârlığın
ve savaş hukukuna aykırı davranışların müsebbibi olmuşlardır. İslam Siyasi Tarihi’nde
bize miras bırakılan bu kötü mirasların üzerinde İslam dünyası bir türlü kan deryasından
kurtulamamaktadır. Yine bu kişilerin savaş ve yönetim uygulamaları coğrafyamızdaki kadın,
kılıç ve iktidar üçgeninde dönüp dolaşmaktadır.
Onun için düşüncesini açıkça ortaya koyan kişiler ile gizemli, olaylara bakışının ne olduğu
belli olmayan, çoğu zaman münafıkça tavırlar sergileyen kişileri aynı kefeye koymamak
gerekir. Yanlışınızı, hiçbir siyasi beklentisi olmadan size söyleyenden zarar gelmez. “Evet,
Efendimliler” her zaman girdikleri ortama zarar vermiş ve kendi geleceklerini her şeyin
üstünde tutuklarından dolayı da yanlarında göründükleri hareketlere büyük zararlar vermiştir.
HSYK, Ak Parti iktidarında kendini muhalefet konumunda bir parti gibi gören ve buna göre
hareket eden bir yapıydı. Çete mantığıyla hareket ediyordu. Hukuk, hak, adaleti mumla
aranıyordu. Anayasa değişikliği sonrası yapılacak HSYK seçimleri öncesi, yazdığımız bir
yazının başlığı “HSYK bir çeteden alıp başka bir çete teslim edilmemeli”ydi. Sonrası malum,
bugün HSYK’yı yeni bir çeteden kurtarmanın çalışmalarının nasıl yürütülmeye çalışıldığını
görüyoruz.
HSYK seçimlerinde, iktidar, HSYK’yı kurtarma adına yeni yanlışlara düşmeye devam
ediyor. Adalet Bakanlığı'nın koordinasyonuyla Yargıda Birlik Platformu kuruldu. Listesini
hazırlamış durumdadır. Peki, seçime girecek hakim ve savcıları ne kadar tanıyoruz. Hayata
bakış açıları nedir? Olayları görme biçimi hakkında hiçbir fikrimiz yok. Sadece birçok
fraksiyondan kişilerin olduğu söyleniyor. Türkiye’nin tüm renkleri deniyor ama iktidarın gücü
bunu inandırıcı kılmıyor. Mesele adil yargılamanın nasıl yapılacağı değil, yargıya çöreklenen
“paralel yargı çetesini” bertaraf etme üzerine kuruludur. Bu durum “benim oğlum bina okur,
döner döner yine okur” meselesine dönmektedir.
YARSAV ulusalcı görüşleriyle bildiğimiz, her platforma düşüncelerini açıklamaktan
çekinmeyen ve Ak Parti iktidarıyla birlikte HSYK’nın nasıl çeteci bir mantıkla hareket
ettiğini biliyoruz. Kemalist, ulusalcı ve örgütçü yapılarıyla kendilerinden olmayana hayat
hakkı tanımadıklarını daha önceki yönetimlerinden biliyoruz. Herkesi kucaklamaktan uzak,
hukuku sadece kendilerine yarayan bir araç olarak görmeleri, çatışmacı kişilikleriyle bu
ülkeye kazandıracakları bir anlayışın olmayacağı kesin gibi görünmektedir. Zaten kendi
kongrelerinde de bu heyecanı yetirdikleri gözlemlenmiştir.
İktidarın, “Paralel Örgüt” olarak gördüğü Fetullah Gülen hareketine bağlı hakim ve
savcılar boş durmuyor tabi. Yaklaşık 3-4 bin taraftarının olduğu tahmin edilmektedir. Gizli
yapılanmaları, örgütlü yapısıyla gizliği ön plana çıksa da yargıda hiyerarşisi belirgin en
örgütlü yapı olarak öne çıkmaktadır. İstediklerinde yargıyı nasıl kilitleyebileceklerini 17
ve 25 Aralık’ta göstermekle kalmadılar, şuan bile HSYK toplantılarını nasıl kilitledikleri
görülmektedir. Katlettikleri hukuku, cemaatin emrine amade kılarak hukuksuzluğun ne
olduğunu bize gösterdiler. Kime hizmet ettikleri ise hala bilinmemektedir. Bu tartışma bu
hareketin kurulduğu günden bugüne kadar tartışılmaktadır.
HSYK seçimlerinde görüşlerini açıklıkla ortaya koyan, gizli bir ajandalarının olmadığı
yazdıkları yazılarıyla ve katıldıkları tartışma programıyla ortaya koyan Demokrat Yargı’nın
belirgin bir hukuk perspektifi ortaya koymasının önemli olduğunu düşünüyorum. Demokrat
Yargı’nın Genel Sekreteri Kemal Şahin bu seçimde tek aday olarak girmesi, Türk hukuk
sistemi açısından bir eksikliktir. Kimisinin cemaate, kimisinin iktidara, kimisinin ulusalcılara
sırtını dayadığı seçimde, düşüncesini “yeni bir hukuk ve yargının inşası” için mücadeleye
adayan, gerçekten “bir yargının olmadığını” ve “hukukun da tüm topluma ait olmadığını” bu
yüzden de “bir hukuktan bahsedilemeyeceğini” söyleyen kaç aday var? Onun için böyle
düşünen tek adaydan daha çok adaya ihtiyaç duyduğumuzu söylemeliyim.. Ama yine de
Kemal Şahin’in aday olması yargının geleceği açısından umut vereceğini düşünüyorum.
Kimseye yaranmak zorunda kendini hissetmeyen, lafını eğip bükmeyen, gerçeği ve hukukun
bağımsızlığını savunan bu kişilerin desteklenerek adaletli bir zemin oluşturabilmesi Kemal
Şahin gibi insanların mutlaka HSYK’da yer alması gerekir. Karnında konuşmayan ve yargının
içine düştüğü çıkmazları her ortamda yazıp konuşan kişiler ancak gerçek bir hukuk anlayışı
ortaya koyabilir.
Demokrat Yargı’nın kurucuları arasında yer alan Osman Can’ın AK Parti içinde aktif
olmasına rağmen, Demokrat Yargı’nın bağımsız bir yol izleyerek kimsenin değil yargının
bağımsızlığının yanında yar almasının önemli olduğunu düşünüyorum.
Demokrat Yargı’nın Kemal Şahin’le bu seçime katılması önemli olduğu kadar, seçilip,
seçilmemesi ise bize Türk Yargısının geleceğinin nasıl bir yol izleyeceğini de gösterecektir.
Kemal Şahin’i neden önemsediğimi kendisinin “Niçin Adayım?” yazılı basın açıklamasındaki
beyanını okuduğunuzda bana hak vereceksiniz.
NİÇİN ADAYIM?
Hâkim ve Cumhuriyet savcılarının tüm kaderini, hikmetinden sual olunmaz bir şekilde elinde
tutan bir HSYK yerine, hesap veren, meşruiyetini hâkim ve Cumhuriyet savcıları hakkında
verdiği kararlardan ve yargıya ilişkin iş ve işlemlerinden alan bir HSYK'nın oluşumu için
adayım.
Bir yandan, seçimlerin bürokratik ve hiyerarşik yol ve yöntemlerle eşitsiz ve antidemokratik
bir memurin eylem haline gelmesine neden olan Hükümet kanadı ile bu süreci paranoyak/
şizofrenik bir evrene dönüştüren Gülen Cemaati'nin seçimin nesnel koşullarını yok ettiklerine
dikkat çekmek, diğer yandan da -önemli olanın sayısal çokluk ya da anlık "kazançlar" değil
doğru ve meşru siyaset olduğu gerçeğinden hareketle- adil ve demokratik bir seçimin yol ve
yöntemlerini işaret etmek ve ısrarcı olmak için adayım.
"Türkiye'de Yargı Yoktur" gerçeğinden hareketle, farklı toplumsal ve siyasal kesimlerin
olabildiğince en geniş ortak ve yaygın rızasına dayalı, adil, demokrat ve insancıl bir yargının
inşası sürecinin kıvılcımını yakmak için adayım.
Başta, " Ben sizin yalan ve hilelerinizle baş edemedim, bu bana dert oldu. Ama ben de
sizin önünüzde diz çökmedim. Bu da Size dert olsun. (Seyit Rıza)" notunu bırakarak canına
kıyan Hâkim Adayı Sevgili Didem Yaylalı olmak üzere, Cemaat HSYK'sı ve "özel yargı
“sının hâkim ve Cumhuriyet savcılar ile yurttaşlara yaşattığı ahlak, hukuk ve insanlık dışı
uygulamalarının "hukuk içerisinde" soruşturulması ve faillerinin ortaya çıkarılması için
adayım.
Mevcut hiyerarşik yapı, sayısız baskı ve "idari bağ"lar sonucunda, "karargâh" niteliğindeki
merkezi yapıların nesnesi haline getirilen hâkimlik ve savcılık mesleklerinin, kendi özgün
konumlarına kavuşturulması için adayım.
Hükümet, Cemaat, ya da başka bir grup tarafından ele geçirilemeyecek ve "kapkaç"a konu
edilemeyecek bir HSYK'nın oluşumu için adayım.
Halkın hakları ve halka ait bir yargı için adayım.
Başta halk olmak üzere hâkim ve savcılar, avukatlar, adliye çalışanları için adeta bir "yangın
alanına” çevrilen adliyenin, "yargı alanına” dönüştürülebilmesi için adayım.
Yargının, temel hak ve hürriyetlerin kısıtlanmasının bir aracı olarak kullanılması geleneğinin
lağvedilerek yerine, yargının temel hak ve hürriyetlerin ihlal ve işgali karşısında aktif,
dayanıklı ve ısrarlı bir güç olması için adayım.
Siyasal rekabet ve çatışmada tarafların araç olarak kullandığı bir yargı yerine, birbirinden
farklı, çatışmalı ve hatta birbirine düşman kesimler nezdinde meşru üçüncü bir güç olan bir
yargının inşası için adayım.
Yargının, etnik, dini, siyasi, sosyal aidiyet ve mensubiyet ayrımı yapılmaksızın bütün bir
halka ait olması için adayım.
Her türlü güç ve iktidar karşısında, tercihsiz, yersiz ve yurtsuz bırakılan ve kaygan ve
hukuksuz bir zeminde ağır iş yükü altında ve insani olmayan koşullarda çalışan hâkim ve
savcılar ile adliye çalışanlarının hukuki güvenlik ve özgüven içerisinde görev yapmalarını
sağlayacak mücadeleyi vermek için adayım.
Hâkim ve savcılar ile adliye çalışanları arasında yargısal olanakların eşit paylaşılması ve
külfetlerin eşit yüklenilmesini sağlamak için adayım.
Toplumun adalet özlem ve beklentilerinin azami ölçüde karşılanması, toplumun adalet
çığlığının asgari düzeye indirilmesi ve yaralanan adalet duygusunun onarılmasında bir nefer
olmak için adayım.
Binlerce faili "meçhul" cinayetin faillerini, yine faillerin gösterdiği adreste arayan bir yargı
yerine, mağdurların gösterdiği adreste arayan bir yargının inşası sürecini başlatmak için
adayım.
2014 HSYK seçimlerinde beni tek aday olarak göstermesini tarihi bir sorumluluk ve de şeref
madalyası olarak addettiğim Demokrat Yargı'nın hukuk, yargı, adalet meselelerine bakış
açısını, perspektifini, felsefesini ve pratiğini daha doğrusu "Demokrat Yargıçlar Ekolü"nü
HSYK'ya taşımak için adayım.
2014 HSYK seçimlerinde, hakim ve savcıların artık "efendileri"ni değil, "temsilcileri"ni
seçeceklerine inandığım için adayım.
2014 HSYK seçimlerinin, demokrat hakim ve savcıların sayılarının azımsanamayacak bir
oranda olduğunun tespit edileceği bir seçim olacağına inandığım için adayım.
Yargı ve ülke kamuoyuna saygıyla duyurulur.
Kemal Şahin,Demokrat Yargı HSYK Adayı
Haber Ara