Ak Partinin meclise sunduğu anayasanın bazı maddelerinin değişmesine dair paket üzerinde koparılan fırtınanın temelini yazının başlığı özetlemektedir. Dışarıdan biri Türkiye’ye, koparılan fırtına üzerinden yürütülen geminin güvertesinde bakarsa, sanki şimdiye kadar olabildiğince objektif ve tüm halkın ortak değerlerini yansıtan bir anayasanın değiştirilmeye çalışıldığını zannedecektir. Oysa salt ideolojik ve militarist bir kafa yapısıyla hazırlanan anayasa baskısı ve halkı görmezlikten gelen ve bürokrasiye teslim edilmiş bir devlet aygıtını ön görmekten başka bir şey değildir.
Bu fırtınaların koparılmasının temel nedeni ise üzerinde atlarını istedikleri şekilde yürüttükleri alanlarının daraltması ve keyfi uygulamaların sonlandırılması için –sürekli egemenliğin kendisine verildiği söylenen ve cumhuriyet kurulduğundan beri bir türlü egemen olmayan- halka gidilmesi endişesidir. Bu endişe doğal olarak bu mevcut devlet erklerinin yaratıcısı CHP’yi rahatsız etmektedir. Daha sonra da CHP mantığının buralara konumlandırdığı yangı mensuplarını rahatsız etmektedir.
Sayın Başbakan konuşmalarında “bu yargı mensuplarının cübbelerini çıkarıp, siyasete girmeleri gerektiğini” ifadelendirmektedir. Fakat bu mümkün görünmemektedir. Çünkü resmi ideolojinin anlayışına göre buralar kendilerine birer sağlam kale olarak verilmiştir. Onun için bu kalelerin kanlarının son damlasına kadar halka karşı korumaları gerektiğine inanmaktadır.
Bakınız, darbe planları çerçevesinde gözaltına alınan generallerin HSYK tarafından atanan yargıçlar tarafından nasıl salıverilmektedir. Niye, çünkü halka rağmen cumhuriyetin kuruluş ideolojisini kendi çıkar ilişkilerinin bir gereği olarak öngörmektedirler. Neden, ideolojik davrandıkları için böyle davranmaktadır. Nasıl oluyor, hukukun köküne kibrit suyu döktükleri ve hukuku siyasallaştırdıkları için bu kadar sesleri çıkmaktadır. “Biz yaptık, bari siz yapmayın. Doksan yıldır atımızı istediğimiz gibi sürüyorduk önümüzde engel yoktu. Gittiğimiz her yer arpalıktı bizim için, şimdi ne olacak bizim halimiz” demeye getiriyorlar.
Hukuk siyasallaşacakmış, U….. demezler mi? Şimdiye kadar vermiş olduğunuz kararların kaçı ideolojik değildi. Yargıtay tarafından, Danıştay tarafından, Anayasa mahkemesi tarafından iptal edilen kararların, genelgelerin, yasaların kaçı siyasal değildi. Şimdiye kadar keyfi uygulamalarda bulun, tükürdüğünü- YÖK katsayı kararı- yala ve sonra hep beraber sabah içtimasına çıkmış asker gibi tek ağızdan Deniz Baykal’ı da yanlarına al bağır “hukuk siyasallaşacakmış”. Başbakanın ifadesini kullanacaksak “hadi oradan” demezler mi? derler. Onun için halka gitmesine korkmaktadırlar. Tekelleri kırılacak. Siyasallaştırdıkları hukukun ilmeğe dönüp onların boyunlarına geçeceğine inanıyorlar ve bundan çekiniyorlar. Çünkü siyasallaştırmanın ne olduğunu en iyi onlar biliyor. Bunu yaparak halka neler çektirdiklerini ve on yılı geçkin gençlerin sınavlarda neler çektiğini iyi biliyorlar. Bununla yüzleşmekten korkuyorlar.
Peki, bu mini paket herhangi bir özgürlüğü öngörüyor mu? Evet, sadece şimdilik bir şeyin özgürlüğünü ön görmektedir. Ak Partinin kapatılmamasını ön görmektedir. Birde çıkarılan bazı genelge, yönetmelik ve yasaların buralardan dönmesini zorlaştırmayı öngörmektedir.
