İdris Naim Şahin bu ülkeyi hiç sevmedi

Bir ülke düşünün.

Toplumun asayişinden sorumlu bakanının nasıl olması gerektiğini gözünüzün önüne getirmeye çalışın.

Ben düşünüyorum.

Ama Sayın Şahin gibi birisi aklıma gelmiyor. Gelmemesi gerekir.

Ama sevmenin kuralı yuvarlanmak ve takla atmak ya da başka davranış ve görevler ise;

Sayın bakan bu halkı ve ülkeyi sevdiğini de düşünmüyorum.

Ne amuda kalktı.

Ne yuvarlandı.

Ne de takla attı.

Şimdiye kadar sevginin böyle belirtildiğini de bilmiyordum.

Sağ olsun sayın bakan öğretmiş oldu.

Başka sevgi göstergelerinin olduğunu söyleyenlerde vardı eskiden; beslemek, görmek, iyi barınaklar ve binekler gibi.

Şimdi bu sevgi göstergeleri devam ediyor mu acaba?

Bunu dile getiren etkili, yetkili kimseler var mı?

Bunu bilmiyorum.

Haberleri izliyorum.

Bakan, daha önce Kaymakamlık yaptığı Erzurum’un bir ilçesine gitmiş.

Halk içişleri bakanı gelmiş ilgi ve misafirperverlik gösteriyor.

Etrafını sarıyor. Sevgi gösterisinde bulunuyor.

Hoş geldin diyor. İlgi ve hürmet gösteriyor.

Koca devletin koca bakanı ağırlamak öyle kolay değil. Hani ilgi gösterilirse yol yapılır köyün, mezranın, beldenin ihtiyacı giderilir düşüncesinde…

Köye yol getiren görevlilere koyun, keçi kesilip yedirildiğine çok şahit oldum. Yollar daha iyi yapılsın devlet görevlisini memnun etme adına. Kaç gün kalınacaksa, tüm yemekler ve sigaralar köylülerce karşılanırdı.

Bakan bey geliyor. Etrafı kalabalık.

Biri öne çıkıyor tüm cesaretini toplayarak.

Bakana “onu çok sevdiğini” söylüyor.

O ne? Öyle kuru sevgi olmaz. Bunun bir karşılı olmalı.

Bakan inanmıyor. “onu sevip sevmediğini nereden bilebilecek ki.”

Sayın vatandaş “sevgini ya yuvarlanarak ya da takla atarak gösterebilirsin.”

Kameralar olmasaydı, bu istek daha farklı bir şekilde de yansıyabilirdi. Geçmişte olduğu gibi.

Vatandaş şaşkın, ne diyeceğini bilemiyor.

Bakan “hadi ordan dercesine” gülüyor.

Vatandaş daha çok eziliyor.

Adeta “yerin dibine girseydim de bu kadar kameranın karşısında aşağılanmasaydım” dercesine haklı olarak bozuluyor.

Yaş genç olsa, büyük ihtimalle bakan beyin bu isteklerini da yapacaktı.

* * * * * *

İdris Naim Şahin anlayışıyla yaklaşalım.

İdris Naim Şahin bu ülkeyi ve bu vatandaşı hiç sevmedi.

Ne kaymakamlık yaptığı dönemde takla attığı görüldü, ne başka görevleri icra ederken.

Biz görmedik, bakanlık koltuğuna oturmak için başbakanın karşısında ikili, üçlü hatta burgulu takla atma ihtimali çok yüksek, bu koltukta oturduğuna göre…

*** ***

Ne yazık ki bu ülkede devlete sırtını dayayan herkes kendini vatandaşın üstünde görür.

Emredici konuşur ve vatandaşa haddini bildirmek sıradan bir davranış olarak görülür. Devlet vatandaşını hizaya getirir çünkü.

Bu anlayış üst bürokratta çok daha yaygındır. Şahin bu gelenekten geldiği, bu tür davranışlar sergilemeyi, vatandaşı aşağılamayı sıradan davranış olarak telakki ediyor olabilir.

Bu adamın hiç mi danışmanı yok, onu bu tür davranışlardan alıkoyacak. Birilerinin ona şartların değiştiğini söylemesi gerekir.

Onu buraya getirenler alaşağı etmesini de çok iyi bilir.

Şahin bu vatandaştan ve tüm vatandaşlardan özür dilemeli. Evet, şaka yaptım, takıldım diyecektir.

Bunun hiçbir inandırıcılığı yoktur.

Onurlu insan bu davranıştan sonra o koltuğa oturmamalıdır.

Onuru farklı algılayanlara ve burgulu taklayı alışkanlık edenlere diyeceğimiz bir laf yoktur.