İsrail kaybetti

İsrail Terör Örgütü,önce 8 Temmuzda Gazze’yi havadan bombaladı.18 Temmuz tarihinde ise kara saldırısı başlattı. Hedef, Gazze’nin hava aldığı ve bir çeşit yaşam ünitesi olarak nitelendirilebilecek tünelleri yok etmekti.

Dünyanın en modern ordusu olarak nitelenen İsrail Terör Örgütü’nün bu yapısı göğüs göğse çatışmaktan hep kaçınmıştır. Aralık 2008 Gazze saldırısında da kara saldırı sonrası verdiği kayıplardan dolayı geri çekilmek zorunda kalmıştı.

İsrail Terör Örgütü ve taraftarları, Hamas ismini duyduklarında hemen panikledikleri bilinen bir gerçektir.

Eskiden bazı ebeveynler çocukları uyutmak ya da fazla yaramazlık yapmamaları için “öcü geliyor” cümlesini kullanırdı, bugün İsrail Terör Örgütü’nün müntesipleri; kendileri ve çocukları için olumsuz bir durumun önlemini almak için “Hamas geliyor” diyerek o davranışın yapılmamasını sağlamaya çalışır duruma gelmiştir.

İzzetin El- Kassam Tugayları, İsrail Terör Örgütü askerleri için çocuklar için “öcü” ne ise o derece korkutucu olarak görülmektedir.
Karşı karşıya gelmemek için her yolu denemektedirler. Onun için karasaldırı bir türlü ilerlemiyor ve buna giriştiklerinde kayıplar da fazla olunca hep geri çekilmek zorunda kaldılar.

Aralık 2008 Gazze saldırısında 1400 kişi şehit olmuştu.Bu savaşta o dönemde Hamas’ın üst düzey yöneticileriyle yaptığımız görüşmelerde İzzetin El- Kassam Tugayları sadece bu saldırıda 50 savaşçısını şehit vermişti.
Bu durum İsrail Terör Örgütü’nün kime karşı savaşçı olduğunu kanıtlar niteliktedir. Sivil katliamlar bunu açıklamaktadır.
İsrail bu durumun farkında, onun için sivillere yönelik orantısız bir savaş yürüterek ve bu savaşın müsebbibi olarak daHamas’ı göstererek; halk nezdindekiHamas’ın itibarını bitirmek istiyordu. Fakatteröristlerin görmediği, saldırılar derinleştikçe, siviller, çocuk ve kadınlar katledildikçe Hamas’la kenetlemede o kadar artmaktadır.

Bu son savaşta İsrail Terör Örgütü kendine çok güveniyordu. İşgalcileri korumak adına “Demir Kubbe” dediği savunma sisteminin delinmeyeceğini düşünüyordu. Ama Hamas’ın elindeki basit roketler bile dilinmeyecek dediği bu kubbeyi delik deşik etti.

Siyonist teröristler ve aileleri; Gazze yerle bir edilip kadın ve çocuklar katledilirken, yeraltında kazdıkları mezarlarında yaşamak zorunda kaldılar.

Gazzelilere hayatı zehir ederken, korkularından dolayı ve çok güvendikleri “Demir Kubbe”leri bile onları dehlizlerinden çıkarmadı.
Teröristleri ise savaş meydanında El-Kasam savaşçısına yakalanmanın korkusunu yaşadı. Genel Kurmayın Harekat Başkanlığı tarafında gizli bir genelgeyle “yakalanan arkadaşları olduğunda, ona ateş edip öldürmeleri” talimatı verildiği basına yansıdı. Bu genelge, korkunun hangi dereceye kadar yükseldiğini bize göstermektedir.

Ateşkes görüşmeleri sürmektedir. İsrail Terör Örgütü askerlerini Gazze’nin dışına çekmiş durumdadır. İsrail her zaman olduğu gibi kara saldırını kaybetmiştir. Sadece savaşı değil içerde de İsrail basınının bu savaşın kaybedildiğine dair onlarca makale ve köşe yazısı yazıldı.

Aynı şekilde İsrail, dünyanın gözünde de kaybeden olmuştur. Aşırı güç kullanımı, meskûn bölgelerin havadan, karadan ve denizden bombalanarak sivillerin öldürülmesi, camii, kilise gibi ibadethanelerin yanında hastane ve okulların da bombalanması İsrail Terör Örgütü’nün dünya nezdindeki kaybedişini ortaya koymaktadır.

Bunu en iyi açıklayan iseForeignPolicy’de bir makaleyle bu durumu ortaya koyan; ABD’nin eski başkanlarından Jimmy Carter ve İrlanda eski cumhurbaşkanı Mary Robinson’dur.Bu makalede; “İsrail’in,Gazze’ye saldırısını haklı çıkaran bir nedenin olmadığını ve İsrail’in bu savaşı başlatarak ve aşırı güç kullanaraksuç işlediğini ortaya koyarken diğer tarafta ise ateşkesle birlikte Hamas’ın bu savaşta siyasi bir aktör olarak daha güçlü bir şekilde sahaya çıktığını” ayrıntılı bir şekilde belirtmiştir.

Savaşlarda zaferin, en fazla öldürenlerin olmadığını, savaşlarda sivilleri katledenlerin daima yenilgiye mahkum olduğunu tarih bize göstermiştir. Onun için bu savaşta zafer Filistinlilerin olmuştur.