İsrail, Suriye’yi vurdukça Esed kazanıyor

İsrail, son bir ay içinde Suriye’yi iki defa bombaladı. Esed zulmünden dolayı, İran ve Hizbullah dışında bu saldırıyı ciddiye alıp kınayan ülke yok gibi.

Bu yanlışı bir yere not etmeli, ne olursa olsun, İsrail zorbalığı kabul edilemez. İsrail’in dün Suriye saldırısı ne kadar kabullenilemez ise bugün içinde aynı şekilde Suriye saldırısı kabullenilemez.

Esed’in direnişçilere karşı tutumunun meşruluğunu İslam ülke halklarına “Filistin Direniş Örgütleri’ne ve Hizbullah’a verdiği destekten dolayı Amerika ve İsrail emperyalizminin saldırısı olarak nitelendiriyor.” Bugün Esed diktatörlüğünün yanında yer alanlar da bu argümanı ileri sürüyorlar.

Esed aynı şekilde Batı ülkeleri ve ABD’ye de “Suriye içinde El-Kaide ve Radikal İslamcılarla savaştığını” dilendirerek onlardan yardım beklentisi içinde olduğunu göstermiş oluyor. Batı ülkeleri ve ABD’nin direnişçilere silah ambargosu uygulamalarının nedeni de budur.

Demek Esed iki noktada da başarı göstermiş görünüyor. Fakat bu mum çok uzun süreli yanmayacağa benziyor. Kendi masum halkına yönelik katliamlar artarak devam ediyor. Benim Halep’te gördüğüm meskun mahallelere düşen Scudlar ve bombalar katliamın izlerini gösteriyordu.

Yine Bustanpasa mahallesinde cephede cadde ortasında vurulan ve iki aydır cesetleri kaldırılmayan anne-kız ve ileride baba resimleri gözlerimin önünde halen canlılığını koruyor.

Bombalamalardan dolayı evlerini terk etmek zorunda kalanların evlerine Şebbihaların nasıl talan ettiklerine de şahit oldum.

Faysal Mikdad açıklama yapmış, “İsrail’in saldırısı savaş nedenidir” diye. Peki, bu ne kadar inandırıcıdır.

İsrail’in Suriye’ye saldırı ve Suriye’nin sessizlik kronolojisine şöyle bir göz atıp İsrail saldırısı üzerine tekrar düşünelim. Ve Mikdad beyin sözlerine ağlayalım mı gülelim mi? karar verelim.

Haziran 1967 - İsrail Suriye’ye saldırdı, 6 Gün Savaşında stratejik Golan Tepeleri’ni ele geçirdi.

Ekim 1973 - Suriye ordusu Golan Tepeleri’ni ele geçirmek için harekat düzenledi, ancak İsrail askerleri tarafından geri püskürtüldü.

1981 - İsrail Golan Tepeleri’ni, uluslararası kınamalara rağmen ilhak etti. O bölgedeki Dürzilere İsrail vatandaşlığı önerdi. Çoğu Dürzi bu öneriyi reddetti.

Haziran 1982 - İsrail, Filistinli gerillaların saldırılarını durdurma gerekçesiyle Lübnan’ı işgal etti. Lübnan’a en büyük dış desteği sağlayan Suriye, Lübnan’ın doğusunda İsrail uçaklarıyla girdiği it dalaşında onlarca uçağını kaybetti.

Aralık 1991 - Suriye, Washington’da İsrail ile doğrudan görüşmelere başladı. Görüşmeler 1993 yılına kadar küçük ilerlemelerle sürdü, ancak daha sonra askıya alındı.

Nisan 1996 - İsrail savaş uçakları Lübnan’ın başkenti Beyrut’taki hedeflere saldırı düzenledi. Saldırıda Suriyeli 1 asker öldü, 7’si yaralandı.

Haziran 1999 - Hafız Esad, dönemin İsrail Başbakanı Ehud Barak’ı, Suriye ile barış isteyen “güçlü ve güvenilir bir adam” olarak nitelendirdi.

Nisan 2001 - İsrail’in Lübnan’da Suriye’ye ait radar üssüne düzenlediği saldırıda, 3 Suriye askeri öldü, 6’sı yaralandı.
Ağustos 2003 - İsrail savaş uçakları Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad’ın yazlık konutunun üzerinde uçarak, Suriye’ye “Hizbullah örgütünü dizginle” mesajı verdi.

Ekim 2003 - İsrail güçleri, Suriye’nin başkenti Şam yakınlarında, Filistinli militanlara ait eğitim kampını vurdu.

Haziran 2006 - İsrail uçakları, Filistinli militanların bir İsrail askerini kaçırmasından sonra, Suriye’nin Filistinli militanlara desteği kesmesi için uyarı olarak yine Esad’ın sarayı üzerinde alçak uçuş yaptı.

Ağustos 2007 - Suriye Devlet Başkan Yardımcısı Faruk El Şara, Golan Tepeleri’ni geri almak için İsrail ile savaşmaya niyetleri olmadığını açıkladı.

Ve son saldırılar. Peki bunların karşılığı oldu mu? Hayır.

Suriye Hafız Esed’le başlayıp, oğul Esed’e kadar Filistin Direnişine en büyük ihaneti gerçekleştirdiği gibi Filistin direnişine en büyük darbeyi de vurmuştur. Bu konuda Filistin- İsrail kitabıma bakılabilir, dip notlarla bu konu ayrıntılı bir şekilde verilmiştir.
Suriye-İsrail sınırı, İsrail açısından en güvenilir sınır olmuştur. En az askerlerini bu sınırda konuşlandırmıştır.

İsrail, Suriye’ye vurarak, Esed’in islam dünyasına yönelik verdiği mesajında haklı olabileceğini göstermek istemektedir. Hele son haftalarda direnişin Halep Havaalanını ele geçirişi ve ilerleme kaydettiklerine bakılırsa, Esed’in buna ihtiyacı vardı.

Böylece savaş daha uzun sürecek ve Suriye’de taş üstünde taş kalmayacak. Bu İsrail ve dostlarının en büyük arzusudur.
İsrail, kimyasal silahların Hizbullah’ın eline geçeceğini bahane ederek saldırısı, askeri anlamda da fiyaskodur. Bunu İsrail’de biliyor. Ama diğer tarafta Türkiye’yle aynı cephede olduğunu göstermiş oluyor. Yani algılamalarda bir yanılma yaratıyor, Müslümanların kafasını karıştırmış oluyor.

Her İsrail bombalaması Esed’e destek, direnişe büyük darbedir.

Son. İsrail, Esed ailesini, dönemin İsrail Başbakanı Ehud Barak’ın, Haziran 1999 yaptığı bir konuşmada belirttiği gibi; “Hafız Esad, Suriye ile barış isteyen “güçlü ve güvenilir bir adam” olmuştur.