Kürdistan İslami İnisiyatifi

9-10 Haziran tarihlerinde Diyarbakır’da değişik illerden ve Türkiye dışından da katılımcıların olduğu “Hak, Adalet ve Hürriyet için Kürdistan İslami İnisiyatifi” ya da “Azadi İnisiyatifi” adında bir toplantı gerçekleşti.

Gözlemci olarak katıldığım bu toplantıya, katılımın beklentimin çok üstünde olduğunu söyleyebilirim.

İslami Kesimin yakından tanıdığı, Med Zehra lideri Sıddık Dursun ve Süleyman Kurşun Hoca’nın yanı sıra Şeyh Said’in torunu eski milletvekili Abdullilah Fırat, Mazlumder Eski Başkan Yardımcısı Şeyhmus Ülek, Sabiha Ünlü ve birçok değerli alim, düşünür ve yazar mutabakat metninin tartışılıp karara bağlandığı bu toplantıda bulundu.

Mutabakat metnini tartışılır duruma getirmek için iki yıldır birçok toplantının ve çeşitli tartışmaların yapıldığını yine burada öğrendik.
Toplantı Kuran-i Kerim’in okunması ve Kürtçe mealin verilmesiyle başladı. Sonra mutabakat metni okundu. Bu metin üzerinde yaklaşık beş altı saat tartışmalar yapıldı. Bu tartışmalarda Kürt ve İslami kimlikli bireylerin bölgeye ve meseleye yaklaşımlarını anlamak bakımından çok önemliydi.

İnisiyatif, katılımcıları bağlı oldukları oluşumlarla değil, bireysel kimlikleriyle katılımlarını şart koşmuş. Böylece bu oluşum bölgedeki herhangi bir yapının değil, Kürt sorununu ve çözümünü önemseyen İslamcı Kürtlerin bir çatı altında toplanması olarak da okunabilir.

Basının yoğun ilgi gösterdiği bu toplantının sağlıklı bir şekilde basına yansıtıldığı söylenemez. Daha öncesinde oluşumda yer alan Sıdkı Zilan’ın genel kabul görmeyen “bir parti kuruyoruz” anlamına gelen açıklamalarda bulunması, basında bir ön yargı gerçekleştirdiği görülüyor.

Buradaki tartışmalarda parti kurmak gibi bir düşüncelerinin olmadığı ortaya çıkıyordu. Hemen hemen tartışmaya katılan hiçbir bireyden parti konusunda fikir beyan edilmedi. Basında ise bu oluşum yeni bir parti kuruluyor şeklinde yansıtıldı. Diğer tarafta ise oluşum haberi verilirken BDP içinde siyaset yapanların fotoğraflarının kullanılması ise kamuoyunda farklı bir imaj çalışması olarak okumak gerektiğine inanıyorum.

Bu durum toplantılara katılıp orada yapılan konuşmaların doğru bir şekilde bize aktarılmadığını okuyabiliriz. Basının ahlaki kuralları hiçe sayarak yönlendirme işini tüm hızıyla devam ettirdiğini bize gösteriyor.

Toplantıya dönersek, Kürt meselesine dair yaklaşımlarda da kafa karışıklığının devam ettiği söylenebilir. Yer yer Kürt İslam sentezine kadar varan tartışmalara şahit oldum.

Diğer taraftan ulusalcı Kürtlerin söylemleriyle örtüşen konuşmalarda yok değildi. Fakat mutabakat metnine bunların hiçbirinin yansıtılmamış olması Müslümanlar açısından sevindirici olduğunu söyleyebilirim.

İlk kez toplu bir şekilde Kürt Müslümanlarda bölgede var olduklarını bu oluşumla ortaya koymaya çalışmalarını önemsemek gerekiyor.

Bölge sorunları daha çok iktidarın BDP’yi muhatap alarak bölgedeki Müslümanları görmezden geldiği söylenebilir. Azadi İnisiyatifi ortaya koyacağı yol haritasıyla aktif bir rol oynayabileceği ve en azında Müslümanların sesi olacağını çok iyi projelerle ortaya koyarsa bir güç olduğunu da ispatlamış olacaktır.

İnisiyatifin deklarasyon metninde islama vurgu yapması ve etnik kimlikle birlikte Kürtlerin İslami kimliklerinin de yok edilmeye çalışıldığına dikkat çekmesi yine Müslümanlar açısından dikkat etmeleri gereken bir değer olarak görmek gerekir.

Azadi İnsiyatifi ya da Kürdistan İslami İnisiyatifi, dünya barışını, İslami değerleri, kardeşlik hukukunu, yardımlaşmayı, halkların tabii ve insani taleplere dikkat çekmesi de önemlidir.

Şiddeti kendini anlatma aracı olarak kabul etmemesi, şiddet sarmalındaki Kürdistan’ın nefes almasını, konuşularak ve çeşitli demokratik eylemlerle de kendini ortaya kayabileceğini ispatlamış olacaktır.

Oluşum yeni olduğu için ve mutabakat metninin deklarasyonu dışında ortaya koyduğu ve kamuoyunun bildiği bir çalışama olmadığı için bir şey söylenemez. Tabi bunun yanında İnisiyatifi bekleyen birçok tehlikeden bahsedebiliriz.

Bölgedeki inkar ve baskıcı politikaların Kürtleri son yıllarda Kemalist/Apoist ulusalcı yorumculuğun ve dayatmacılığın tarafına itebilir. Onun için kelimelerini özenle seçmek zorunluluğu ortaya çıkıyor.

Çünkü bu anlayışa teşne olacak Müslümanların son on yıl içinde Türk ve Kürt Müslümanlar içinde çıktığını görüyoruz.
Diğer taraf kendi dışında hiçbir oluşuma tahammül etmeyen PKK ve siyasi oluşumların İnisiyatife yönelik şiddet eylemleri olabilir geçmişte de görüldüğü gibi.

Yine bölgede Kürtler üzerinde ağırlığı olan ve geniş bir tabana yayılan Mustazaflar Hareketi’nin onlara karşı alabileceği tavır da İnisiyatifi çalışma alanını daraltabilir.

Azadi İnisiyatifin genişleyip tüm bölgeye barışçıl yollarla yayılması için önünde mümbit bir alan olduğunu bilmesi gerekiyor.
İnşallah Azadi İnsiyatifi ya da Kürdistan İslami İnisiyatifi bölge ve Müslümanlar için hayırlı bir oluşum olur.

Onun için “Ji Bo Maf, Dad û Azadiyê Înîsiyatîfa Îslamî Ya Kurdistanê” başarılar diliyorum.