“Belleyemezdim toprağı; cüret edemezdim soymaya
Bu yüzden, çeteyi memnun edeyim diye başladım yalana
Bütün yalanlarım, foyam çıktı artık meydana
Yüzleşmek zorundayım katlettiğim adamlarla.
Hangi masal kurtarır beni acaba, anlatsam
Benim öfkeli, aldatılmış delikanlılarıma.”
Rudyard Kipling
Küresel kavramının ortaya çıkmasıyla birlikte bütün kirlilikler ve aymazlıklar onun sırtına vurulmaya başlandı. Lokal kirlenmeler ve kirletmeler her tarafta aynı şekilde yayılmaya başladı. Bugün uzak bir diyarda bir olay meydana geldiğinde, onun kısa bir süre sonra bizi de içine aldığı ve etkilediği görülmektedir. Artık dünyada meydana gelecek olan herhangi bir değişim ve olayın bizi etkilemeyeceği söylenemez, durumuna getirildi küresel kavramıyla. Her şey o kadar hızlı bir şekilde yayılmaya başladı ki, ondan kaçınmanın yolu yok gibi sunuldu bizlere, bizlerde buna amenna dedik.
Bu kavramla birlikte, modernleşme ve post modernleşmenin getirmiş olduğu bireyin kendine yabancılaşması çok hızlı bir şekilde yayıldı. Bununla birlikte, seküler anlayışın getirmiş olduğu toplumsal yozlaşma ve ahlaksızlık tüm dünyayı kuşatmış durumda görünmektedir. Adalet kavramı yerle bir edilerek, güç adaletin yerine ikame edilmiştir. Böylece Amerika istediği şekilde İslam coğrafyasını işgal edebilmektedir. İşgale karşı gelenler terörist şeklinde lanse edildiğinde, kimse bunların kendi haklarını savunduklarını ve evlerine bulaşan pisliklerden evlerini temizlediklerine inanamaz oldu.
Böylece her şey daha kolay bellenmiş oldu, dünyanın başka bir ucundaki devleti soymaya cüret edilmeye başlandı. Bir çete mantığından hareket edilerek, yüz, iki yüz yıl önce gerçekleştirilen soygunlar, bir sürü kılıfa büründürülerek önümüze çıkarıldı. Ninenin kılığına giren kurtla karşı karşıya kaldık, fakat bugün kimin kurt kimin nine olduğunu birbirine karışmış durumdadır. Biz birbirimizi boğazlarken, birileri hepimizi boğazlamakta ve biz bunun farkında değiliz. Sömürgecilik şekil değiştirdi, modern zamanların emperyalizmi oldu. Çağların değişmesiyle kılıkları değişti, söyleminde daha rahat kandırılacağımız ve bizimde arzularımız olan kavramların içi boşaltılarak ve bazen de değiştirilerek karşımıza çıkarıldılar. Biz bu kuşatmanın farkında dahi değiliz.
Bize söylenen yalanlara hep inandık ve inanmaya devam ediyoruz. Küçük çıkarları için onurlarını satan birkaç kişi dışında bu küresel kuşatmayı içselleştiren ve kabul eden aklıselimler yok. Bizlerin zihinleri bulandırıldığından dolayı, içimize saldıkları korkulardan ne yapacağını bilmez duruma getirildik. Kendimize sahiplik duygusunu, birilerin eline yular tutuşturmak şeklinde algıladık. Yularsız dışarı çıkamaz olduk. Adalet ve direniş mantığını kaybeden insanlar olarak, bu küresel ahlaksızlığın ve sömürünün çarklarını döndüren insanlarla beraber olmada bir beis görmedik.
Böyle olunca da hak ve adaleti ayakta tutması gerekenler, onu yerle bir eder duruma geldiler. Bizim mutlaklarımız değiştirilerek, yerine yeni mutlaklar ikame ettiler. Bütün bunlar bizlere dayatılırken, bilimsellik safsatası sürekli ön plana çıkartılmaktadır. Oysa “bilim, kendi devrimci geçmişinden başka kurumların kullanılmasına karşı çıktığı bir sansür etme yetkisini kendinde bulmaya başladığı anda, kaygan bir zemine ayak basmış olur.” Fakat küresel hegemonyayla birlikte bugün bu gerçekleşmiştir. Bu tekelci ve baskısı eğilimler bütün İslam coğrafyasını kuşatmış durumdadır.
Bu düşünce kendi yapmış oldukları putlarını, bugün acıkarak yemeye başlayan yine onlardır. Fakat bizdeki kopyalar halen o putlara tapmaya devam etmektedir. Onlara bu putları salık verenler, putlarını çıkarları için yerle bir etmişlerdir. Bizdeki pagan kültür artıkları bunu düşünemeyecek kadar bilim kelimesine başını gömüş deve kuşlarından farklarının olmadığını bilim dünyasına yaptıkları katkılar göstermektedir.
Küresel kuşatmayı, küresel bir uyanış ve bilinçle, küresel intifada başlatarak sağlanabilir. Bizi biz yapan değerlerin iyi okunması ve kardeşlik duygusunun her şeyin üstünde olduğu anlayışı kazanmak ve kazandırmakla sağlanabileceği düşüncesinin yüreklerimizde yeşermesiyle olabileceğini unutmamak gerektiğine inanarak yolumuza devam edersek sağlanacaktır.